BİLİMSELLİK

İyi insanı, sosyal iyi ve bireysel iyi olarak tanımlıyorum. Sosyal İyiyi, insani vasıfları gelişmiş olan; bireysel İyiyi ise kişisel becerileri gelişmiş olarak tanımlıyor ve algılıyorum.

Bireysel İyi çoğunlukla doğuştan var olan veya sonradan çok çalışma ile geliştirilen kişisel niteliklere sahip olan. Sosyal İyi ise doğduktan sonra verilen eğitim ile kazanılır ki, önemli olan da sosyal iyiliği toplumun çoğunluğu haline getirmektir.

Mezhepsel veya dinsel farklılıkları olan bir toplumun çoğunluğu iyidir diye tanımlayabilmemiz mümkün mü? Kesinlikle hayır. Dünya’da farklı inanışların olması doğal. Ancak; iyi insan tanımlamasında ortak konsensüsün (uzlaşma) sağlandığı da gerçektir. Nedir bu üzerinde uzlaşma sağlanan iyi, erdemli insan tanımı?

Çalışkan, dürüst olmak, yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, insan haklarına saygı duymak, doğa ve hayvan sevmek, toplum ve çevreye hizmet etmek, nefret saçmamak, kazanmak için her türlü ahlaksızlığı yapmamak, insanı aptal yerine koymamak…

Müslüman, Hristiyan, Ateist toplumlarda bu tanıma uyanların yüzdeleri birbirlerinden çok farklı mıdır? Peki, Sünni, Şii, Harici mezheplerde bu oran farklı mıdır?

Fark, çocukluk çağından başlayan, erdemi anlatan ve alışkanlık haline getirmeyi hedefleyen toplumların, farkında olup bu doğrultuda eğitim sistemlerini uygulayanlardadır.

Ülkemiz etnik ve mezhepsel farklılıklarını zenginlik kabul eden nadir ve özel bir ülkedir. Emperyalist ülkeler bütün çabalarına rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasına düşmanlık sokamamıştır.

Din veya mezhep üzerinden siyaset yapmak toplumu nihayetinde felakete sürükler. En kısa zamanda iyi insan tanımında geçen değerlere ulaşabilmenin çabası gösterilmelidir. Bunun yolu sorumsuz, mezhepçi, bilgisiz, liyakatsiz, temsil kabiliyeti olmayan siyasetçilerin tasfiye edilmesinden geçiyor. Erdemli, yeterli, yetenekli, ahlaklı, çalışkan ve birey olma özelliğini taşıyan iyi insanların siyasi arenada da çoğalmasını sağlayacak ortam kurulmalıdır.

Ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, her kesimi kucaklayan, erdemli, yürekli, liyakatli, toplumsal iyi insanları bulup, çıkarmalı ve ferdi iyilikten ziyade toplumun çıkarlarına adayanların yönettiği bir ülke yaratmalıyız, herkesin eşit olduğu, katılımcı demokrasi ile yönetildiği ve en önemlisi insan olarak kabul gördüğü bir yönetim iş başına gelmelidir.

Ve ilk işlerinden biri olarak en kısa sürede de yaz-boz tahtasına dönen eğitim sistemi, bilimsel düzenleme ile ‘’erdemli, çalışkan iyi insan yetiştirme’ ’temelleri üzerine oturtulmalıdır.

İmam Hatip Liseleri ihtiyaçtan fazla açılmamalıdır. Bilim ve fenne ihtiyacımızın olduğu unutulmamalıdır. Zira dünyada söz sahibi olmak ve saygın devletlerarasına girmek ve vatandaşın yaşam standartının artması bilimden, teknolojiden geçer.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü kulaklara küpe olmalı ve devlet politikası olmalıdır. “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin”

Bunun için bilimselliğe dayanan bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Bilimselliğin hâkim olduğu eğitim sistemini oluşturmak hayal değildir ve umutsuzluğa düşülmemelidir.

Pek çok insanımızda bu umutsuzluk ve çaresizlik emareleri görülse de değişim istek ve iradesi ile kısa zamanda sonuç alınması imkânsız değildir.

Yapboz tahtasına dönen eğitim sistemimizde bilimsellik bugünden başlasa bile önünde sonunda semeresinin alınması muhakkaktır.

Jacob Riis’e atfedilen şu meşhur taş ustası hikâyesini duymuşsunuzdur. “çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki, taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.”

Bilime dayalı eğitimle yetişen nesil, hikâyede anlatıldığı üzere taşa vuruşlara ilk mezunlarla başlayacak ve birkaç mezuniyetten sonra taş kırılacak ve Ülkemiz dünya refah, saygınlık sıralamasında süratle yukarılara doğru tırmanacaktır.

Yeter ki; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir.” diyen Atatürk gibi diyebilen ve uygulatabilen bir Lider ve kadrosu olsun…