CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör, ‘Adalet’ yürüyüşünün ardından ilk kez sonnokta’ya önemli açıklamalarda bulundu.

CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör ile essiz bir söyleşi gerçekleştirdik. Ülkede destek vereni kadar tepki gösterenin de olduğu ‘Adalet’ yürüyüşü sonrası sonnokta’ya içini döken Güngör, birbirinden çarpıcı ifadeler kullandı. Sadece yürüyüş değildi konuştuklarımız. Kabine değişikliğinden, Bakan Soylu’ya kadar, Trabzon’un sorunlarından parti içi çekişmelere kadar pek çok konuyu konuştuk. İste sorularımıza oldukça içten bir şekilde cevap veren Turgay Güngör’ün o açıklamaları:

Öncelikle adalet yürüyüşünden başlayalım. Nasıldı?
Bu eylemde esas olan ülkede yoksunluğunu, eksikliğini hissettiğimiz adaletin temini ve tesisi için gayret göstermekti. Sayın Genel Başkanımız Ankara Güvenpark’tan başlayarak İstanbul’a kadar 450 kilometrelik yolu Maltepe mitingi ile taçlandırdı. Bu yürüyüşün tamamına örgüt olarak destek verdik dersem yanlış olur. Çünkü hakikaten mesafe uzun ve uzun süreli bu yolculuğun tamamını gerçekleştiremedik. İlk gün Güvenpark’tan başlayan yürüyüşe eşlik ettik. Daha sonra Düzce Hendek arasındaki bölüme ve en son bölümünü katıldık. Bunun dışında sayın milletvekilimiz Haluk Peksen yürüyüşün tamamına katılım sağladı, destek verdi. Çok güzel bir organizasyon oldu. Türkiye’de ve belki de dünyada ilk defa bu kadar uzun soluklu bir yürüyüş eylemi gerçekleşmiş oldu.

Eylemin tek sebebi Enis Berberoğlu muydu?
Burada amaç tamamen barışçıl bir eylem olan bu yürüyüş hareketinin amacı gerçekten ülkede adaletin tesis edilmesiydi. Atılan her adım bunun içindi. Sunu rahatlıkla ifade edebiliyoruz özellikle bu 15 yıllık bu süreçte yasama yürütme ve yargı erkleri arasındaki özerk, bağımsız yapı yok edilerek, hepsinin tek elde, yani tamamen yürütmenin basının elinde toplanan bir ortam hazırlandı. Ve bu her gün daha da güçlendirilerek sürdürülüyor. Bu çok tehlikeli bir durum. O nedenle tüm bunların ardı ardına gelmesi ve sonunda bir parlamentör olan Enis Berberoğlu’nun sadece ve sadece gazetecilik yaptığı için, bir gazete haberinin yayınına sebep olduğu için 24 yıl gibi bir cezaya çaptırılması bardağı taşıran son damla oldu. Sır olan bir şey değildi yaptığı, toplumun bildiği bir gerçekti. Ama bu Enis Berberoğlu isi değil. Bu ülkedeki haksızlıkların hukuksuzlukların bir şekilde dile getirilmesiydi.

CHP yürüyüşten ne sonuç elde etti?
Maltepe mitinginin ardından il başkanları toplantısı yapıldı. Orada da genel başkanımız bu yürüyüşün sonuçları üzerinden bir sentez yaptı, bunu bize maddeler halinde açıkladı. Bundan sonraki yol haritamızı çizdi. Yani CHP ne yapacak? Cumhuriyet Halk Partisi her zaman barıs içerisinde kardeşlik içerisinde, insanları kucaklayan ve haksızlığa uğrayan kim olursa olsun onların hakkını savunmanın gayretinde olacak. Bu yürüyüş bunun sorumluluğunu yükledi omuzlarımıza.

Provokasyona açık bir yürüyüş olduğunu düşündünüz mü?
Özellikle sunu gördüm ben, gerek bu yürüyüş kortejinde olan yurttaşlarımız gerekse de emniyet güçlerimiz çok büyük bir anlayış içerisinde hareket ettiler. Asla provokasyonlara müsaade edilmedi ve barışçıl bir şekilde bu eylem sonlandırıldı. Yürüyüşü eleştirenlere sorarım; Ne yapacaktık biz. Parlamentoda konuşturulmuyoruz, konuşuyorsun dinlenmiyor, dinlense bir değerlendirme yapılmıyor. CHP olarak bu yürüyüşü gerçekleştirmeyip ne yapabilirdik. Adalet mekanizmasını ele aldığımızda 900 tane hakim savcı alınıyor bunların 800 tanesi tamamen AK Parti üyeleri ve sempatizanları tarafından oluşturuluyor. Yani AK Partili bir yargı dizayn ediliyor. Bu yargının bu ülkeyi tarafsızca yöneteceğinden endişe ediyoruz. Bu durumun doğru olduğuna inanmamızı kimse beklemesin bizden. Adalet ile ilgili endişelerimiz her geçen gün artıyor.

Hükümet bu yürüyüşteki mesajınızı aldı mı dersiniz?
Bizim parlamentoda anlatamadığımız cümleleri bu yürüyüşle anlatmış olduk. Hükümet üzerinde muhakkak bir etkisi olmuştur. Onlar da bu yürüyüş sonrası elbette bir düşünmüşlerdir ya da bir öz eleştiri yapmışlardır. Şuanda onun sonuçlarını göremedik ama ilerleyen günlerde göreceğimizi düşünüyorum. Ancak ülkeyi 2’ye bölecek halimiz yok. Ülkeyi yönetenlerin seçimler bittikten sonra 80 milyon yurttasın hepsini kucaklanmalıdır. Cumhurbaşkanı da Başbakan’ı da Milletvekili de Büyükşehir Belediye başkanı da bunu yapmalıdır. Bu yapıldığı taktirde ülkenin sorunları birer birer asılacaktır.

Yürüyüşe CHP’den katılmayanlar da oldu? Bölünmüşlük mü var?
Trabzon’dan katılmayan bazı arkadaşlarımız oldu. Herkes Volkan Canalioğlu neden katılmadı diye soruyor. Volkan Bey’le kaç kez görüştüm. Bu yürüyüşe karsı olduğu yönünde bir algı oluşturulmak isteniyor ama öyle değil. Sağlık problemleri nedeniyle aramızda olamadı kendisi. Deniz Baykal ise 80 yasında bir insan. Gönlüm onlarla diyerek yürüyüşe destek verdiğini açıkça beyan etti. İstanbul’da genel başkanımızı ziyaret edip, tebriklerini sundu. Eyleme destek verdi. Elbette 5 dakika yürümek bile büyük bir moral ve destek anlamına gelirdi. Ancak belirttiğim gibi sağlık problemleri nedeniyle aramızda olamadılar. Bunun altından “CHP’de bir bölünmüşlük var” seklinde bir şey çıkmaz. CHP yönetimi topyekûn bu yürüyüşe destek verdi.

Gelelim Trabzon’a!. Naif ve eleştirel olmadığınız yönünde eleştiriler var..
BENIM TARZIM BU BUGÜN OLMADIM

Öncelikle sunu belirteyim; Ben il başkanı olduktan sonra böyle olmadım. Tavrımı ve tarzımı bu koltuğa oturduktan sonra değiştirmedim. 65 yasındayım yaşamımın tüm bölümünde hep böyleydim. Bunun için beni bilerek benim bu davranış seklimi bilerek bu örgüt beni görevlendirdi. O açıdan bu konuda eleştirilmemi çok haklı bulamam. Yani kongre süreci başladı Aralık ayında kongremiz yapılacak. Herkes çıkacak sahaya, çalışmalarını yapacak yine delege kararını verecek. O tarzı destekliyorsa o tarzda birisini seçecek yok bu tarzı doğru buluyorsa bu tarzdakileri seçecek. Benim partide tesis etmeye çalıştığım bu tarzı destekliyorlarsa beni seçecekler. Öte yandan bizim muhalefet yapmadığımızı söylemek haksızlık olur. Her gün her ortamda Sayın valimizden belediye başkanlarımıza kadar hepsine eleştirilerimizi söylüyoruz. Gerek basın aracılığıyla gerekse de ikili görüşmelerimizde Trabzon’un her sorununu dile getiriyoruz. Ama ben belediye başkanıyla, valiyle, milletvekilleri ile kavga etmek için burada değilim. Bunu istiyorlarsa bunu yapmam. Onlarla tartışarak, didişerek, kavga ederek Trabzon’a ne katkı verebilirim. Ben bunun hesabını yapıyorum. Yoksa bağır çağır ne olacak ki? Ben ne parti içinde ne de kentte kavga istemiyorum. Benim tarzım bu ve böyle de devam edecek. Genel Başkanımızın da tarzı bu zaten.

FETÖ ve PKK ile kolkola yürüdüğünüz yönünde eleştiriler vardı?
KİMİN FETÖ’CÜ OLDUĞUNU NEREDEN BİLELİM!

Eleştiriler her zaman olabilir. Biz bunlara da saygı duyuyoruz. Bu adalet yürüyüşüdür. CHP’nin kendi amblem ve flamalarını dahi kullanmadık. Arabamızdaki CHP Trabzon İl Örgütü yazısını bile Genel Başkan Yardımcımız beni arayarak kaldırttı. Böylesine tarafsız ve bağımsız bir yürüyüşe kimin gelip kimin gelmediğini bilemeyiz. Biz ülkede adalet arayan herkes gelmiş olabilir diyoruz. Bundan tabii de bir şey yoktur. Yani Ahmet Türk gelmiş de ben HDP’liyim diyerek gelmedi. O da ülkede adalet olmadığına inandığı için oradaydı. Ahmet Türk, bu ülkede 40 yıldır siyaset yapan bir insan olarak, hakikaten de HDP’lilerin içerisinde en ılımlı ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü noktasında en küçük bir tereddüttü dahi olmayan bir insan katılmıs da ne olmus. Böylesi bir insana aman siz gelmeyin mi diyecektik. FETÖ konusuna gelince sunu söyleyeyim, “Biz kimin FETÖ’cü olup olmadığını nereden bileceğiz.” Adam yürüyüşe gelmişse biz nereden bileceğiz. Yani insanların bir röntgen cihazından ya da bir sicil araştırmasından geçirip mi yürüyüşe dahil edecektik. Biz orada herkese açtık gönlümüzü ve yolu açtık. Hep beraber bu ortak amaç için yürüdük. Bu ülkede adaletin olmadığına yürekten inanıyorum. Biz bir şey istemiyoruz. Biz demokrasi istiyoruz, eşitlik istiyoruz, insan haklarına ve her görüşe saygı istiyoruz, dili, dini, ırkı ve mezhebini ne olursa olsun insanların huzur içerisinde yasamasını istiyoruz. Ülke yönetiminde de dini tarikat ve cemaatlerin egemen olmamasını istiyoruz. Bizim istediğimiz bu.

Yavuz Karan’ın ismi il başkan adaylığı için gündemde..
KENDİLERİNDEN DESTEK GÖRMEDİM

Olabilir. Birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi’ni yönetmek için kavga etmeye gerek yok. Delegeler kime yetki verirse o olur. Bu bir bayrak yarısıdır. Biz de yarısı kaybedersek, kim kazanırsa kendisine destek veririz. Bizim koltuk sevdası gibi bir alışkanlığımız yok. Ancak biz bu arkadaşlarımızdan bu süreçte böylesi bir desteği göremedik. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum; Görev süremiz boyunca bu arkadaşlardan beklediğimiz samimi, içten bir destek göremedik. Her türlü iyi niyetli yaklaşımlarımızı göstermemize rağmen maalesef hiçbir destek olmadı. Ama ben hepsini seviyorum. Hepsi bizim yol arkadaşlarımızdır, partilimizdirler, biz onlarla varız. Onlarla beraber yürüyeceğiz, onlarla beraber CHP’yi iyi noktalara getireceğiz. Her şeye rağmen kimseye en ufak bir kırgınlığım yok. Çok adaylı seçimler olabilir bizim açımızdan sorun olmaz.

Pekşen’e katılıyor musunuz? Trabzon sizce de sahipsiz kent mi?
KURAL DA YOK SISTEM DE..

Trabzon’un valisi, belediye başkanları, mülki amirleri elbette var ve görevlerinin basındalar ancak Trabzon şehri iktidara verdiği destek oranında hizmet ve ilgi görmüyor. Yerel yöneticilerimiz şehrin sorunlarına çözümler getiremediler. Hangi projeyi en basından alıp nihayete erdirdiklerini bir açıklasınlar. Biz su büyük projeyi bitirdik desinler. Yok. Hepsi yarım yamalak. Ya kaç yıldır yönetimdesiniz halen daha aynı şeyler konuşuluyor. 10 yıldır herkesin dilinde Çömlekçi, Çömlekçi, Çömlekçi.. Neredeyiz? Zagnos nerede, Tabakhane nerede? Yani tüm isler çok ağır aksak ilerliyor. Bu çözümsüzlüğün kaynağı ek projeler yapılmaması değil. Birlik, dirlik ve disiplin olmayışından kaynaklanıyor tüm bunlar. İsteyen istediği gibi aracını park ediyor. Herkes kafasına göre hareket ediyor. Sahipsiz dediğimiz bu. Kural yok, varsa uyan yok. Hesaba gelince de onu da soran yok. Mevcut kurallar da işletilmiyor. Valilik, Emniyet ve Büyükşehir koordine olup şehirdeki bu trafik sorununu çözmelidirler.

ALDIKLARI DESTEGIN HAKKINI VEREMIYORLAR
Biz yerel yönetimlerin kesinlikle başarısız olduklarını düşünüyoruz. Sadece düşünmüyoruz, görüyoruz, her gün yasıyoruz. Keşke başarılı olsalar da kendilerini tebrik etsek. Trabzon’da biten bir kaç is varsa onlarda hükümetin çabalarıyla hayat bulan projelerdir. Belediye kendi bütçesi kendi kaynakları ile ne yapmış? Bir Ortahisar Belediye binası ihale edildi. Bunun dışında yok bir şey. Volkan Bey döneminde kısacık zaman diliminde bir çok projeye başlayıp bitirdik. Ancak bu belediyeler arkalarındaki büyük halk desteğine rağmen istenilen veya gereken değeri halka ve şehre vermiyorlar. Bakın teleferiği Ordu yaptı hatta ilçemiz Beşikdüzü yaptı biz hala konuşuyoruz. Bırakın Boztepe’ye teleferiği yolunu dahi yapamadılar. Yolu olmayan yere teleferik yapılsa ne olur?

TRABZON ARTIK PİS BİR KENT
Bir sorun daha var Trabzon’da. Maalesef bu her gün daha da büyüyor. Ta 80’li yıllardan Orhan Karakullukçu’nun belediye başkanlığı döneminden bugüne kadar tüm belediye başkanlarının döneminde Trabzon şehri gerçekten çok temiz bir kentti. Asım Aykan bey olsun, Volkan Canalioğlu olsun bunların zamanında Trabzon ülkenin en temiz şehirlerinden biriydi. Bugün Trabzon çok pis bir kent oldu. Her taraf kir içinde. Bunu üzülerek ifade ediyorum ancak maalesef böyle. Çöpler zamanında alınmıyor, konteynırlar kaldırıldı, çöpler sokak ortalarına bırakılıyor, koku oluyor, sinek oluyor.. Bu şehre bu manzara yakışmıyor. Yani temizlik konusunda da bu belediyeler sınıfta kaldı. Buna sevinmiyor, üzülüyoruz. İlgililerin bu konuya daha büyük bir önem göstermelerini istirham ediyoruz. Büyükşehir ve Ortahisar sınıfta kalmıştır.

Bakan Soylu’yu nasıl buluyorsunuz?
İçişleri Bakanı şehrimizin evladı Sayın Süleyman Soylu hakikaten kabinenin en güçlü bakanlarından bir tanesi. Biz de başarılı olmasını isteriz. Ülkenin en önemli görevi en ağır sorumluluğu kendisinde. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü sağlamak konusunda iyi isler yapılıyor. O başarılı olursa biz iki kere mutlu oluruz. Bir hemşerimiz olması sebebiyle mutlu oluruz. Ülkenin gerçekten ihtiyacı olan barış, huzur ve kardeşliği tesis ederse bir yurttaş olarak mutlu oluruz.