SPOR

Spor yazarları Akhisarspor - Trabzonspor maçını yorumladı

Gökmen Özağcı | BÖYLE ÇOK GÜZELSİNİZ ‘Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır’ sözü  tamda Trabzonspor’u herkese tarif ediyor. Nasıl etmesin ki… Borç dağ gibi, her gün icra dosyaları kulübe yollanıyor, buda yetmezmiş gibi alacakları için UEFA’ya, TFF’ye koşan oyuncularla uğraşılıyor. Tam bir kaos ortamı kulübün içinde yaşanmasına yaşanıyor ama ayakta kalmayı başaran iyi bir yönetim tüm bu sıkıntıları cansiperane göğüs geriyor, teknik heyette karmaşa ortamından oyuncuları  uzak tutarak  bu sıkıntıları bir şekilde bertaraf etmesini iyi biliyor. İşte son iki haftada alınan başarılı sonuçların altındaki sırda bunda yatıyor. Demek ki herkes işini iyi bir şekilde yaptığı sürece Trabzonspor’un  lige ağırlığını koymaması için bir neden olamayacağını dün akşam  Akhisar maçı herkese göstermiştir.  Belki Trabzonspor çok iyi futbol ortaya koyamamış olabilir ama maçı kazanma isteği ve arzusu o kadar takımı sahada diri tutuyordu ki açık söylemek gerekirse  90 dakikanın sonunda galibiyet dışındaki sonuç bu takıma gönül verenler  için büyük yıkım olurdu. Neyse ki kötü bir sürpriz olmadı ve Trabzonspor istediğini almasını bildi. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Burada hakkını teslim etmek istediğim birkaç oyuncu var. Gerçekten dün akşam Akhisar karşısında üzerlerine aldıkları görevleri eksiksiz yerine getirerek galibiyette önemli rol üstlendiler. Tabii ki bunların başında Jose Sosa geliyor. Arjantinli oyuncu Trabzonspor’a geldiği günden buyana en iyi performansını sergiledi. Bir sanatçı edasıyla takımı orkestra şefi gibi yönetti. Her atakta onun imzası vardı, takım savunmasına yardımda da. Attığı golle ise hem klasını konuşturdu hem de ben buradayım ölmedim mesajını verdi. İşte görmek istediğimiz Sosa buydu. Kim ne derse desin Sosa’nın oyuncu kumaşı iyidir. Bunu bir kez daha ortaya koydu. Temennimiz bundan sonrada aynı çizgisini sürdürmesidir. Trabzonspor’un en büyük kazancı ise Hosseini olmuştur. İranlı oyuncu yaşına göre o kadar olgun bir futbol ortaya koyuyor ki izleyenleri mest ediyor. Akhisar maçında yerinde müdahaleleri Toure ile iyi anlaşmaları Karadeniz ekibine hep bir artı değer kattı. Uzun yıllar Trabzonspor’un savunma bölgesindeki sıkıntıyı giderecek yeterlilikte olduğunu gözler önüne serdi. Onazi ve Pereira. Her iki oyuncu takımı adına savaşçı kimliklerini ortaya koyuyor ve her maçta daha da büyüyorlar. Tam bir görev adamı olduklarını gösterdiler.  Akhisar galibiyetinin bence gizli mimarları oldu bu ikili. Sonuçta Bordo-Mavililer kritik bir deplasmandan galibiyetle dönerek üst sıralara doğru tırmanışını sürdürürken rakiplerine de gözdağı verdi. Yazımın girişinde belirtiğim gibi zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır. Her ne olursa olsun başta yönetim olmak üzere, teknik heyet, futbolcular ve taraftar olarak birbirinize sımsıkı sarılmalısınız. Çünkü böyle çok güzelsiniz. Umarım hep böyle devam eder. Son olarak merhume Şefika Karaman’a Allahtan rahmet, Ünal Karaman ve ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Hüsnü Özkara | ÜNAL HOCAYA HEDİYE Öncelikle Ünal hocamıza sevgili anneciğinin vefatından dolayı başsağlığı dilerim. Allah sabırlar versin ve Batman’da ki terör saldırısında 8 vatan evladımızı şehit verdik. Ülkemizin başı sağ olsun. Maç bu nedenlerle duygusallık yönü fazla olan bir müsabakaydı. Trabzonsporlu futbolcular sezon başından beri duygusal anlamda pozitif bağ kurdukları Ünal hocalarına bu maçı kazanarak üzüntüsüne bir nebze teselli olmak istiyorlardı. Maç bu düşüncelerle başladı ve ilk 5 dakikadan sonra oyun üstünlüğünü Bordo-Mavililer eline aldı. İki duran toptan 2 gol buldu karadeniz ekibi. Oyuna 4-4-2 düzeniyle başlayan Trabzonspor bloklar arası ve blok içi oyuncu mesafelerini yakın tutup santraforlardan birini orta sahanın önüne çekti. Bu sayede Akhisar’a ataklarda ve orta sahada alan bırakmadı. Ofanstan ve defanstan dönen topları alarak oyunun sahibi oldular. Burak ve Rodallega birlikteliği hücumda ve defansta etkili oldu. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Sosa ve Onazi savunmanın önünde ofansif ve defansif olarak etkili oynayarak rakibin ataklarını durdurup, oyun kurarak öndeki oyuncuları güzel paslarıyla beslediler. Özellikle Sosa defansın ortasında oynadığında gerçek performansına yakın oyun ortaya koydu. Defansif anlamda da çok kritik müdahaleler yaptı. Burak defansın arkasına sızmalarda gerekse arkası dönük oyunda topu tutarak geriden gelen arkadaşlarına pas servisi yaparak takımı rahatlattı. Pas oyunu ve haraketli oyun, rakibin gardının düşmesine sebep oldu. Çift santraforla oynama alışkanlıkları her maç artarak devam edecek gibi görünüyor. Trabzonspor’da her oyuncu görevini tam anlamıyla yaptı. Sonuç 3 gol 3 puan güzel oyuna devam.  

Selim Şener | NE ARADIĞIMIZI BİLEREK NE BULDUĞUMUZU ANLADIK Öncelikle unutulması kolay bir acı değildir. Kardeşim Ünal hocaya sabırlar, Hakk’a yürüyen annemize de Allah’tan rahmet dilerim. Trabzonspor için bir viraj dönüşümü olan Akhisar maçının ilk dakikalarında rakibe göre maça daha iyi konsantre olmuş az da olsa daha baskılı oynayan taraftı. Bilinmesi de gerekir ki bu ligde her takım her takımını da yener. Maçın başlarında Trabzonspor, bire bir markaj değil de alan savunmasını iyi yaparak rakibe de fazla oynayacak alan bırakmadan oyunu Akhisar sahasına yıkan takımdı. İşte burada bir gerçek var ki bu işi herkes anlıyor da benim gibi anlayan spor severlerin gözleri ve temennileri Sosa’nın gösterecek olduğu performanstaydı. Çünkü orta alandan çıkacak isabetli paslar onun ayağından çıkarsa Burak Yılmaz ve de Rodallega oyunun içinde olacak Akhisarspor’un defansı da oyuna öyle elini kollunu sallayarak çıkamayacaktı. Çünkü kazanan takım her zaman çözümün bir parçası olacak kaybeden takım ise her zaman kendi içerisindeki problemlerin bir parçası olacaktır. Trabzonspor arzulu başladı. Hata yapmayı gönüllü olarak kabul etmedi. Akabinde de Sosa ile 1-0 öne geçmeyi başardı. Çalışılmış güzel bir varyasyondu. Yine akabinde Trabzonspor’un bir atağı derken penaltı Burak Yılmaz’la beraber beklenen tablo Bordo-Mavililer skoru 2-0 yapmayı başardı. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Bunu derken ilk yarı tempoyu arttıran tempoyu ayarlayan takımda Trabzonspor’du. İlk yarı futbolcular ne yaptılar diye düşünürsek Trabzonspor rakibini futbol adına yargılarken topa burun kıvırmadılar. Futbolcular zamanın geçmesine de öfkelenmediler. Her biri sahada kazanma adına kavgalarını sürdürürken kendileriyle de barışık oldular. Maç bu şekilde devam ederken ikinci yarının ilk başlarında Akhisar tehlikeli ataklarla gelmeye başladı. Tabii ki rakip daha doğrusu 2-0 mağlup durumda olan takım futbolunun kanunudur, ilk 30 dakika risk alacaktır. Akhisar saldırdı saldırmasına da işte bu arada Trabzonspor üçüncü golü bularak büyük bir avantaj yakaladı. Önceden belirttiğim gibi önemli bir virajdı, geçmişte olduğu gibi Trabzonspor, Akhisar sahasına kimliğini bırakmadı. Kimliğini koydu, kendini tanıttı. Bu maça sevindim sevinmesine de eski bir yönetici olarak ta belirtmek isterim ki yöneticilik bu kadar kolay bir iş değil. Zira bizim zamanımızda Trabzonspor bu kadar büyük meblağ borç altında değildi. Benim aklım arkadan gelen borçların yeni viraj döndüğümüz bu maçtan sonra yönetim kurulunun hakkını yemeyelim, alacaklılarla baş başa kalmasın. Dışardan konuşmak kolaydır, bu süreçte kolay bir süreç değildir. Çoğu spor sever oynanan maça bakar artık Trabzonspor yönetimi de gelecek icraya, ödenecek paranın nereden geleceğine bakar. İşin gerçeği budur. Kazanmak güzel. Ne aradığımızı bildiğimiz için ne bulduğumuzu da anladık.

Miraç Özağcı | İSTİKRARA DEVAM Herkesin kafasında maç öncesi soru işareti vardı. Acaba Trabzonspor istikrarı yakalayacak mıydı? Acaba Trabzonspor, Kasımpaşa karşısında gösterdiği performansı bu maçta gösterebilecek miydi? Acaba Trabzonspor, Kasımpaşa karşısında oynadığı oyunu bu maçta oynayabilecek miydi? Acaba Trabzonspor, Kasımpaşa karşısında aldığı skoru bu maçta alabilecek miydi? Acaba Trabzonspor, Kasımpaşa maçında sahaya yansıttığı istek ve arzulu oyununu bu maçta tekrarlayabilecek miydi? Falan filan… Evet Trabzonspor, Akhisar karşısında skor istikrarını yakaladı. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Belki müthiş bir oyun ortaya koyamadı ama 3-1’lik bir skorla sahadan galip ayrılmayı başardı. Kısacası Trabzonspor ben bu ligde ‘varım’ dedi. ‘Yakaladığım moral ve motivasyonla yenemeyeceğim takım yoktur’ dedi. Doğrudur Trabzonspor’un Akhisar karşısında ortaya koyduğu oyun bizleri pek tatmin etmese de, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. En azından kazanmayı başardı. Zira önemli olanda bu değil miydi? Ben en çok şuna sevindim. Son dönemlerde futbolcu ve yönetim arasında yaşanan sorunlar, sanki hiç yaşanmamış gibi bir hava vardı Bordo-Mavililerde. Oynayanlarında, kenarda oturanlarında yüzlerindeki ifadelerde, şunu söylüyorlardı. Ne yaşanırsa yaşansın, hepsi geride kaldı, bizler bu takımın birer parçasıyız der gibiydiler. Kaleci Onur’dan tutun, Burak’a kadar bütün oyuncular istekliydiler. Her zaman şunu savunmuşumdur. Trabzonspor’a ferdi olarak baktığınız zaman iyi bir kadro yapısı var. Ha eksikleri yok mu? Elbette var. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Yeter ki bu kadar inanarak oynasın. Yeter ki bu kadro istekli ve arzulu mücadele etsin. Yeter ki bu kadro bir bütün olsun. Asla ligin zirvesinin uzağında olmazlar. Ligin bitimine kadar zirve yarışında olur. İstanbul takımlarının kötü oynayıp kaybettiği bu dönemlerde, Trabzonspor ligde oynadığı maçlarda galibiyet serisinde istikrar yakaladığı an hepimiz göreceğiz ki bütün oyunculara öz güven gelecek. Böylelikle öz güvenleri artacak, haliyle bizlere oynadıkları oyunla da zevk ve heyecan vereceklerdir. Son haftaların formda ekibi Akhisarspor karşısında, deplasmanda alınan 3-1’lik galibiyet Trabzonspor için büyük bir moral olmuştur. Futbolcular aldıkları bu galibiyeti iki gün önce annesini kaybeden teknik direktör Ünal Karaman’a armağan ederek hocalarının yaşadığı üzüntüye moral olmuşlardır. Karaman’a başsağlığı dilerken, anneciğine rahmet diliyorum.