BALIK İTHAL ETMENİN HÜNERİ!..

Etkili ve de yetkililer ülke ekonomisinin  rakamlarını ifade ederken öylesine  kendilerine yontuyorlar ki, bu işleri bilenler küçük dillerini yutuyorlar hayretten...

İhracat geçen yıla göre artmış... Kim istemez artmasını?

Tabii ki memnuniyet verici bir durum bu... Ama bu durum terazinin bir kefesi...

Ya ithalat kefesi?

Orayı sorma!..

İthalat; ihracatın söz konusu olduğu dönemde daha fazla rakamlara ulaşmış... Yani, ithalat, ihracatı geçmiş yarışta... Ne zaman ihracat yarış kazanmış ki?..

***

En çok neye şaşıyorum, biliyor musunuz? Üç yönden denizlerle çevrili bir ülke insanını beslenmek için dışardan balık ithal ediliyor.

Acı ki, ne acı bir durum...  Oysa, ülkemiz eskiden balık zenginiydi. Balığı bahçelerinde gübre olarak kullanan aileler vardı.

Deniz kıyısında yaşayan insanların balık tutkusu ise türkülerle/şiirlerle ifade ediliyordu:

"Takayı attık suya, asılalım küreğe/ Çıkalım palamuta çek Trabzon uşağı!/ Denizde balık varmış, reis çıktı direğe/ Göründü baba torik, çek Trabzon uşağı./"

"Ağı (çektik) kıyıya kemençeci vur yayı/ Trabzon yalısında gör horon oynamayı/ Oyun dönsün bıçağa belindeki kamayı/ Sıyırı ver kınından, çek Trabzon uşağı."

O neş'e, o heyecan, balık bayramları 194O'lı yıllarda kaldı.

Karadeniz, ülkenin balık deposu idi o yıllarda... En çok hamsi avlanır. Hamsi avlandığı aylarda Karadeniz kıyılarında bayram günleri yaşardı kentliler, köylüler.

Ne çok balık türü vardı Karadeniz'de... Palamut, torik, sargana, karagöz, barbunya, tekir, kırlangıç, kalkan, mezgit, istavrit, kefal, kocana, izmarit, hamsi...

Şimdi kala-kala bir mezgit, bir de hamsi kaldı koca denizde...

Nedeni?.. Yıllarca sürdürülen hoyratça avcılık...

Oysa eskiden denizlerimizdeki balık türleri daha rahat hareket eder, daha çok yaşama alanı bulurlardı kendilerine... Şimdi teknik donanımıyla ava çıkan tekneler radarlarıyla balığı bulup, büyük-küçük ayırımı yapılamadan avlanıyor.

Denizde bir tür cinayet... O yüzden de balık türleri bitti denizlerimizde.

Balık fiyatları da cep yaktığı kadar, pahalılığı nedeniyle alamayan tüketicinin de içini yakıyor. Sezonu yaşanılan hamsi bile avlanma durumuna göre kimi yerde 10-15 lira arasında satılıyor.

Hamsinin/balığın varlığı-yokluğu şairin diline düşünce bakınız ne söylüyordu eskiden:

"Hamsi göründü şükür, ruhlar handana düştü/ Hamsi yok iken sanki millet zindana düştü."

"Hamsi bol bol çıkınca geçinmek rafa düştü/ Bu yıl iri göründü ruhlara sefa düştü."

***

Başkalarını bilemem... Balıkçı tezgahlarında ithal uskumru vb. balıkları gördüğümde içim cızzz ediyor. Sonra yine içimden "denizlerimizin değerini bilmemenin cezasını ulusça çekiyoruz" diyorum.

Tüketim maddesi ithalatı... Vallahi utanıyorum.