Zihninin çapraz bağları kopmuş. Bir başka deyişle idrak yolları kapanmış. Bir Tayyip Erdoğan hastalığına tutulmuş ki sormayın gitsin. Tamam, yanlışa yanlış densin amenna ama milli meselelerde hiç olmazsa idrak yolları açık olsa bari.

15 Temmuz sonrası istikametini tamamen milli menfaatler üstüne oturtan bir Cumhurbaşkanı gerçeğini görmede böylesine direnmek aklın alacağı şey değil. Devletin içinde yuvalanmış ihanet şebekesinin üstüne başıyla gözüyle gidiyor ama bunlara yaranamıyor.

Hatta bir keresinde öylesine Tayyip nefretine düçar olduğunu gördüm ki bu benim kardeşim olamaz dedim. Bizim aile ta kökten beri memleket meselesi gündeme geldiğinde şuna buna bakmazdık. Bu kime çekti ki böylesine nefret sıtmasına tutulmuş da titreyip duruyor.

Hürdür, devlete iş yapmıyor. Göbek bağı yoktur, serbest çalışyor anladık da apaçık şekilde FETÖ'nün, PKK'nın ve diğer örgütlerin üstüne bir balyoz gibi inildiğini nasıl görmüyor.

CHP'nin kontrollü darbe söylemini kesiksiz savunuyor. Oysaki genetik olarak CHP'nin yanında yakınında bulunan bir yanı da yok. Hatta sol örgütlerden kurşun yemiş bir sülaleyiz. Gelinen nihayı noktada takınılan tavır ona hiç yakışmıyor.

Tayyip beye oy vermeme hakkına saygılıyım. Lakin ortaya çıkan gerçeklere rağmen lüzumsüz bir inatla çıplak hakikatlere karşı çıkmasına bir mana veremiyorum.

Köken itibariyle Rizeli bir maya taşınmasına rağmen aramızdan çıkıp devletin tepe noktasına çıkmayı başarmış bir hemşehrisine o makamı yakıştıramamak bir tel kopukluğuna işaret ediyor.

Gücü ve ne yapabileceği henüz barizleşmemiş bir yeni oluşumu kutsaması aslında limanını bulmuş olduğunu gösteriyor. Tamam yeni yol, yeni yolculuk güzel de milli politikalara dönülen bir iklimde bu şaşı bakış cibiliyetiyle örtüşmüyor.

Türk ordusu Cerablus-Azez hattından sonra İdlib'e girdiği bir vasatta kişsel takıntılarla politik mülahazalarla Cumhurbaşkanı'nı başarısız görmek yanılgıdır, hatadır.

ABD elçiliklerinde ihanetin kazanı kaynarken o kazana istim olmak bize yakışmaz. Bahçeli'nin bir Kızıldereli atasözünü gündeme taşıyıp "Dur, düşün, dinle; öyle konuş" ikazını bu kardeşe de itaf ediyorum.

Tayyip beyin köyü ile aramızda küçük bir tepe var. Aştık mı aynı derede balık tutabiliriz. Veliköy ile Güneysu kaderini örtüştürmüşken bizim başka sazlar çalmamız kakafoni yaratır.

Aslında 2Y fomülü ile ifade ettiğmiz 2 Yaren bunlar. Birini ikaz ettim ötekine de "O kızum sağa derum o gelinum sen işit"... diyorum.