Türkiye ne zaman bir seçime gitse öncesinde tatsız gerginlikler yaşanıyor ne yazık ki!
İşte yeni bir seçim sürecine daha girdik.
Referanduma 60 gün kaldı!
Umarım çok daha ağır bedeller ödemen demokrasinin gereğini yerine getirir oyumuzu kullanırız.
Hepimize düşen görevler var. En çok da siyaset kurumuna ve siyasetçilere..
Onların her açıklaması her demeci bu sürece olumlu-olumsuz katkı sağlayacak!
Ya daha çok gerilecek, ayrışma yaşayacağız.
Ya da aklın yolu bir diyerek sağ-duyunun hâkim kılınmasına yardımcı olacağız.
İşte sosyal medya!
Önüne gelen akıl-almaz açıklamalar yapmaya yalan-yanlış yorumları dile getirmeye devam ediyor!
Sanal âlemde bile bir-birimize saygımız kalmamış!
Şu üç-günlük dünyada niye bu kadar öfkeli hangi ara bu kadar acımasız olduk!
Oysa hepimizin üzerinde yaşadığı tek bir vatan var!
Tek derdimiz de bu vatanı nasıl koruyacağımız geleceğe nasıl bir ülke bırakacağımız olmalı.
“Evet” diyenler de
“Hayır”  diyenler de bu ülkenin bir parçası!
Yarın yine yüz-yüze bakacağımız aynı vatan üzerinde yaşayacağımızı unutmadan birlik ve beraberliğimizi hesaplayarak sandığa giderek oyumuzu kullanmalıyız.
AK Parti Trabzon Kadın Kolları Başkanı Bahar Ayvazoğlu sosyal medyadan tam da bu düşüncelerimle örtüşen bir paylaşım yaptı.
İşte o paylaşım:
“Sırf başörtülü diye bir genç kıza otobüste saldırmanın adı faşizmdir.
Sırf şortlu ya da mini etekli diye de bir kadına saldırmanın adı faşizmdir.
Kendi yaşam tarzından birine saldırılınca ortalığı ayağa kaldırıp başkasının yaşam tarzına müdahale edilince susmak iki kere faşizmdir.
Son olayda başörtülü kıza saldıran edepsiz kadın CHP üyesi diye tüm CHP'lileri aynı kefeye koymak da izan ve adalet yoksunluğudur.
Partiler fikirleri ayırır İNSANLIĞI değil...”
Bahar hanımı tebrik ediyorum bu açıklamasından dolayı!
Partiler asla insanlığı ayıramaz-ayırmamalı!
İktidar ve muhalefet partilerini daha duyarlı-daha akılcı açıklamalar yapmaya davet ediyorum!
İnsanlığı yaşatma adına!
**
KABOĞLU’NA BÜYÜK HAKSIZLIK!
Kanun Hükmünde Kararnameyle meslekten ihraç edilen 330 akademisyenden biri de Anayasa hukukun önemli isimlerinden biri Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu.
Artvin Borçka doğumlu hemşerimiz Anayasa Profesörü Kabaoğlu “Hocaların hocası lakabını” öyle kolay elde etmedi.
Bilim adına çetin bir mücadeleden geçti.
Doğrusu yaşananlara bir anlam veremiyorum.
YÖK hangi kriterleri göz-önüne alarak akademisyenleri fişledi, toplumun önünde tartışmaya açtı?
Herkes şapkasını önüne koymalı bir daha düşünmeli.
Terör örgütleri ile sonuna kadar mücadele edelim,her türlü tedbiri alalım, suçlu olanları aklı başında kimse zaten savunamaz..
Ama salt düşüncesinden dolayı ya da asısız ihbarların kurbanı olup suçlanarak eğer insanlar mesleklerinden oluyor, işine-aşına-ekmeğine göz dikiliyorsa o zaman yandık demek!
Sağcısı-solcusu Kabaooğlu hocamız üzerinde birleşiyor ve aynı şeyi söylüyor.
“O işini yapıyordu”
Ne olur bırakalım insanlar işini yapsın!