AYNADAKİ CEHALET

Aynaya bakıyor musun?

Dünün boş geçmişse bugünün yüzünde boş bakışları görürsün!

İki günü eşit olan reşit olur mu?

Biyolojik erginlik senin olsun, ben ilmi anlamda reşitlikten bahsediyorum.

Gölgenin büyüklüğü güneşe, aya, ışığa bağlı değil mi?

Zifiri karanlıkta gölge mi olur!

Bırakalım gölgeyi, hacminin(boyutunun) bir manası var mı?

Anlamlı olmak için anlamak gerek...

Yeni bir evde en huzurlu odayı bulmak için kedi bilgisinden daha iyi bir bilgi var mı?

Eskiler yatak odalarını belirlemek için en elverişli odayı kediyle buldururdu.

Kedi hangi odada uyursa, o odanın rahatlık enerjisine sahip olduğuna kanaat getirilip yeni evli çiftler o odaya kurardı yataklarını...

Sonradan anladık ki kedilerin iyi enerjiyi bulmada iyi bir dedektör olduğunu.

Hani Kayserililer yol yaparken en uygun yolu bulmak için eşek kullanırlardı.

Eşek en kestirmeyi, en rahat gidişi insanlardan iyi tespit edermiş.

Adına insan denip hayata mecbur edilmişsen, aynı zamanda da öğrenmeye mecbur edilmişsin demektir.

O zaman, yazılı yazısız kaynaklara tetik kesilmelisin.

Cehalet her gün kendini üretirken sen durarak kendini tüketemezsin.

Bir gazete, bir takvim yaprağı, bir yazılı metin okumadan bir günün üstüne karanlık çökerse o gün hayattan sayılmaz.

Hiçbir şey okumamışsan bari tabiatın kitabını oku da gün nafileye gitmesin!

Arıcıysan arılardan, çobansan koyunlardan öğrenmeye devam et. Yeter ki cehaleti aslında alim olan şeytandan bil...

Aynaya bak, ayna; tefekkürün ilk yüzüdür. Seni sana anlatır. Bir şey misin çok şey misin diye gizlediklerini açık eder...

Ah cehalet! Öyle domuzsun ki hep çamurda debelenirsin.

Eğer muhatabınla yarensen iflah olmaz bir yokluk kara deliğe çeker seni... Yok yarenliğin ilimliyse her gün doğarsın bebekler gibi...

Aşkın aşk, meşkin meşk olur.