SONNOKTA BAHATTİN BAŞTÜRK - Trabzon Kasaplar ve Celepler Odası Başkanı Temel Korkmaz ile, et fiyatlarını ve hayvancılığa verilecek teşvikleri konuştuk. Korkmaz, et fiyatlarıyla ilgili yaptığı açıklamaların yanı sıra hayvancılıkla ilgili sorunlara da değindi. Korkmaz, hayvancılığa devletin mutlaka teşvik vermesi gerektiğini ifade ederek, “Bugün kırsal kesimlerde hayvancılığın durumu belli; kimse yapmıyor. Yer parası alıyor. İnsanlar üretim yapmadan daha rahat yaşamanın peşinde. Önceden kırsal alanda her evde 3-5 tane büyük ya da küçükbaş hayvan varken şimdi köyün tamamında bu kadar hayvan yok. Tarım ve hayvancılığa gereken teşvik verilmelidir” dedi. İşte Korkmaz’ın açıklamaları: SORUN HALA ÇÖZÜLMEDİ Türkiye’nin uzun zamandır gündeminde olan bir konu. Türkiye’de 2010 yılında başlayan et sorunu maalesef hala çözülmedi. Bununla ilgili, biz hem illerde ki kasaplar odası hem de ülke bazında Türkiye Kasaplar Federasyonu nezdinde çok yoğun çalışmalarımız oldu. Hükümetimize gereken bilgiyi, belgeyi, çözüm önerilerini verdik. Ancak gelinen süreçte et sorunu hala daha devam ediyor. Bunun birçok sebebi var. HERKES RAHAT YAŞAMANIN PEŞİNDE Türkiye’de toprak teşviki verildiği sürece hiçbir üretim olmaz. Tarım ve hayvancılık ülkesi olan ülkemizde direk toprağa destek vermek doğru bir uygulama değildir. Destek verilmelidir. Ama ürüne verilmelidir. Bugün Türkiye’de kırsal alanımızda büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığa teşvik noktasında insanlar ürettikleri hayvanları mezbahalarda kestirdiklerinde onlara ürün başına teşvik verilmelidir. Vatandaşımız dönüm başı parasını aldıktan sonra ekmez, biçmez, yapmaz. Bunları görüyoruz. Bugün kırsal kesimlerde hayvancılığın durumu belli kimse yapmıyor. Yer parası alıyor. İnsanlar üretim yapmadan daha rahat yaşamanın peşinde. Önceden kırsal alanda her evde 3-5 tane büyük ya da küçükbaş hayvan varken şimdi köyün tamamında bu kadar hayvan yok. Tarım ve hayvancılığa gereken teşvik verilmelidir. Vatandaşı üretim yapmaya teşvik etmeliyiz. HÜKÜMET ADIM ATMALI Türkiye bu şekilde devam ederse bugün ucuz etler için bir takım palyatif tedbirler alınıyor. Geçici çözümler yapılıyor. Bu geçici çözümlerle bir müddet etin fiyatını düşürebilirsiniz. Ama, bu kalıcı olmaz. Üretim yapmadığınız sürece, üretime teşvik vermediğiniz sürece ve bunu denetlemediğiniz sürece bu işlerin sonu yok. Türkiye’de de 2010 yılından beri devam eden hayvancılık politikaları nedeniyle bugün kırmızı et noktasında çok ciddi sıkıntılarımız vardır. Bu sıkıntıları aşmak içinde hükümetimizden adımlar bekliyoruz. Geçen hafta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, bizi toplantıya çağırdı. Büyükşehirlerin kasaplar oda başkanı ile kasaplar federasyonunu toplantıya çağırdı. Burada bazı kararlar alındı. İyi kararlar alınacağını düşünüyorum. Sonuçlarını görmeden de bir yorum yapmak istemiyorum. ARZ TALEP DENGESİ KURULMALI Biz esnafız. Esnaflar ne kadar et satarsa o kadar daha çok para kazanır. ‘Ben pahalı et satayım, vatandaşım yemesin’ diye esnafın bir derdi olamaz. Türkiye’de ki fiyat artışından kasap sorumlu değildir. Arz talep dengesinin talep lehine yükseldiği arz lehine azaldığı durumlarda artar. Bu ekonominin temel kuralıdır. Fiyat düşürmenin kalıcı olabilmesi için üretimin mutlaka artırılması lazım. Üretim, noktasında gereken teşviklerin verilmesi lazım. Vatandaş ucuz et alırken üretici de zarar etmemeli. Bu denge çok önemli. Vatandaş ucuz et yiyecek, öbür taraftan da üretici zarar etmeyecek. Bu dengeyi kurabilirsek bu sorunun altından kalkarız. Aksi takdirde, hiçbir çözüm olmaz. İTHAL ET SORUNU ÇÖZMEZ Türkiye’de 2 tane market üzerinden ucuz et satılıyor. Gerekçeyi de, ‘Türkiye’nin 81 vilayetinde ve ilçelerinde 2 marketin şubeleri’ var diye söylüyorlar. Türkiye’nin her ilinde her ilçesinde kasap yok mu? Var. Peki siz bize neden et verip de bizim kendi tezgahımızda müşterimizin damak zevkine göre yerli eti satarken, diğer bir bölümünde de Et ve Süt Kurumunun vermiş olduğu ithal etleri orada sergileyelim vatandaş bütçe durumuna göre gelsin istediği eti alsın. Neden kasaplara böyle bir seçenek verilmiyor. Türkiye ithal et satarak bu sorunu çözemez. Bu sorunun çözümü yerli üretimi artırmak ve gerçek üreticiye teşvik vererek de o teşvikleri denetlemek.