2013 yılında kaldırılmıştı Andımız.

Danıştay kararı ile birlikte yeniden okullarda okunmaya devam edecek.

Yeniden hep bir ağızdan, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ diye ant içilecek yani her sabah.

Her daim olması gerektiği gibi!

***

Ancak bundan bazıları rahatsızlık duymuş.

Rahatsızlık duyanlar demek ki; Türk'ün doğru ve çalışkan olmasını istemiyor.

Hatta ve hatta çocuklarımızın küçüklerini korumayı ve büyüklerini saymayı ilke edinmelerinden de hoşnut değil.

Yurdunu ve milletini özünden çok seven bir neslin yetişmesine de gönülleri razı değil demek ki.

***

Ülküsünü yükselmek ve ileri gitmek olarak hedef belirleyen bir geleceği de istemiyor bu anlayış.

Ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe yurttaşlarının yürümesinden de hiç ama hiç hoşlanmıyorlar anlaşılan.

Bireyinin, yurduna bağlı olmasından da memnun değiller.

Daha da ilerisi, ülkenin geleceğini inşa edecek insanların varlığını Türk varlığına armağan etmesinden de çok ama çok rahatsızlar.

***

Gönül isterdi ki; Andımız hazımsızlığı yaşayanlar her sabah bu dizeleri tekrarlayıp o ilkeleri yaşam felsefesi olarak şiar edinselerdi.

Ama etmediler.

Ne kadar rahatsızlık duyarsa duysunlar; biz yine her gün/her an, gür bir sesle çocuklarımızla birlikte tekrarlamaya devam edeceğiz.

***

Ve diyeceğiz ki;

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!