Şehrimizde zaman zaman esnafımız ile sohbet etme imkanı buluyoruz.

Hangi esnafımız ile görüşsek hepsi dert küpü.

‘İşler nasıl’ diye sorduğumuzda herkeste bir şikayet ve bir dudak bükme.

Sorduğumuza da bin pişman oluyoruz.

Neredeyse bütün esnaf dert küpü olmuş.

Halinden memnun olan, şükreden çok az.

Kimileri iş yapamadıklarından, müşterinin gelmediğinden dert yanıyor; kimileri ise bin bir türlü güçlükle kredi ile açtığı işyerinin borcunu ödeyememekten dert yanıyor.

Bazı küçük esnaf da şehrimizdeki AVM’lerden şikayetçi.

Büyük AVM’lerin küçük esnafa zarar verdiğini söylüyorlar.

Bu konuda birçok esnafımıza hak vermemek elde değil.

Bu AVM’lerin küçük esnafa zarar verdiği aşikar.

Kısacası esnafımız dert yumağı haline dönmüş. Memnun olan çok az.

Dükkanına girdiğimiz bazı esnaf, neredeyse müşterisini kovacak.

Öyle tavırlar sergileyenler var ki ‘Alacaksan al, almayacaksan alma’ edasına bürünerek yandan yandan bakışlarla müşteriyi dükkana girdiğine bin pişman ediyor.

Çünkü bazı esnafımızın psikolojisi normal değil, iş yapamaması ve gırtlağa kadar borca batması onları anormal davranışlara itebiliyor.

Ama bu durumu müşteriyi çok da ilgilendirmez.

Bir yandan borcum var deyip dert yanacaksınız bir yandan da kapınıza gelen velinimetiniz olan müşterinize kötü davranacaksınız.

Bu durum akla ziyandır. Sözümüz işini düzgün yapmayan esnafımız içindir; şikayet etmektense kapınıza gelen müşterilerinize iyi davranmak zorundasınız.

Bu kafayla gidilirse daha çok iş kapatıp iş açar bazıları.

Sizin borcunuzu, derdinizi müşteriler bilmez, borcunuz ve derdiniz müşteriyi de çok ilgilendirmez.

Bu yüzden kapınıza gelen müşterinizi mahkeme duvarı gibi bir suratla karşılamaktan vazgeçin.

Bu arada dikkatlerden şu durum da kaçmıyor; iş yeri açan esnafımız ya dürümcü ya çay ocağı ya da bakkal dükkanı açıyor.

Böyle olunca da şehirde iş yapabilmek imkansız hala gelebiliyor.

Artık alışılagelmişin dışında işler yapmalı.

Zaten şehrimizde dürümcü ve çay ocağından bol olan ne var?

İlla bir iş yapılacaksa üretime yönelik işler yapılmalı. Buna kafa yormalı.

Hep birbirinin aynısı işler yapıldığı için birkaç ay geçmeden işyeri açan esnaf kapatmak zorunda kalıyor.

Şehrimizde üretime dayalı işler yapılmadığından sürekli dışarıya bağımlı hale geldiğimiz için ne yazık ki esnaf bir yerde tıkanıyor. Şehrimizdeki para hep dışarıya akıyor.

Bunun için üretime dayalı işler için kafa yormalı.

Şehrin gerekli kurumları iş yapmak isteyenlere, esnafa yol göstermeli.

Bu arada şehrimizde sadece esnafımızın mutsuzluğu göze çarpmıyor.

Sokaktaki vatandaşımız da mutsuzluk hakim.

Ama bu mutsuzluğun sebebi belli.

O da herkesin ortak derdi, sevdası Trabzonspor.

Trabzonspor, iyiyse şehirdeki esnafta, vatandaşta mutlu.

Bu yüzden Trabzonspor, yeniden düzlüğe ve ayağa kalkarsa belki bu şehirde ayağa kalkabilir.