TRABZONSPOR

Emekli bir malzemeci: Halis Ateş ‘’Herşeyimi Trabzonspor’a borçluyum’’

Halis Ateş…  Trabzonspor’un emekli malzemecisi.  1980 yılında Trabzonspor ile yolu kesişen Halis Ateş,  Trabzonspor Kulübü’nü şu sözlerle anlatıyor: “Benim için iki renkten, bir logodan daha ötesi, bir aşk ve bir tutkuydu’’

Trabzonspor’dan emekli olan emektar eski malzemecilerinden Halis Ateş, içindeki Trabzonspor sevgisini Kamil Anahar’a  anlattı.

 Halis Bey, öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? 

“”01.01.1955 yılında Bayburt’ta doğdum. . Trabzon’da Cengiz Topel ilkokulunu bitirdim.

Mesleğe başlama hikayeniz nedir? 

Trabzonspor’daki  işime 1980 yılında başladım.  2013 yılında görevimden ayrıldım.O dönem Trabzonspor alt yapısında görev yapan antrenörlerden Ömer Uzun ve Sadi Tekelioğlu’nun Özkan Sümer hocama yaptıkları iş önerisi sonucu malzemecilik görevine başladım. Onlara çok şey borçluyum.’’

Trabzonspor’da yıllarca görev yaptınız. Bu durum size neler hissettiriyordu?

’Trabzonspor alt yapı takımlarıyla deplasman maçlarına giderek ülkemizin her yerini görüyordum.Bu durum herkese nasip olmaz. Bu da bana çok büyük mutluluk veriyordu.’’

Bir antrenman gününüz nasıl geçiyordu?

‘’ İdmanlar çok zevkli geçerdi. İnanın, idmanlarını bitmesini hiç istemezdim. Bir kere Ömer, Sadi, Giray hoca, Cemil Usta abinin olduğu bir gurubumuz vardı. Adate bir aile gibiydik.’’

 Antrenmandan ve maçtan arda kalan zamanlarda, izin günlerinizde neler yapardınız ?

‘’ Kendime hiç izin vermezdim. Çünkü benim herşeyim Trabzonspor’daydı. Eve gitmek istemezdim. Orada huzur buluyordum. Futbolcu  kardeşlerimizle çok sohbetliydik, Abi kardeş gibiydik. O zaman ki takım  7-8 senedir bir arada futbol oynuyorlardı.’’

Mesleğiniz en zor ve en keyifli tarafı sizce nelerdi?

‘’İnanın, mesleğimizin hiçbir zorluğu yoktu, Çünkü işin erbabı olmuştuk. En keyifli yönü ise zevkli maçlardı.  Maddi ve manevi yönleri de güzeldi’’

Kulüpte geçirdiğiniz yıllara şöyle geriye dönüp bir baktığınızda yaşadığınız en unutulmaz an neydi?

‘’Bir gün hanım doğum yapacak. Para lazım. Bende para yok, yokluk zamanı. İdareciye gidiyorum para yok. Rahmetli Derviş Bayraktar’a gittim. O da bana Özkan hocaya git dedi. O zamanlar Özkan hocaya gidebilir misiniz ? Sadi Hoca git Özkan Hocaya. Korkma ve çekinme, derdini anlat. Çekine çekine Özkan Hocaya  gittim ve derdimi anlattım. Özkan Hoca,git muhasebeye benim yolladığımı söyle. Ve bana 35 bin lira ödeme yaptılar. Bir zaman sonra Özkan Hocaya ödeme nasıl yapacağız düşüncesi beni aldı.  Özkan Hocam, o para benim sana doğum hediyem olsun dedi. Allah’ım Özkan Hocadan, Ömer ve Sadi Hocadan Allah razı olsun,  onlara minnettarım.’’

Başından geçen başka ne gibi anılar var mı?

‘’ Erzurumspor maçına gidiyoruz. Teknik Direktörümüz Giray Bulak. Menajer Süleyman Hurma. Masör Murat Şahin vardı. Murat kardeşim çok konuşurdu. Ama iyi bir insandı. İyilikseverdi. Süleyman Hurma, Murat’a dedi ki. ‘ Murat 10 dakika konuşma 100 dolar vereceğim size. Murat benim yanımda oturuyor, Yalvarıyorum Murat’a ki sakın konuşma.  Murat arkadaşım 3 dakika dayanamadı. Bu anımı hiç unutamam.’’

Trabzonsporlu futbolcular ile diyalogların nasıldı?

‘’ Benim görevde bulunduğum dönemdeki futbolcular bana çok yardımcı oldular. Özellikle Hami Mandıralı. Hem maddi hem de manevi yönden. Hepsinden Allah razı olsun hepsinden. Allah’ım Trabzonspor’a  zeval vermesin. Herşeyimi o kuruma borçluyum. Trabzonspor Kulübü, benim için iki renkten, bir logodan daha ötesi, bir aşk ve bir tutkuydu’’