Covit-19 virüsü aylar geçmesine rağmen hız kesmeden etkisini göstermeye devam ediyor. Geçen süre içinde yaşlıları hedef aldığı söylense de görüyoruz ki Covit-19'un insan seçmediği gençleri de öldürebildiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu gerçeklik ışığında halk olarak bizler bu işi fazla ciddiye almadık. Almadığımızı da ekranlarda gösterdik. Ama ne zaman ki yakınımızda, yamacımızda bu hastalığı gördük işte o zaman işin ciddiyetini bir nebze de olsa anlayabildik.

***

Anlamasına anladık ama maalesef çalışma zorunda kalan, evine ekmek getirmekle hükümlü olanlar ister istemez sahadalar. Onlarda böyle bir ortamda çalışmak istemez ama ekonomik nedenlerden ötürü evinde kalamıyor. Ayrıca “Evde kal” demek güzel bir korunma şekli, yalnız evde kalmanın da bedeli ağır oluyor. İşte vatandaş iki arada bir derede kalmış durumda. Hükümetimizden beklenen bu arada kalanlara yardım elini uzatması. Devlet babanın sıcak eli bu vatandaşlara değerse en azından daha hasarsız atlatırız bu süreci. Aksi halde hem ekonomik hem de yaşamsak olarak acı bir tablo ile karşılaşmak kaçınılmaz gözüküyor.

***

Biyolojik silah mı? Ben şahsen Covid 19'un biyolojik silah olduğuna inananlardanım. Medyada bu çok dillendirilmese de bu saatten sonra biyolojik silah adı altında bir tehdit olduğu yadsınamaz bir gerçekle karşı karşıyayız. Diyorlar ya “yeni dünya düzeni” diye. İşte bu başlık altında dünyayı farklı bir evreye taşıyorlar. İnternette bu savla alakalı birçok video izledim. Vallahi inanın hepsinin inanılacak yanları var.

***

Covid 19’un kısa bir sürede dünyayı nasıl bir kaosa soktuğunu canlı gözlerle izledik. Bundan sonra savaş dendiği zaman öyle eskisi gibi topla, tüfekle, uçakla, İHA’larla olacağına pek ihtimal vermeyenlerdenim. İşte gözle bile görülmeyen bir düşmanla dünya uğraşamıyor. Demem o ki bundan sonra hükümet tüm parayı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na aktarması şart. En önemli bakanlık burası olacağı gibi genç beyinlerinde kendini bulacağı, hünerlerini göstereceği bir alan. Bu alanda maddi manevi hiç bir sınırlama getirilmeden gece gündüz çalışmalar neticesinde ülkemiz her koşulda güvende olacaktır. Aksi halde sürekli mühimmat yığarak bir yere varılamayacağını görmemiz lazım.

***

Bu fırsatı değerlendirmez, görmemezlikten gelirsek eğer işte o zaman treni kaçırdığımız gibi o çağı yakalama şansımızda biter. Umarım yetkili organlarda benim bu çağrımı duyar ve ona göre bir yol haritası çizerlerse kısa zamanda bunun semeresini alırız. Kalın sağlıcakla.