FATİH TEKKE: TRABZONSPOR’UN KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK STRATEJİK BİR LİDER

FATİH TEKKE: TRABZONSPOR’UN KADERİNİ

DEĞİŞTİREBİLECEK STRATEJİK BİR LİDER

Trabzonspor’un bugün yaşadığı dönüşüm, yalnızca skor tabelasına yansıyan başarılarla açıklanamaz. Bu değişimin merkezinde, kulübün DNA’sını bilen, şehrin sosyolojisini okuyabilen ve modern futbolun gereklerini içselleştirmiş bir teknik adam var: Fatih Tekke. Onun Trabzonspor için sıradan bir “hoca” değil, yapısal bir ihtiyaç olduğunu anlamak, meseleyi daha rasyonel zeminde ele almakla mümkün. Tekke, yalnızca bir teknik direktör değil, adeta bir kültür taşıyıcısı... Trabzonspor’u çalıştırmak, herhangi bir Anadolu kulübünü çalıştırmakla aynı değildir. Burada teknik kapasite kadar aidiyet, saha dışı liderlik ve kriz yönetimi de gerekir. Fatih Tekke’nin yıllara dayanan camia tecrübesi, Trabzonspor’un kaotik dönemlerinde bile “duygusal istikrar” sağlayabilen çok az figürden biri olmasını sağlar. Bu, dışarıdan gelen birçok teknik adamın eksik kaldığı ve Trabzonspor’un

sık sık kriz sarmalına girdiği en kritik alandır. Tekke, "düşük bütçe-yüksek verim" paradoksunu çözen bir hoca... Ligin bütçe sıralamasına bakıldığında Trabzonspor’un kadro maliyeti zirve yarışındaki

rakiplerinin neredeyse dörtte biri seviyesindedir. Buna rağmen takım, sahada hem puan olarak hem

oyun organizasyonu açısından rakipleriyle başa baş bir performans gösteriyorsa, bu başarıyı sadece oyuncu kalitesine bağlamak ciddi bir yanılgıdır. Bu tablo, doğru planlama + doğru liderlik formülünün birebir karşılığıdır. Tekke’nin analitik yaklaşımı, oyuncu rol dağılımındaki isabeti ve modern futbolun gerektirdiği geçiş oyunlarını doğru kurgulaması, Trabzonspor’u “bütçesi küçük ama aklı büyük” bir

takım hâline getiriyor. Tekke, kriz anında kulübe zarar vermeme garantisi veren bir hoca... Tekke’nin karakter olarak kulübe yük olmayan, benmerkezci davranmayan ve hiçbir zaman Trabzonspor’u tazminat veya baskı mekanizmasıyla köşeye sıkıştırmayacak olması, bugünün futbol endüstrisinde çok büyük bir değerdir. Birçok kulüp, teknik adamların mali talepleri ve kriz anlarındaki kopuşları

nedeniyle milyonlarca liralık zarara uğruyor. Tekke’nin ise başarısızlık durumunda bile kulüp için “risksiz” bir profil çizmesi, uzun vadeli planlama açısından onu benzersiz kılıyor Taraftar sosyolojisi ve sabır paradoksu... Trabzonspor taraftarı duygusaldır; tepkilerini yüksek sesle verir. Aynı anda hem dünyanın en büyük destekçisi hem en acımasız eleştirmeni olabilir. Ne var ki bu değişken yapı,

özellikle genç oyuncular üzerinde kırıcı bir etki yaratıyor: “Zeki Yavru”lar, “Mustafa”lar gibi birçok potansiyelin kaybolup gitmesinin temel sebebi, sabır eksikliğidir. Bugün Ernest Muçi örneğinde

gördüğümüz gibi, dün yuhalanan oyuncu bugün alkışlanabiliyorsa, mesele aslında oyuncunun değil, sabırsızlığın sorunudur. Tekke, kendi gençlik döneminden beri bu baskıların içinden geldiği için

genç oyuncularla kurduğu ilişki modern bir pedagojik temele dayanmaktadır. O, Trabzonspor’u yeniden futbolcu yetiştiren bir ekole dönüştürebilecek nadir isimlerden biridir. Beşiktaş karşılaşması yalnızca bir lig maçı değil; Trabzonspor’un psikolojik direnç testidir. Bu maçta tribünlerden yükselecek

“Fatih Tekke” tezahüratı, hem saha içindeki oyunculara hem de kulübün genel vizyonuna “arka çıkıldığının” ilanı anlamına gelir. Yönetimin de bu desteği güçlü şekilde hissettirmesi, kulüpte uzunsüredir eksik olan uyum – güven – istikrar üçlüsünü kalıcı hâle getirecektir. Bugün başarı var, ama başarıdan daha değerlisi istikrardır. Trabzonspor’un yıllardır yaşamış olduğu teknik direktör değişikliği kısır döngüsünden kurtulması için, Tekke ile uzun vadeli bir sözleşme yapılması

artık stratejik bir zorunluluktur. Bu hareket, “sonuç odaklı kısa vadeli yönetim” alışkanlığının yerini

“vizyon odaklı uzun vadeli planlama” anlayışına bırakacaktır. Fatih Tekke, Trabzonspor için romantik bir figür değil; stratejik bir gerekliliktir. Onunla kurulacak uzun vadeli yapı, kulübün yalnız bugünkü sıralamasını değil, gelecekteki kültürünü ve kimliğini de belirleyecektir. Trabzonspor’un yeniden kendi hikâyesini yazabilmesi için ihtiyacı olan şey çok açık: Biraz sabır, biraz vefa ve şehir olarak kendi evladına sahip çıkma cesareti... Ve belki de en önemlisi: Trabzonspor, Fatih Tekke ile geleceğin mimarisini inşa etme fırsatını yakalamışken, bunu heba etmek için hiçbir makul gerekçe yok.