İşte böyle olmalı... Duyarsızlıktan hepimiz yakınırız. Duyarlı olan da - kimi zaman- "fazla duyarlı" olmanın sıkıntısını yaşar.

Geçen gün köşemde dünyada iklim değişikliğine değinirken bunun ülkemizdeki etkilerine de değindim. Heyelanların, seylâp ve kuraklığın, dolayısıyla da susuzluğun arttığından söz ettim. Ayrıca, ülkemizde doğacak su sıkıntısına ön önlem olarak Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren baraj yapımına önem verildiğine değindim. Daha sonraki yıllarda da bu hamlenin devam ettiğine, hatta o devirlerde görev yapıp sonraları Cumhurbaşkanı olan Rahmetli Süleyman Demirel'e başarısından ötürü "Barajlar Kralı" unvanı yakıştırıldığını/verildiğini belirttim. Şimdi de ülkemizde barajlar yapıldığını, yapılmakta olduğunu da belirttim. İçme/kullanma suyunda Büyük-Küçük Belediyelerin uyguladığı tarifelerden ötürü fiyat konusunda yakınmalar olduğuna belediye sözcüğünü de kullanmadan ima yollu da olsa yazımın sonunda değindim.

Ama tanığı olmakla memnun olduğum bir gerçekle karşılaştım: Ülkemizde hala görev sorumluluğunu ciddi anlamda önemseyen kadroların varlığına tanık oldum bu yazımla... Öğrendim ki; en üstten taban yönetime değin su konusunda herkes çok duyarlı...  "Su gerçeği ve su fiyatı" başlıklı yazım nedeniyle belediye görevlilerinden sözlü de olsa bilgi verenler oldu. Buna çok, ama çok sevindim. Eskiden böyleydi. Basın yazar. Varsa anlaşılmayan ya da yanlış bir husus hemen yazılı yanıt verilirdi. Bu gelenek sonraları nedense umursanmadı, zamanla unutuldu. Şimdi sözlü de olsa bilgilendirme yapılıyor ya, ona da sevindim.

Söz konusu yazımı şöyle sürdürmeme lütfen izin verir misiniz?

Ülkemizde özellikle son dönemde DSİ tarafından çok sayıda baraj, gölet, sulama tesisi, içme suyu tesisi, taşkın koruma tesisi ve HES tamamlanmış bulunuyor. 1000 günde 1000 gölet projesi kapsamında 1000 adet tesis 2015 yılında hizmete açıldı. 1000 günde 1071 adet gölet inşaatı projesi ise devam ediyor. Bu proje de 2019 yılı sonunda tamamlanması hedefleniyor. Bu konuda şimdiye değin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan çok sayıda proje tamamlanıp hizmete girmiş bulunuyor. Bu konuda; bölgemizde ise  -ülkemizde ilk olan- çok sayıda proje tamamlanıp hizmete açıldığını biliyoruz.

Konuya ilişkin yapılan çalışmalar nüfusun artması, toplumun yeni yerleşim yerleri oluşturması sonucu belirlenen ihtiyaçlara paralel olarak devam ediyor olması ayrı bir memnuniyet verici durum. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde de aynı çalışmaların var olduğunu Almanya, Hollanda ve Fransa'da da gördüm.

Ülkemizde devletin kurumu DSİ planlanan barajları inşa eder. Belediyeler çoğunlukla su ihtiyaçlarını bu yoldan sağlarlar.  Belediyeler de yurttaştan kullandığı su bedelini abonelerinden tahsil eder. Çark böyle döner.

Avrupa ülkelerinde de bu sistem geçerlidir. Ki, orada bu konuya ilişkin diğer tesisler için de kullanıcısından ücret alınır. Avrupa'da evinizin önüne taşkın koruma duvarı yapılacaksa duvar bedelinin yüzde 15-20'sini ev sahibi öder. Ülkemizde şu an için böylesi çalışmalar devlet katkısıyla yapılıyor.

Yurttaş ne denli duyarlı ve de yapılan hizmetlere yardımcı olursa ülke kalkınması da bundan hız kazanır.