SPOR

Spor yazarları Sivasspor - Trabzonspor maçını yorumladı

Hüsnü Özkara | ÖZE DÖNÜŞ Yeni yönetim ekonomik sorunlar derken yine de başarılı bir ilk yarı. Kazanılmaya çalışılan gençlerimiz. Alt yapıya ilk defa bu kadar sahip çıkan, oyunculara inanıp, şans veren efsanemiz Ünal hoca. Seyirci yıllar sonra çok umutlu ve takımının arkasında... Takımına, yönetimine ve teknik heyetine inancı tam. Futbolcular yönetime ve teknik heyete inanıp güveniyor. Kaptan Sosa’sından, en gencine kadar birbirlerine inanan Bordo-Mavi forma için mücadele eden kocaman yürekler... İlk yarı lideri Başakşehir’e futbol yorumcularının ortak kanısı ‘masa başında’ kaybedilen maç sonrası kupada tur atlayan Trabzonspor. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Bordo-Mavililer Sivasspor deplasmanında öze dönüş projesi gereği beş altyapı oyuncusuyla oyuna başladı. Trabzonspor’un ofansif gücü; yetenekli oyuncuları Abdülkadir Ömür’ün sağ açıktaki geniş alandaki etkinliği ve Yusuf’un santrafor arkasından rakip takımın dengesini bozan sızmaları, pasları ve şutlarıydı. Mecburiyetler bu iki oyuncuyu orta sahanın göbeğine çekti ve ofans etkinliğini azaldı Trabzonspor’un. 30.dakikada Abdulkadir’ler yer değişince oyunu ikinci bölgede tutmaya çalıştı Ünal hoca. Üçüncü bölgedeki oyuncuların topa sahip olamamaları, defansın öne çıkmasını engelledi. YAZI DEVAM EDİYOR >>

70 dakika oyunda etkisiz kalan Nwakaeme son 20 dakikada hareketlenince takım da kendine geldi. Batuhan oyuna girince Yusuf gerçek yerine geçti ve orta sahadaki oyun düzeni daha iyi oldu, derken Kamil Ahmet’in arkasına kaçırdığı pozisyondan Kone ile Sivasspor golü buldu. Santra sonrası hücumu hatırlayan Novak’la başlayan atak Abdülkadir Parmak’ın muhteşem vuruşuyla filelerle buluştu. Abdulkadir Parmak gerçek yeri, orta sahada oynadığı zaman neler yapabileceğini gösterdi. Topla dikine oynayan, ikili mücadelelerde pes etmeyen, oyun aklı yüksek oyuncu Batuhan ile oynama alışkanlığı birbirlerini iyi tanımaları, büyük avantaj oldu bu dakikalarda. Göbekte bu ikili oynadıkça daha da iyi olacaklarını biliyorum. Bu arada seyircimizin bu oyuncularımıza destek vermeleri gerek. Gençlerimiz çok duygusallar,  çabuk etkilenebilirler. Turgay Biçer hocamın dediği gibi "büyük değişimlerde bazen yıkımı göze almak gerekir; sabır ve doğruya inanç önemli erdemdir" Uğurcan’ın ve Hüseyin’in yaptıkları kritik müdahalelerini alkışlıyorum. Maalesef 3 puan direklere takıldı. Emeği geçen herkesi kutluyorum.

Selim Şener | DİREK DİREK DİREKLER Takımlar sahada geldiğinde Trabzonspor’un ilk on birine kimsenin itirazı olmaz düşüncesiyle maç başladı. Oyunun ilk çeyreğinde klasik bir orta saha mücadelesi şeklinde devam eden maçta Sivasspor sağ kanadı Diabate iyi kullanmaya başlayınca oyunu tamamıyla olmasa da Trabzonspor sahasına yıkmayı başardı. Hiçbir maç mücadele etmeden, oynanmadan kazanılmadığına göre, ikili mücadelelerde ve de sahanın her bölümünde alan markajını bir adım önde yapan Sivasspor oldu. Buna rağmen ev sahibi ekip kalesinde yakalanan 3-4 pozisyonu da kullanamayan bir Trabzonspor forveti vardı. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Bordo-Mavili takımın orta alan göbeğinin hangar kadar boşluk olduğu maçta Sivasspor Trabzonspor kalesi önüne geldiği anlarda yine Bordo-Mavili ekibin direnci ile karşılaştı. Bütün bu artı ve eksilere göre takımlar birbirinin ne önünde ne de arakasındaydı. Yani eşit bir mücadele içerisinde devam eden mücadelede gördük ki bu ligde kolay takım yok. Her takım her takımı yenebilir mantığı önde olsa yine de Sivasspor yenilmeyecek takım değildi. İlk yarıda iki ekip de yarım yamalak oyunda olsalar da iki taraf da futbol adına bir şey yapmadılar. Klasik bir orta alan mücadelesi içerisinde iki takım da gole ulaşamadan soyunma odasının yolunu tuttular. YAZI DEVAM EDİYOR >>

İkinci yarı başlarken ne olurun hesabı yapılırken bu bölüme daha canlı, daha arzulu başlayan Trabzonspor oldu. Ünal hocanın da kenardan telkinleriyle ‘oyunu önde karşılayın, ileri çıkın’ direktiflerine kulak veren takım ilk yarıya nazaran sahada derli toplu, atak geliştiren bir Trabzonspor vardı. 60. dakikada Sivasspor çok tehlikeli geldi. Bu sefer kale direği onlara geçit vermedi. Akabinde ataklarını sıklaştıran Sivasspor’un geride bıraktığı boşlukları bir türlü kullanamadık. Bir de hakemin son dakikalarda rotadan çıkmasını eklersek, işte hakem işte nanaydan bir faul. Akabinde yediğimiz gol. Hemen dönüşü, aferin Abdulkadir Parmak. Durum 1-1. Trabzonspor son on dakikada maçı kopartacak derken Rodallega’nın 90 dakika boyunca katkı sunmadığı maç 1-1 bitti. Yenemedik ama yenilmedik de. Trabzonspor iyi yolda.

Miraç Özağcı | TEORİM ÇÖKTÜ! Vitesi, bir tık yukarı atsalar galip gelmeleri içten bile değildi. Ama yapamadılar. Yapamaz mıydılar, vallahide billahi de aslanlar gibi yapardılar! Her nedense yapmak istemediler. Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum. Her zaman savunduğum ve halada savunmaya çalıştığım tek şey var, o da şu, Trabzonspor kazanması için Abdulkadir Ömür’ün herkesten fazla katkısı olacak, daha doğrusu o oynayacak, ona Yusuf ve diğer oyuncular yardımcı olacak. Kısacası benim Trabzonspor üzerindeki komple teorim bu. Ne yazık ki, bu komple teorimi Abdulkadir Ömür iki haftadır çökertiyor. Son oynanan iki haftada bırakın Ünal Karaman’ı ve yedek kulübesini, bizler tribünün üstelik en üstünden seyretmemize rağmen Abdulkadir kardeşimizi göremedik. Ne oldu? YAZI DEVAM EDİYOR >>

Neden böyle oynuyor? Veya bir başka sorun mu var kötü oynamasında. Bu denklem mutlaka çözülmelidir. Ünal Karaman’ın da Abdulkadir’i oyundan alması ip gibi dosdoğru bir karardır. İsmi ne olursa olsun? İster Abdul hey olsun, ister Memati olsun, ister Yusuf olsun, saha içerisinde takımı adına bir katkı yapmıyorsa gözünün yaşına bakmadan oyun dışına alınmalıdır mutlaka. Dolayısıyla Karaman da bunu yaptı. Ha Ünal Karaman başka ne yaptı? İşte bu sorgulanmalıdır. Başta Ünal Karaman olmak üzere kimse mazeret üretmemelidir. O nedenle yönetenlere diyorum, kalkıp da, ‘İşte kadromuz bu, alternatifsiz bir kadroyla oynuyoruz’ sözüne sığınmamalıdırlar. Lig başında elinizde alternatifli bir kadro vardı. O çok para alıyor. Şunun maliyeti çok… YAZI DEVAM EDİYOR >>

Bundan fayda gelmez diye diye, sonunda şuan ki mevcut kadroya kalındı. Yani ununuz, şekeriniz, yağınız bu… Bu oluşumlardan helva yapacaksınız. Helvayı da yapacak olan takımın teknik direktörü Ünal Karaman’dır. Maalesef iki haftadır helva yapılamıyor. Helvanın yapılmamasında suçlu mu? Elbette ki Ünal Karaman’dır. YAZI DEVAM EDİYOR >>

Trabzonspor neredeyse rakiplerinin havlu attığı bir ligde, bana göre önemli bir fırsat tepti ve tepmeye de devam ediyor. Bir paragraf da Yusuf Yazıcı’ya açmak istiyorum… Bak Yusuf kardeş şunu bil ki kimse yüzüne  söylemedi, söyleyemiyor, aha da ben yazıyorum, bir kere yeteneğin sınırlı.. En önemli özelliğin sol ayaklı olmandır… Allah var sol ayağını iyi kullanıyorsun. Böyle olmana rağmen, büyük sorumluluk zatıâlinize verilerek, koluna pazu bandını taktılar. Bak Yusuf kardeş, gerektiği gibi sorumluluk almıyorsun. Adeta saman alevi gibisin. Hayal kırıklığı yaratmaya Abdülkadir’le birlikte devam ediyorsunuz. Unutma Yusuf kardeş ‘Kaçan Balık Büyük Olur’ Abdulkadir’le bakında, avucunuza gelen bu büyük balığı kaçırmayın. Kısacası Trabzonspor iyi oynayamıyor. Kısacası, Trabzonspor’da sahada liderlik yapacak oyuncusu yok. (Sosa hariç) Kısacası, Trabzonspor’un gol atması tamamen tesadüflere kalmış. Kısacası, Rodallega bu takımın santraforu değil. Kısacası, Olcay Şahan affedilip, kadroya katılmalıdır. Kısacası, Trabzonspor silkelenip kendisine gelmelidir. Az daha unutuyordum, hani Başakşehir maçından sonra futbolcular soyunma odasında gözyaşı akıtmıştılar ya. Ne bileyim, benimkisi de merak, acaba bu maçtan sonrada gözyaşları sel olup akmış mıdır?