Bu hafta sonu  Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar kitabını okudum. İsterseniz bir iç muhasebe almanağı olan bu kitabın bende uyandırdığı etkileri sizinle paylaşayım.

Ne dersiniz, başlayalım mı?

Başlayalım:

"Bir insan düşünün ki kendini gerçek dünyadan soyutlamış olsun. İç çatışmalarının, kızgınlıklarının, kırgınlıklarının, başkaldırışlarının ve daha yaşadığı birçok duygunun sorgulamasını acımasızca yapsın. Bütün bu duygulardan hareketle kendi gençliğine bir bakış atsın ve  kendi dünyasına 'yeraltı' yakıştırmasını yaparak o dünyaya adeta sığınsın."

"Bir insan düşleyin ki hiçbir zaman kendine toplumda bir yer edinemesin ve içi öfkeyle dolu olsun. Asla zekasından şüphe duymasın lakin toplumda da bir yer edinemesin. Bunun sebebini çok zeki olmasına bağlasın. Hatta kendini zaman zaman bir böcekten daha değersiz görsün. İnsanların ondan iğrendiğini düşünsün ve kendi de bir bakıma herkesten iğrensin."

"Hatta bir insan ne kadar erdemli, dürüst, mantıklı ve insan sever olsa da nihayetinde nankördür" desin. Hatta, "bazen mutsuzluk bile insanın çıkarına olabilir" şeklinde bir çıkarsama yapsın.

"Çekilen acılara dahi zamanla bağışıklık kazanılır" yorumuyla ilginç bir yaklaşım sergilesin.

"Kendine güvenemediğini itiraf etsin ve nedenini de bilinçli oluşuyla açıklasın."

"Bu bunalımlardan gına gelince de kendinden dahi kaçıp kitaplara sığınsın. Sonra da okuduğu kitaplardan, karakterlerden etkilenerek asla gerçekleşmeyeceğini bildiği hayaller kursun."

"Kitaplara sığınsa da aklı, bilimi, mantığı, sorgulasın ve gereksizliğinden bahsetsin. Yetmezmiş gibi uygarlığın insan üzerindeki etkilerinin sanıldığı kadar önemli olamdığından dem vursun ve uygarlığı sadece insanın duygularındaki çeşitliliği artırma vazifesinden öteye gitmeyen bir gerçeklik olduğunu ifade etsin."

Bu kitabı okurken kitap beni çelişkileriyle şaşırtsa da sonunda kendisine hak verdirmeyi de başardığını belirtmeliyim. Dostoyevski açıkça ifşa edemediğimiz yani kendimize itiraf edemediğimiz birçok duyguyu okuruna etkili bir şekilde anlatabilmiştir.

Okuduğumda bu kadar her şeye burnunu sokan bir yazar görmedim hissine düşürdü beni. Zira böyle düşünmekte haksız olmasam da insanın önce kendinden başlayarak etrafındaki metruk veya şen duyguları didik didik etmesinin şaşırtıcı bir atmosfer yarattığını itiraf etmeliyim.

Zihinsel bir fırtına için iyi gelir. Öneririm...