Ortadoğu’nun kalbinde, üç kıtanın kavşağında bir ülke…
Suların bereketi,
Yer altının zenginliği, Kültürlerin ve medeniyetlerin mirası…
Türkiye.
Bu topraklar, Fırat ve Dicle’nin kaynağıdır; Ortadoğu’nun en önemli su kaynaklarını elinde tutar.
Bu topraklar, dünyadaki bilinen bor rezervlerinin üçte ikisinden fazlasını bağrında taşır.
Bu topraklar, Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Orta Asya’dan Uzak Doğu’ya kadar sosyal, kültürel, dini ve dilsel bağları olan büyük bir milletin vatanıdır..
Bu topraklar, asırlardır mazlumlara umut, zalimlere korku olmuş; her zaman kilit bir rol üstlenmiştir.
Ama ne yazık ki…
1968’den itibaren öğrenci olaylarıyla başlayan kaos, 1980’den sonra PKK terör belasıyla katlanarak devam etti.
50 binden fazla insanımızı toprağa verdik.
2 trilyon doları toprağa gömdük.
Olan, gençliğimize oldu. Umudumuza oldu.
Bugün ise bambaşka bir tehditle yüz yüzeyiz:
Yaşlanan nüfus, mülteci akınıyla değiştirilmeye çalışılan demografik yapı, aşırı boşanmalar ve doğum oranlarındaki büyük düşüşler…
Geçim sıkıntısı, eğitimde eşitsizlik, göç eden beyinler…
Kırılgan bir ekonomi, yara almış bir adalet sistemi, zedelenmiş ahlak ve çöken eğitim…
Ama…
Her şey bitmiş değil.
Bu milletin mayasında, küllerinden doğmak var.
Bu topraklarda titreyip kendine gelme kudreti var.
Şimdi kendimize şu soruyu sormanın vaktidir:
Bu zenginlikleri miras bırakmak için mi, yoksa heba etmek için mi bu kadar bedel ödedik?
Su kaynaklarımız stratejik bir kart olarak masaya sürülebilir.
Bor madenleri dünya pazarında, trilyon dolarlık bir oyun değiştirici olabilir.
Nüfus politikaları ve sınır güvenliği ciddi şekilde ele alınabilir.
Adalet ve eğitim sistemi kökten bir reformla ayağa kaldırılabilir.
Ahlaki değerlerimiz yeniden toplumsal gündemin merkezine taşınabilir.
Bu ülkenin en büyük gücü, insanıdır.
Gençliği yeniden eğitmek, beyin göçünü tersine çevirmek, fırsat eşitliğini sağlamak mümkündür.
Bu ülke, daha önce de çok badireler atlattı.
Çanakkale’de, Sakarya’da, Kıbrıs’ta ve 15 Temmuzda dimdik ayakta duran irade, bugün hâlâ bu topraklarda yaşıyor.
Ey Türk milleti!
Yeniden ayağa kalkmak için ihtiyacın olan her şey sende var.
Yeter ki titreyip kendine dön!