BAŞTAN SONA

Ruhum sancıyor. Göğsüm daralırken almaya alıştığım nefesler cayır cayır yakıyor beni. Parmak uçlarımdan başlayarak saç diplerime kadar bir karanlık sarmalıyor beni. Korkunç duygular ile savaşıyorum. Suçlarımın altında eziliyorum. Bu ağırlık beni mahvediyor.

Sanrılarım arasında kayboluyorum. Sesleri duyuyorum ve sessizliği. İkisi de küskün ve kızgın bana. Söylemediklerim takılıyor boğazıma yutkunmamı engelliyor.

Soruyorum sana ey dünya niye adil davranmadın bana? Sunduğun çiçeklerden yine zehir düştü payıma. Kana kana içtiğim suların ile kayboldum sonsuzluğunda. Galibi olmayan bir savaşta savruldum baştan sona.

Girdiğimiz ya da içine çekildiğimiz savaşlarımızdan her seferinde güçlü çıkmayı öğreniyoruz öle öle. İçimizdeki mezarlığa arada uğrayıp yeni çiçekler ekiyor bazılarını tamamı ile unutuyoruz öylece. En kötü kabuslarımız gerçekleşirken rüyanın kıymetini anlıyoruz. Hayatın içinde savrulurken kimimiz kayboluyor kimimiz inatla tutunuyor birilerinin yüreğine. Sonbahar rüzgarları esiyor yine tutunmak lazım bir şekilde. Ellerimizin kanayacağını bile bile dikenlerden medet umuyoruz yine. Yüreğimize batan dikenleri kanata kanata çıkarıp yeniden darbelere göğüs germeye gidiyoruz aceleyle.