DENGEYİ BOZMAYIN

“Yeri ve göğü Allah yükseltti. Dengeyi o koydu. Sakın o dengeyi bozmayın.” (Rahman Süresi 55/1-9)

Son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de insanlar, sel, yangın, su baskını gibi tabii afetlerle adeta imtihan edilmektedirler.

Haber kanalları bu afetlere hazırlıksız yakalandığı söylenen insanların dramatik hayat hikâyeleriyle dolup taşmaktadır.

İlahi ikaza aldırmayıp, tabiatın dengesinin bozulması için her yanlışlığı yapan insanoğlu, oturduğu dalı kesip sonra da dönüp; neden ağaçtan düştüğünü sorgulayan insanlar gibi davranmaktadır!

Bu inanılmaz gaflet; her geçen gün felaketlerin ardı arkasına gelmesine sebep olmakta, ancak insanlar yine de bunca olanlardan ders almamaktadırlar.

Akarsuların tabii akış yönlerine müdahale ediyor, dere yataklarına, koca koca binalar diziyor, deniz kenarlarını, kilometrelerce uzayan karayolları için dolgu malzemeleriyle dolduruyor, sera gazlarını kontrolsüz ve orantısız gökyüzüne salıyor, karbon yutakları olan, ormanları ve yosunları yok ederek bu felaketlere göz göre göre davetiye çıkarıyorlar!

Sonra da dönüp, “imdat, imdat; devlet nerede?” diye feryat ediyorlar!

Sanki devlet; bu şuursuz ve yanlış isteklerin sebep olduğu zararları karşılamak için kurulmuş bir kurumdan ibaretmiş gibi bakıyorlar.

Bilim, dere yataklarına ev yapmayın, dereler verdiğini elli yılda geri alır demiyor muydu?

Sen bunu bile bile, mahalli yöneticilerden ruhsat almak için harcadığın enerjiyi unutursan sonuç böyle olur!

Bunun gibi, yerleşim alanlarının ortasından geçen küçük akarsuların üzerini kapatıp ev yaparsan, nehirlerin oluşturduğu geniş delta ovalarını şehir haline getirirsen, ormanları fırsatını bulduğun anda yok edersen bu felaketlerin geleceğini beklemen ve gerekli hazırlıkları yapman gerekmez mi?

İnsanoğlunun kendisinin sebep olduğu bütün bu gelişmelerden sonra dönüp de; “devlet, devlet” diye bağırmaları inanılmaz bir gaflet değil midir!

Dünyanın her yerinde bu tür tabii felaketler yaşanmaktadır ancak, bizim ülkemizde bu afetlere insanlar yanlış tutum ve davranışları ile adeta davetiye çıkarmaktadırlar!,

Oy verdiği parti iktidara gelince; her türlü yanlış isteğimizi yerine getirmelerini isteyip, bunun sonucunda meydana gelen tabii felaketlerde sorumlu aramak herhalde sadece bizim ülkemizde görülen psikolojik bir hastalıktır!

Allah’ın “dengeyi bozmayın” ilahi emrine uyarak, tabiatı koruyalım, bilinçli bir çevre anlayışı geliştirelim, aklın ve bilimin rehberliğinde tedbirlerimizi alalım, ondan sonra devlet, devlet diyelim!

Kendimizin sebep olduğumuz felaketlerin son bulması temennisi ile bu afetlerde hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine de sabır ve metanetler diliyorum.