SPOR

Rıdvan Dilmen Trabzonspor - Galatasaray maçını böyle yorumladı

Geçen hafta 6-0'lık maçta Alanyaspor işi kolaylaştırdı demiştim. 2-0'dan önceki Galatasaray ile 2-0'dan sonraki Galatasaray'ı Fatih Terim'i analiz etmesi gerekiyordu.

Trabzon'da oynuyorsun, deplasmandasın. Trabzonspor'un iyi oyuncuları var. Terim, bunu hesaplayamadı.

Trabzonspor'un kazanması normal ama Galatasaray'ın bu kadar kaybetmesi anormal oldu. Belhanda'nın kırmızı kart görmesi haksız bir rekabete dönüştürdü maçı.

Fatih Hoca, ikinci yarı Badou Ndiaye'yi alarak orta sahadaki eksikliği gidermeye çalıştı. Trabzonspor da daha fazla topa sahip olmaya odaklandı.

kinci yarıda Muslera, topu oyuna direkt sokmuyor. Aman tarihi fark olur diyor ister istemez. En uçta oynayan Eren Derdiyok'un yetersiz olması, Sinan'ın gününde olması, Onyekuru'nun da etkisiz olması Terim'in planlarını bozdu. Tek olumlu taraf Ndiaye'nin hazır olarak gelmesiydi.

Trabzonspor bir Alanyaspor değil. Bu stat da Türk Telekom değil. Trabzonspor bu maça mental olarak hazırmış. Galatasaray ve Fatih Terim'in hazır olmadığını gördüm.

Trabzonspor'un galibiyetini kolaylaştıran Alanyaspor maçındaki formasyonun sahada olmasıydı. 5 tane savunma yapmayan oyuncu vardı. Fernando yalnız kaldı. Nagatomo ve Mariano'nun geldiğinden beri en kötü gününde olması mağlubiyeti getiren etkenlerden oldu.

Galatasaray maça başlaması gereken 11 ile maçı bitirdi. Ahmet'in yerine Serdar Aziz oynamalı, Ndiaye ile başlamalıydı. Terim duygusal bir takım çıkarmış. Kazanan takım bozulmaz her zaman doğru değildir.

Fernando'dan başka savunma yapabilecek bir oyuncu yok. Savunmada ise 4 oyuncudan 3'ü berabat biri kötü oynadı. Ama büyük faturayı Belhanda'ya çıkarırım. Hakemin kararı doğruydu.

Galatasaray'ın önünde 40'tan fazla resmi maçı var. Bu 11'i bir daha görmeyeceksiniz. Doğru bir Galatasaray 11'i değil. Terim bu hatayı bir daha yapmayacaktır. Galatasaray'ın 11'i bu olamaz.

Teknik adam mutlaka öz eleştirisini yapar. Ümit hocayla, Hasan hocayla konuşur. Keşke Ndiaye ile başlasaydım diye düşünecektir. Terim'in pişman olduğuna adım gibi eminim.

Ünal Karaman'ın ofansif bir takım yaratması, bu kadar olumsuzluğa rağmen Burak'ın satılmaması, kadronun korunması önemli. Sosa'nın mutsuzluğunun bertaraf edildiğini, Olcay'ın olgunlaştığını görüyoruz.