Altan ÖYMEN'in Ardından

Toplumun vicdanında yer edinmiş, basın ve siyaset alanında örnek alınacak bir yaşam sürmüş; düşünce dünyamıza, demokrasi kültürümüze ve toplumsal belleğimize kalıcı katkılar sunmuş kıymetli bir değer olan Altan ÖYMEN’i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.

Uzun yıllara yayılan meslek hayatında, gazeteciliğin yalnızca haber vermek değil; halkı aydınlatmak, gerçeğin izini sürmek, düşünceye yön vermek olduğunu gösterdi. Yalınlığı, duruluğu ve ilkeselliğiyle Türk basınının vicdanı oldu. ÖYMEN kalemiyle konuştu, kelimeleriyle yön verdi. Yalnızca yazdıklarıyla değil; meslek ahlakına duyduğu sadakat, sorumluluk duygusu ve bilgiye olan derin saygısıyla da örnek bir duruş sergiledi.

Altan ÖYMEN siyasi yaşamında da aynı ilkeli tutumla hareket etti. Demokrasiye olan inancını, halk iradesine duyduğu saygıyla harmanlayarak hem düşünce üretmiş hem de sorumluluk üstlenmiş bir isimdi. Siyaseti, bir iktidar arayışı değil; bir topluma hizmet etme aracı olarak gördü. Sessiz çoğunluğun sesi, vicdanların tercümanı, ortak aklın ve uzlaşının savunucusu oldu.

Altan ÖYMEN, yalnızca bir gazeteci ya da siyasetçi değil; aynı zamanda kültüre, sanata, düşünsel gelişime katkı sunmuş çok yönlü bir aydındı. Onun hayata bakışı; memleket sevgisiyle yoğrulmuş, nezaketle şekillenmiş, sorumlulukla taçlanmış bir bakıştı. Geride bıraktığı her cümle, her konuşma, her duruş; bugünün ve yarının gençlerine bırakılmış bir miras, bir yol haritasıdır.

Böylesine güçlü bir kişiliğin, halkın gönlünde kazandığı yeri yaşatmak; yalnızca onu tanıyanların değil, onu tanıma imkânı bulamamış yeni kuşakların da hakkıdır. Bu nedenle, onun fikir dünyasını, değerlerini ve topluma kattığı eşsiz birikimi yansıtacak nitelikte, kapsamlı ve anlamlı bir Altan ÖYMEN'i Anma ve Anısını Yaşatma Programı düzenlenmesinin artık bir sorumluluk hâline geldiğine inanıyoruz.

Bu organizasyon; belgesel gösterimleriyle, söyleşilerle, tanıklıklarla ve kültürel etkinliklerle zenginleştirilerek hayata geçirilmeli; bu ülkenin fikir hayatına damgasını vurmuş bir ismin, ÖYMEN'in sesi, belleğimizde yankılanmaya devam etmelidir.

Bu çağrının yalnızca bir hatırlatma değil, aynı zamanda bir davet olduğunu belirtmek isteriz. Onun anısına sahip çıkmak; hafızaya, tarihe ve ortak değerlere sahip çıkmaktır. Bu değerli mirasa hep birlikte omuz vermeye davet ediyoruz.