Bölgenin “en özgür ve güçlü sesi” Karadeniz’de Sonnokta yeni yıla yeni bir yazı dizisi ile “merhaba” diyor. Ülke ekonomisinin en büyük kaynaklarından olan fındık konusunda uzmanlar ve sektör temsilcilerinin görüş ve yorumlarını sizlerle buluşturacağız. Başlıyoruz… TMO Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güldal fındık konusunda açıklamalarda bulundu. Güldal şunları söyledi: “Fındık, Karadeniz Bölgesinde Artvin ilinden İstanbul iline uzanan yaklaşık 750 bin hektar alanda 500 bine yakın üreticiyi ilgilendiren önemli bir üründür. Yetiştiriciliği aile işletmeciliği şeklinde yapılan fındık, bu ailelerin ekonomisini etkilemekte yaşam tarzlarını belirlemektedir. Fındık yetişen alanlardaki arazi yapısı, Karadeniz’in havası üretim alanlarını ve ürün çeşitliliğini kısıtlı hale getirmekte, aileleri fındık üretimine zorlamaktadır. Fındıktan elde edilen gelirin oranı ise belli bir kesimi kırsalda yaşamını sürdürmeye yönlendirmektedir.” BELİRLEYİCİ ROL “Dolayısı ile ülkemiz için önemli olan kırsal kalkınma, kırsaldan kente göçün önlenmesi ve ülkemiz arazilerinin kullanımı gibi konu başlıkları fındığın sosyo-ekonomi üzerindeki belirleyici rolünü ortaya çıkarmaktadır. Diğer taraftan fındığın kullanıldığı alanlara bakıldığında aynı zamanda bir sanayi ürünü olduğu da görülmektedir. Katma değerli ürünlerin üretilmesi, çalışabilir nüfusa sağladığı katkı bölge ekonomisinin temel unsurunu oluşturmaktadır.” TARIM EKONOMİSİNDEKİ YERİ “Ülkemizde yetişen fındık, kalitesi bakımından tartışmasız dünyanın en iyisi olup “Türk fındığı’’ adı altında bir marka değeri kazanmıştır. Fındık, tarım sektöründe, ihracatımızda ve döviz girdilerimizde daima ön planda yer almış ve halen tarımsal ürün ihracatımızda da ön sırayı işgal etmekte ve hatta bazı seneler birinci sırada yer almaktadır. Türkiye, dünya fındık üretim alanlarının yüzde 75’ine sahiptir. Dünya fındık üretiminin ise yaklaşık yüzde 65’ni gerçekleştirmektedir. Türkiye’de üretilen fındığın yüzde 80-85’i ihraç edilmekte, yüzde 15-20’si ise iç piyasada tüketilmektedir. Üretim aşamasında gösterilen özen ve alıcıların isteklerinin tam anlamıyla yerine getirilmesine paralel olarak özellikle iç fındık ihracatı her yıl artış göstermektedir. Son 10 yılda Ülkemize 20 milyar dolar üzerinde gelir kazandırmıştır. Dolayısı ile Ülkemiz açısından fındık, yerli ve milli bir ürün olmanın dışında aynı zamanda stratejik bir üründür.” TMO’NUN FINDIK FAALİYETLERİ “TMO, 2006 yılında fındık piyasasında yaşanan fiyat dalgalanmalarının ve spekülasyonların önüne geçilmesi amacıyla ilk kez görevlendirilmiştir. 2009 yılında fındık alım görevi sonlandırılmış ancak 2017 yılında piyasalarda fındık fiyatlarının düşmesi ile yaşanan sıkıntıların aşılması, piyasa dengesinin sağlanması ve üretici mağduriyetinin giderilmesi için TMO’ya tekrar kabuklu fındık alım görevi verilmiştir. Yapılan bu müdahale alımları piyasada olumlu gelişmelere neden olmuş, TMO’nun fındık alım görevi 2020 yılı da dahil olmak üzere her yıl tekrarlanarak devam etmiştir.” BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM “Fındık alım görevinin layıkıyla yerine getirilmesi için bünyesinde ayrı bir daire başkanlığı kuran TMO, daha ilk günden fındığa bütüncül bir yaklaşım içinde olmuştur. Üretiminden tüketimine kadar süreçlerin takibi, üretimin arttırılması, fındık pazarının genişletilmesi konuları başta olmak üzere fındıkla ilgili hemen her konuda çalışmalar yapmıştır. Ulusal Fındık Çalıştayı organize ederek akademik dünya ve sektör paydaşlarının görüşlerini almış ve bir çalışma takvimi hazırlamıştır. TMO’nun yaptığı çalışmalar fındığın hem üretimine hem de ticaretine ivme kazandırmıştır. Belirlediği fındık taban fiyatları üreticilerimizi fındık bahçelerine yönlendirmiştir. TMO stokundaki fındığı zamanında ve en uygun fiyatla piyasaya arz ederek ticaretin ve ihracatın devamını sağlamıştır.” NELER YAPILMALI? "3-5 yıl öncesine göre şuan fındıkta daha iyi konumdayız. Ancak bu yeterli değildir. Bizim fındıkta kalite ve verim artırma mecburiyetimiz vardır. Bilimsel yöntemleri yeterince uygulayabilirsek 90 kg ürün alınan arazilerden 200 kg’a kadar ürün alabiliriz. Ancak bu yükümlülüğü tek başına bir kurumun yapması mümkün değildir. Örneğin fındık bahçelerini yenileme gençleştirme üreticilerimizi birinci derecede ilgilendirirken, yenileme tespiti ve planlaması üniversitelerimiz ile Bakanlığımız ilgili Müdürlüklerinin koordinasyonunu gerektirmektedir. Buradan yola çıkarak, kaliteli ve yüksek rekolteli ürün için yapılması gereken bir iki noktayı da eklemek istiyorum. Fındığın erken hasadı veya tam olarak kurutulmaması aflatoksin oluşumuna neden oluyor. Budama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele konusu eksikliklerin başında geliyor. Bu konularda üreticilerimizin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinin önem arz ettiğini düşünüyorum.” MODERN DEPOLAMA “Klasik depolama yerine modern depolama sistemine geçilmesi fındığın yıl boyunca ticarete konu olması anlamına gelmektedir. Lisanslı Depo konusunda da ilgili kurum ve kuruluşların çalışmalarını hızlandırması fındığa artı değer katacak bir diğer önemli konudur. Biz Kurum olarak fındığa Stratejik Tarımsal Ürün gözü ile bakıyoruz. Kurumumuza görev verildiği sürece de bu bakış açımız değişmeyecektir. Üreticisinden ihracatçısına, sivil toplum kuruluşlarına kadar her kesimin de bu bakış açısı ile konuyu ele almasının Ülkemiz menfaatine olacağı açıktır.”