ATATÜRK KIRMIZI ÇİZGİDİR
Trabzonspor’un tribün gruplarından ‘Trabzonlu gençler’ grubunun lideri bir şahsın sosyal medyada yaptığı Atatürk karşıtı ifadeler hepimizi derinden üzmüş ve tepki çekmiştir. Geçmişte ‘yaşasın şeriat’ sözleri ve İstiklal Marşı’na yönelik saygısız tavırları nedeniyle nefret söylemiyle nifak yayan şahıs 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde sarf ettiği sözlerle tavırlarında değişiklik olmadığını yinelemiştir.
Trabzonspor, sadece bir spor kulübü değil; Cumhuriyetimizin kazanımlarına yürekten bağlı, milli iradeyi, birlik ve kardeşliği esas alan bir değerler topluluğudur. Bu nedenle Atatürk’e, Cumhuriyet’e veya milli değerlere yönelik her türlü hakaret, ayrıştırıcı ve nefret içeren tutumlar; Trabzonspor’un varoluş felsefesine, tarihine ve misyonuna açık bir saldırı olarak görülmektedir. Divan Başkanlık Kurulu olarak, adı geçen şahıs hakkında gerekli disiplin işlemlerinin en kısa sürede başlatılacağını kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz."
Trabzonspor Kulübü, bu beklenen açıklama ile şahıs ile bağlantısını keskin çizgiyle ayırmış ve gereğini yapacağını taahhüt etmiştir. Grubun lideri ile ilgili disiplin sürecinin başlatılması yanında temsil ettiği grubun tavırları da dikkatle izlenmelidir.
Trabzon bir sevgi, hoşgörü Şehridir. Trabzonlular, geleneklerine bağlı, vatansever insanlardan oluşan, Atatürk Cumhuriyeti için canını seve seve feda etmiş ve çocuk yaşta Çanakkale’de kahramanlık destanları yazmış neslin çocuklarıdır. Unuttuk mu, Trabzon Lisesi’nin Çanakkale Savaşında üç dönem mezun veremediğini ve bütün öğrencilerin yoklama kâğıtlarına ‘’Geri Dönemediler’’ yazıldığını? Çanakkale Savaşının zaferinin lideri de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Adı geçen şahıs, Çanakkale’de sabah 05.00’te kırık buğday çorbası içip tamamı şehit olan 57’inci Alayın yürüdüğü yolda yürüse, anlar kazanılan zaferin ne denli büyük olduğunu, Gazi’nin nasıl önemli bir başarı elde ettiğini ve kim sayesinde yaşadığını…
‘’Arkadaşlar... Beş sene önce ilk kez Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım.” diye sitayişle Trabzonlulara hitap eden Atatürk’ün Trabzon’unda, şahsın nefret ifadeleri hiç doğru olmamıştır. İnanıyorum ki, Trabzonlular istisnasız bu durumdan rahatsız olmuştur, teselli ise hakkında işlem başlatılmış olmasıdır.
‘’Kışlaya, İbadethaneye ve Okula siyaset giremez’’ üçlüsüne sporu da eklemelidir. Kışlaya siyaset girdiğinde, Balkan Savaşındaki utanç tablosu ile yaşadık. Okula siyaset girdiğinde bilimden, sanattan ve ibadethaneye bulaştığında da dinden, vicdandan, ahlaktan uzaklaşıldığını defalarca test ettik. İbadethaneye siyaset girince 15 Temmuzlar bitmez, maalesef ki ibadethaneler kışla haline gelmiştir.
Spor da bu anlamda değerlendirilmelidir. Düşünelim bir an, Trabzonspor lehine tezahürat ederken kimlerin hangi partili olduğu önemli mi? Burada üst kimlik artık Trabzonsporluluktur, stattan çıktıktan sonra siyasi kimliğine bürünebilirsin.
Atatürk’e hakaret edenler, Atatürk’ün kendisi hakkında abartılı övgü dolu sözleri de sevmediğini bilir mi? Şöyle der; ‘’ Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız, hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacak, ondan sonra da sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin”
Birçok ideolojinin çöktüğü, liderlerinin artık esamisinin bile okunmadığı heykellerinin kırıldığı dünya düzeninde her türlü unutturma, aşağılama ve itibarsızlaştırma adımlarına karşın fikri zenginliğiyle ayakta tüm kudretiyle duran, yaşayan, umut olan ve genç kuşakla daha da güçlenen bir fani var, Mustafa Kemal Atatürk ve Kemalizm…
Kemalizm ‘mi yoksa Atatürkçülük mü sorusu çok tartışılır. Ahmet Taner Kışlalı, ‘’İki nedenden dolayı, “Kemalizm” sözcüğünü “Atatürkçülük” sözcüğüne tercih etmek daha doğru olur: Atatürkçülük yıpratıldığı için, bir; Kemalizm uluslararası dile girdiği için, iki. Cumhuriyetimizin son kırk küsur yılı, Atatürkçülük adına Atatürk’e yapılan ihanetlerle doludur. Bir başka kesim ise, Atatürkçülüğü, Atatürk’ün sağlığında yaptıklarının bekçiliği biçiminde anlamıştır. Kalıplaştırmıştır, dondurmuştur. Oysa Kemalizm ilerici bir ideolojidir. Ne geçmişin bekçiliğidir, ne de kalıplaşmış bir inanç sistemi. Değişen koşullar içinde, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi ve o yenilenmenin ilkelerini içerir.’’ derken her şeyi özetlemiş.
Kısaca, bir yandan Atatürk’ün çağdaş anlayışına karşı çıkanları yererken, bir taraftan da ‘’Rozet Atatürkçülüğünü’’ hedef almış ki, ne kadar haklı olduğu görülmüştür.
İster Kemalizm, ister Atatürkçülük, ne denirse densin ama Afganistan Kabil havaalanından kalkan uçağa sarılıp havalandıktan sonra düşen iki Afganlı hiç unutulmayarak Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme ve geçme hedefinden hiçbir zaman uzaklaşılmayacaktır
Sosyal medyada Z Kuşağı bir genci hayranlıkla dinlerken anladım ki; Atatürk’e dokunan yanar. Şöyle diyordu, “Biz gençlere, sen bilmezsin, sen anlamazsın diyenler var, apolitik görünmemiz duyarsız olduğumuzu göstermez, biz neler olduğunun fazlasıyla farkındayız, her şeyi izliyor ve biliyoruz, çözümü de biliyoruz, tek çare Atatürk’tür.”
Yani Atatürk kırmızıçizgimizdir diyor…