Türkiye’den Kafkas ülkelerine ihracat yüklerini taşıyarak ülkeye döviz girdisi sağlayan yerli ve milli nakliyeciler, kardeş ülke Azerbaycan’ın aldığı yüksek geçiş ücretleri nedeni ile zorlu dağ yolu olan Rusya üzeri Gürcistan’daki Kazbeği dağındaki yolu kullanmak zorunda kalıyor. Kazbeği dağındaki zorlu hava şartları, kar, tipi ve çığ gibi nedenlerle yolun sık sık kapanmasından dolayı bekleyen 3 binin üzerinde Türk plakalı TIR’lar Rus polisinin millet ayrımı yapması neticesinde Rusya’nın Çeçenistan bölgesinde mahsur kaldı. Türk şoförler, seslerini duyurmak için sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlarla Türkiye’deki yetkililere seslerini duyurmaya çalışarak, acil çözüm üretmelerini istedi. YETKİLİLERE SESLENDİ Trabzon’da taşıma firması sahibi olan Abdullah Özer, yetkililere seslenerek, kardeşimiz olan Azerbaycan’ın Türk nakliyecilerden geçiş ücretini hiç olmazsa bu dönemde almamalarını talep etti. Özer, “Türk şoförlerimiz yaklaşık bir aydır Kazbeği Dağı’ndan geçiş yapmak için perişan vaziyette. 150 kilometreye varan TIR kuyrukları oluştu. O kadar sesimizi duyurmamıza rağmen bizim sesimizi Türk yetkililerimizden hiç kimse duymadı. Sadece sesimizi duyan Dışişleri Bakan Yardımcımız Yavuz Selim Kıran oldu. Ona da çok teşekkür ediyorum. Şoförlerimiz orada sefil bir şekilde, lavabosu, tuvaleti, banyosu, fırını, marketi, lokantası olmayan yol kenarlarında beklemek zorunda kalıyor. O şoförler ülkemizin vatandaşı. Onlara bir an önce çözüm bulunmalıdır.” dedi. SADECE TR PLAKALAR GEÇEMiYOR Bekleyen TIR şoförü Kadir Ayyıldız, Ramazan ayında evinde olmak istediğini dile getirerek, “Yarın Ramazan ayı başlıyor. Şu anda Vladikavgaz’ın 60’ncı kilometresinde kuyruktayız. Biz yaklaşık 15 gündür aynı noktada bekliyoruz. Dağ yolu açılacak, Rus polisi bizi bırakacak da evimize gideceğiz. İlginçtir ki sınırda bekleyen araçlar sadece TR plakalı araçlarımız. Rus, Ermeni, Gürcü plakalı araçlara polisler tarafından hiç bekletilmeden geçiş veriliyor. Bizim suçumuz Türk olmak mı? Ayyıldızı seviyoruz ve bu uğurda ölmeye hazırız. İftarımızı evde yapmak istedik olmadı. İnşallah Ramazan ayında bir akşam evimizde ailemizle iftar yapabiliriz. Benim aracım toprak yüklü. Azerbaycan bu yüke istinaden 320 USD ekstra yanıcı madde parası istiyor. Toprağın neresi yanıcı. Bazı arkadaşlarımızdan, çinko, tuğla yüklerine yanıcı madde ücreti talep ediliyor. Bunların nesi yanıcı madde. Türk nakliyeciler Azerbaycan’ı geçmesi için 600 USD gibi geçiş ücretleri ödemek zorunda.” diye konuştu. KARDEŞ DEMEYE UTANIYORUZ Sınırda bekleyen başka bir Türk TIR Şoförü Gökhan Yıldız, “25 gündür burada perişan olduk. Yolun sağında ülkemize gelmek için bekliyoruz. Sırada mahsur kaldık. Yerimizden oynayamıyoruz. Sıradan çıkamıyoruz. Yeme içme imkânımız yok. Ekmeğimiz bitti, yemeğimiz bitti. Türk şoförlerin hepsi burada perişan. Sahibimiz yok, kimsemiz yok. Yetkililer ilgilenmiyor. Bizi neden görmüyor? Azerbaycan’a kardeş demeye utanıyoruz. Haksız geçiş ücretlerini bizden almasa biz burada bu şekilde perişan olmazdık. Buralarda zor durumdayız. Vatan sevdalısıyız. Araçlarımızın arkasında şehitlerimizin fotoğrafları dünya yollarında dolaşıyoruz. Türk arabaları burada kuyrukta bekliyor." ARTIK ÇALIŞAMIYORUZ Yol kenarında bekleyen bir başka Türk TIR Şoförü Bekar Ateş sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz burada perişan vaziyetteyiz. Yetkililerimiz bizlerin sesini duysunlar. Kuyrukta perişan olduk. Dolabımızdaki gıdalarımız bitti. Artık çalışamaz duruma geldik. Allah hepimize sabır versin. Canımız yanıyor. Bu kadar sesleniş ve haykırışlarımız boş işlerin gündem olduğu kadar gündem edilmiyor. Kaybeden, ülkemiz ve vatandaşlarımız oluyor. Bunca olumsuzluklara rağmen ayakta durmaya çalışıyoruz. Kardeş dediğimiz Azerbaycan, sadece Türk TIR’larından aldığı yüksek geçiş ücretini almasın. Biz Azerbaycan’ı seviyoruz. Azeri yetkililerin Türk TIR’larına yaptığı bu uygulama çok yanlış. Dünya yollarında Türk araçlarına sorun yaşatan ülkelere kardeş ülke Azerbaycan’ın da geçiş ücreti uygulamasıyla katkıda bulunması kabul edilir bir durum değil. Türk nakliyecilerini durdurmaya çalışanlar bunu başaramayacaklar.”