Trabzonspor için belki de hedefleri açısından kırılma niteliğinde bir 90 dakikaydı Galatasaray karşılaşması. Akyazı Arena’da Sarı-Kırmızılı takıma karşı alınacak bir zafer çok şeyi değiştirecekti. Çünkü bir gün önce Fenerbahçe Konyaspor’a kendi sahasında yenilmişti. Galatasaray’ın da mağlup edilmesi halinde, ilk yarıda hayal bile edilemeyen ilk 3 için çok güçlü bir ses verilmiş olacaktı. Bu maçın kazanılması halinde Fenerbahçe ile puan farkı 3’e inecek, Galatasaray ile de sadece 5 puanlık bir fark kalacaktı.
Bu zorlu karşılaşmada en büyük görev saha kenarındaki teknik kadro ve yeşil çimler üzerindeki 11 futbolcu kadar tribünleri hınca hınç dolduran taraftara düşüyordu. Gündüz kentte karnaval havası estiren taraftarların hınca hınç doldurdukları tribünlerde yapmaları gereken tek şey takımlarına 90 dakika destek vermek, en zor koşullarda bile oyuncularının moral motivasyonlarını üst seviyeye çıkarmak için seslerinin çıktığı, nefeslerinin yettiği kadar bağırmaktı. Bu beklenti ve koşullarda başladı zorlu 90 dakika…
İLK YARIDA GERÇEK BİR SAVAŞ VERDİ
Maç kadrolarına bakıldığında Teknik Direktör Ersun Yanal, her hangi bir sürprize yer vermedi ve sadece Hugo-Rodallega-Dame N’doye değişikliğini içeren bir kadroyu sahaya sürdü. Tek forvet oynatarak temkinli ama yine de atak oyun oynayacağının sinyallerini veren Yanal, kanatları ve orta alanı gol için çok daha fazla kullanabileceğinin de sinyallerini gönderdi. Galatasaray’da çok sayıda eksik olduğu söylenmesine rağmen sadece Cavanda sürprizi yaşandı. Diğer tüm futbolcuların zaten Galatasaray kadrosu içinde her zaman oynayan ya da oynama kapasitesine sahip oyuncular olduğunu gördük. Demek ki hafta boyunca söylenenler spekülasyondan başka bir şey değilmiş…
Trabzonspor futbolcuları tribünlerin de coşkusunun etkisiyle maça inanılmaz iştahlı başladı. Galatasaray’ın etkili olabileceği özellikle sağ ve sol kanatlarda hücum yapacak olan Yasin Bruma’nın koşu alanları harika kapatıldı. Bu iki bölgede oynayan Perreira ve Mas gerçekten mükemmel savunma özelliklerini ortaya çıkardılar. Perreira hücumda da takımın etkili oyuncularından biriydi. Bordo-Mavili ekip rakip yarı alanda başlayarak hem alan, hem adam savunmasını çok ii yaptı, rakibe boş alan bırakmadı. Galatasaray oyuncuları neredeyse nefes bile alamadılar. Yardımlaşma üst seviyede, büyük takım görüntüsü veren bir Trabzonspor sahadaydı.
YUSUF’UN VURUŞU GOL OLSA MAÇ İLK YARIDA KOPARDI
Ancak bu başarılı görüntü gol pozisyonu üretme açısından aynı düzeyde değildi. Bunun sebebi de Galatasaray’ın da iyi savunma yapması, Trabzonspor’un tüm hücum silahlarını durdurma adına ortaya koydukları mücadeleydi. Maçın 23’ncü dakikasında kazanılan kornerde, Castillo’nun vuruşunun savunmadan dönmesi ve pozisyonu iyi takip eden Akhisar Belediyespor maçının kahramanı N’doye fileleri havalandırırken, Akyazı Arena’da gerçek bir karnaval havası estirdi. Golden sonra da kora kor bir mücadele söz konusuydu. Galatasaray zaman zaman hatalı paslardan kaynaklı ani ataklar geliştirdi ama Bordo-Mavili takımın savunma oyuncularının yerlerine zamanında dönmesiyle bunlar tehlike olmadan bertaraf edildi.
İlk yarının uzatma dakikalarında ise büyük bir şansızlık yaşandı Bordo-Mavili ekip… Castillo’nun sürükleyip, Yusuf Yazıcı’nın vuruşunda topun direkten dönmesi kırılma anlarından biriydi. Bu gol olsa belki de maç bu yarıda bitmiş olacaktı. Olmadı ama ikinci yarının hemen başında Olcay Şahan’ın önce rakibinden çalıp, sonra da yeniden sahip olduğu topla yoktan yarattığı pozisyonda Yusuf’a aktardığı topu bu ismin direğe vurdurarak filelere göndermesi artık zaferin gelmesinin kaçınılmazlığına işaretti. Ama o da ne? İkinci yarıda iki gereksiz ve pozisyon hatasıyla rakiplerini indiren Uğur Demirok ikinci sarı kartla oyun dışı kalınca bir anda roller değişti.
İNANILMAZ BİR MÜCADELE ÖRNEĞİ VERİLDİ
Uğur’un oyundan çıkması, takımın 10 kişi kalması, bunun yanında Yusuf Yazıcı ve Perreira’nın da sarı kartlarla cezalandırılması Trabzonspor’un gardını düşürdü. En azından hücuma çıkma konusunda sıkıntıların yaşanmasına sebep oldu. Galatasaray saldırdıkça saldırdı ama Bordo-Mavili oyuncular da inanılmaz bir direniş örneği gösterdi. Rakip takımın biri Tolga Ciğerci, diğeri de Sinan Gümüş ile girdiği net iki gol pozisyonu vardı. Bu bile neredeyse 30 dakika 10 kişi oynayan Bordo-Mavililerin nasıl da bir savaş verdiğinin göstergesiydi.
Trabzonspor özellikle 10 kişi ile maç kazanmanın sıkıntısını geçmişte çok yaşamıştı ama bu kez öyle olmadı. Geriden gelip kazanmayı Akhisar maçında hatırlayan Bordo-Mavililer, 10 kişiyle Galatasaray’ı Akyazı Arena’nın çimlerine gömerken, bunun altında yatan en önemli neden inanç, özgüven ve destansı direnişten başka bir şey değildi. Bu zafer Bordo-Mavili ekibe çok şey kazandırdı. Artık Avrupa arenası için daha bir iştahlı olabileceği konuma yerleşti. Bundan sonrası aynı inancın devam etmesine bağlı…. Maçın hakemine gelince, Trabzonspor’a çok daha fazla olmak üzere her iki takım adına da önemli hatalar yaptılar ve sorunlu bir maç yönettiler. Ama en azından skor değiştirmedikleri için kurtuldular.