SPOR

Spor yazarları Trabzonspor - Galatasaray maçını değerlendirdi

Galatasaray'ı bitirdin Rıza Hoca... | Şansal Büyüka - Milliyet Galatasaray bu sezon Rıza Çalımbay'dan çektiğini son yıllarda kimseden çekmedi... Ligin 5. haftasında Antalya'nın hocası olarak Galatasaray'ın karşısına çıkan ve ilk iki puanını kaybettirten Rıza Çalımbay, bu kez 10. haftada Trabzonspor'un hocası olarak bir kez daha Galatasaray'ın karşısına çıktı ve hem ilk yenilgisini aldırdı, hem de üç puanını kaptı... Galatasaray'ın bu 10 haftada kaybettiği toplam 7 puanın 5'i Rıza Hoca‘nın takımlarına kaybedildi... Galatasaraylı nasıl kızmasın? Ama sonuçta Rıza Hoca da işini yapıyor... Aklıma gelenleri sıralayayım: Trabzonspor maça tek bir yeni oyuncusu ile başlamadı... Geçen yıldan kalan eskilerle ve yepyeni bir görüntü ile sahaya çıktı, maç sonuna kadar o görüntüyü bozmadı ve beğenilmeyen "eskilerle", "yeni" bir sayfa açtı... Yusuf Yazıcı bu maçla birlikte öyle sanıyorum ki "İyi oyuncu" sınıfından, "Lider oyuncu sınıfına" adım attı... Müthiş oynadı... Ama daha da müthiş oynayan biri vardı: O da Okay Yokuşlu... Trabzonspor, bu Durica‘nın akıl almaz bireysel hataları yüzünden bu sezon abartısız en az beş gol yedi... Hayrettir, geride kalan maçlarda Trabzonspor'u yıkıp bitiren Durica, Galatasaray‘a karşı tek hata yapmadan maçı bitirdi... Galatasaray'da cezalı olan Belhanda yoktu... Gördük ki, son maçlarda yoğun biçimde eleştirilmesine rağmen Belhanda olmayınca Galatasaray hücum organizasyonunda sıkıntı çekiyor... Hani bazılarının varlığı yokluğunda belli olurmuş... Sahadaki Galatasaray‘ı görünce bunu hissettik... Galatasaray yenik oynuyor... Buna rağmen Eren Derdiyok‘u oyuna almak için Gomis‘i çıkartıyorsun... İkisi bir arada oynayamaz mı?.. Bir eksiksin ama, unutma ki aynı dakikalarda rakip de bir eksik oynuyor... Galatasaray kestirmeden, en çabuk biçimde rakip kaleye gitmek istiyorsa Rodrigues'den vazgeçemez... Adam deli dolu ama Galatasaray'ı kestirmeden rakip kaleye taşıyor... Trabzonspor ilk golünde baktım, Uğur Demirok kafaya çıkarken, Denayer çok kısa kaldı... Maç boyu hemen her hava topunu da Trabzonsporlu oyuncular aldı ... Galatasaray'da bu hava topu sıkıntısı son maçlarda telafi edilmiş gibi görünüyordu, acaba yeniden mi ortaya çıktı... Hakem Halis Özkahya sille - tokat geçen meydan kavgasında iki kırmızı kart çıkardı... Daha "ister miydi, istemez miydi" bilemem, ben asayiş polisi değilim... Ancak ilk yarıda Bero‘nun Fernando'nun bileğine bir basışı var ki, görmek için asayiş polisi olmaya gerek yok... Yürüyecek hali olmayan, geride kalan maçların ezik - silik, kendi içinde birbirini yiyen Trabzonspor'unu bir haftada bu kadar değiştiren Rıza Çalımbay'a yürekten tebrikler... "Elimde sihirli değnek yok" derler ya... Ben de bu Trabzonspor'u gördükten sonra Rıza Hoca‘nın elinde sihirli değnek olduğuna inandım ... Helal olsun...

Trabzonspor nasıl kazandı? | Aksal Yavuz - Milliyet Galatasaray ligin yenilgisiz lideri... İyi ve coşkulu oynuyorlar. Mağlubiyeti olmadığı için de kredisi var... Ya Trabzonspor? Haftalardır kazanamamanın yarattığı stres, baskı futbolcularda özgüven kaybı oluşturmuş. Sakat ve cezalı oyuncular da en büyük şanssızlıkları... Rıza Çalımbay, sarı-kırmızılı takımın topla olan birlikteliğini kesmek-önlemek için orta sahayı kalabalık tuttu; bu da haftalardır hata üstüne hata yapan defansın işini bir yerde kolaylaştırmak, aynı zamanda toplu hücum, toplu defans yapmak demekti... İlk yarı istedikleri kısmen de olsa sahaya yansıtan takım Trabzonspor'du... Maçın hemen başında Muslera'nın kurtardığı, Okay ve Mustafa'nın kaçırdığı pozisyonlar var ki... Onlardan biri gol olsaydı, işin rengi çok daha değişebilirdi... İkinci yarı oyunun hakimi tamamen Trabzonspor'du. Bordo-mavili futbolcular hocaları Rıza Çalımbay'ın istediklerini harfiyen yerine getirip, sarı-kırmızılı oyunculara oynama fırsatı vermediler. Görevini yapmayan oyuncu yoktu. Onur'dan tutun Abdülkadir'e varıncaya dek hepsi iyi mücadele ettiler, iyi oynadılar. Alanyaspor'a 3-0'dan maç veren, Akhisar'dan fark yiyen takım, lider Galatasaray'ı nasıl yendiye gelince; insan var olan gücünün ancak yüzde 75'ini kullanabilir. Geriye kalan yüzde 25'lik bölüm, otomatikman korunan rezerv olarak, hücrelerde şifrelenmiş, kodlanmış olarak muhafaza edilir. Bu güç; ölüm korkusu, bir meseleyi var olma, yok olma konusu yapma veya ilaç kullanma yoluyla (doping) ortaya çıkarabilir. Dün gece sahada oynayan her oyuncu bu ruh haliyle, bu psikolojiyle oynadılar ve kazandılar... Trabzonspor'un bu galibiyete o kadar ihtiyaçları vardı ki, futbolcular da rahatladı, camia da...

Virgül koymadan devam! | Cemal Ersen - Milliyet Kimse hikaye anlatmasın Galatasaray kötü oynadı, yenilgisizlik unvanını kaybetti diye. Trabzonspor harika işler yaptı ve kazandı. Bu sezon demiyorum, 2010-11'den bu yana belki de en karakterli, en kişilikli mücadelesini sergiledi Karadeniz ekibi. Doğrusu müthiş bir ilk maç izledik. Gözümüzün pası silindi. Aksiyon, pozisyon, kart, mücadele, gol tekmili birden sahada idi. Aslında ilk dakikadan itibaren her şey Trabzonspor'un istediği gibi gitti. Çünkü iştahlı, arzulu ve ısıran bir takım vardı sahada. Önde baskı yaparak rakibin oyun kurmasını engellerken, orta alanda bir topun peşinde en az iki kişi bitiverdi maç boyunca. Galatasaray'ın ezberini, hatta sinirlerini bozdu bu tarz oyun. Tabi ki bunu sürdürmek ciddi bir efor, konsantrasyon ve dikkat gerekirdi. Onu da yaptı Trabzonsporlu oyuncular. Doksan dakika bir an bile vazgeçmediler. Tek hataları vardı, o da 86'da rakibe umut verdi, nafile. Öyle ya, karşısında en ufak bir hatayı affetmeyecek Gomis gibi bir fırsatçı, Feghouli gibi üçüncü bölgede her an tehlike yaratabilecek etkili silahları vardı Galatasaray'ın. Durica ve Uğur onlara da, sonradan oyuna girenlere de şans tanımadı. Igor Tudor da bu gerçeği görünce, Gomis'i takımı geriye düştükten sonra 54. dakikada onu kenara aldı. Sonra Eren ve Rodrigues hamleleri geldi. Artık C planı mı, Z planı mı bilmeyiz ama, bu kez işe yaramadı Tudor'un sihirli dokunuşları. İkinci yarının hemen başında Galatasaray'ı hiç es geçmeyen N'Doye golü gelince, Trabzonspor patlaması yaşandı lakin, 44. dakikada Olcay ve Feghouli'nin kırmızı kartla atılmalarının kimin işine geldiği de ortaya çıktı. Sonrasında Yusuf Yazıcı'nın nefis plase sayısı, Galatasaray'ın gardını düşürmeye yetti. Rodrigues'in golü mü? Yeni model Trabzonspor'un nazar boncuğu diyelim. Gerçeği söylemek gerekirse, Trabzonspor'un bu oyunun karşılığı galibiyet olmalıydı, oldu. Çok ihtiyaç vardı Rıza Çalımbay'ın takımının böyle bir galibiyete ve morale çok ihtiyacı vardı. Hocanın hakkını verelim. Dip yapmış moralsiz oyuncu grubunu kısa sürede ayağa kaldırmak üstelik; Sosa, Mas, Burak, Rodallega gibi yıldızların (!) yokluğunda Galatasaray'ı yenmek, hafife alınacak bir sonuç değil. Dün akşam bu skoru kazandıran futbolcuların tamamını kutlamak ve hakkını vermek de bizim borcumuz. Trabzonspor bu sezon büyük maçları iyi oynadı. Akıllara da şu soru geldi; "Futbolcular maç mı seçiyor?" Öyle olmadığını söylüyor ve inanıyorlar ise, haftaya Kayseri deplasmanında da aynı savaşçı ruhu ortaya koymak zorundalar. Lafın özü, böyle bir coşkulu bir takımı çok özlemişti Trabzonlu. Ara vermeyin, virgül koymayın, daha fazla üzmeyin bu camiayı!

Maceracı Tudor | Osman Şenher - Milliyet Galatasaray'ın gol atacak en önemli futbolcusu Bafetimbi Gomis... Sarı-kırmızılı takım mağlup durumdayken, teknik direktör Igor Tudor, Fransız forveti oyundan alıyor, yerine Eren'i sokuyor. Peki kendisine sormak lazım Gomis kötü gününde miydi? Yoksa ne orta sahadan, ne kanatlardan bir tek top gelmediği için mi etkisiz görünüyordu? Belli ki Tudor dahice düşündü, Eren'i oyuna aldı. Peki o ne yaptı? Daha mı yaratıcıydı? Rakip defansa daha mı çok baskı yaptı? Kaç haftadır tek sıkıntı var, Cim Bom'un kanatları çalışmıyor, Gomis'e etkili top gelmiyor. Orta sahadaki futbolcular rakiplerine üstünlük sağlayamıyor, golcülerini topla buluşturamıyor. Selçuk İnan, Belhanda'nın yerine oynadı, kaptan olarak sahaya çıktı. Oyuna ağırlığını koyup, takımını toparlaması bekleniyordu. Ne yalan söyleyeyim, bırakın ağırlığını koymasını, en ufak bir katkısı olmadı. Ben Tudor'un, Selçuk'u çıkartıp Rodrigues'i almasını ama Gomis'i de oyunda tutmasını beklerdim. Maalesef hoca, değişikliği bu şekilde düşünmedi. Fernando takımın belkemiği... Neden orta sahada hücuma dönük oynamıyor? Üçüncü stoper gibi Denayer ve Maicon'un arasında görev alıyor. Linnes sol bek, sol açık gibi devamlı hücumda... Trabzonspor, Norveçli futbolcunun bulunduğu kanadı otoban gibi kullandı. Ben bu üçlü savunma sistemi neymiş veya Galatasaray'a ne artısı var, anlamış değilim. Orta sahaya bakıyorsun; Tolga, Ndiaye ve Selçuk... Geçen hafta Fenerbahçe karşısında da etkili olamadılar, dün gece Trabzon karşısında da... Sezon başında rakibe pres yapan, nefes aldırmayan, çok iyi paslaşan futbolcular gitmiş; yerine geri pas yapan, düşük tempoyla oynayan, rakibin baskısına direnemeyen futbolcular gelmiş. Üç haftada ne oldu bu takıma böyle? Bunun cevabını biz vermeyeceğiz. Olcay Şahan, Ndiaye'ye yerdeyken tekme atıyor. Yetmiyormuş gibi bir de yüzü koyun yatarken çevirmeye çalışıyor. Feghouli baktı arkadaşı darp ediliyor yardım etmek amacıyla gitti, kırmızı kart gördü. Halis Özkahya'ya sormak lazım, Cezayirli oyuncuyu da attı, Ndiaye'yi de... İlk yarı Bero'nun Fernando'ya taban girmesine ‘devam' dedi. Peki bu pozisyon gösterdiği kırmızılardan daha sert değil miydi? Neden sessiz kaldı? Madem cesurca kartlar çıkardın, o pozisyona kırmızı vermedin bari sarı çıkar! Bordo-mavililerin galibiyetine bahane bulmuyorum. Rıza Çalımbay şu kısa zamanda Galatasaray'ı çok iyi analiz etmiş. Trabzonspor'da kadro eksikliği olmasına rağmen, futbolculara çok iyi özgüven vermiş. Maçın ilk 75 dakikası ev sahibi ekibin ağırlığıyla geçti. Karşılaşmayı hak ederek kazandılar.

Çöküş başladı | Serhat Ulueren - Vatan EN son yazman gerekeni başta yazmak daha doğru olur; "ÇOK bilen (!) G.Saray yönetimi, bu sabah Tudor denen maskarayı kovmazsa şampiyonluğu kaybedeceği gibi, ligi de ilk 3 dışında bitirecek..." EĞER 8'de 7 yapan G.Saray, F.Bahçe ve Trabzon maçlarında bırakın gol atmayı pozisyona dahi giremiyorsa, Serdar ve Rodrigues kulübede oturup iki bitik Selçuk ve Tolga oynuyorsa, tek gol umudu Gomis 54'te yerini Eren'e bırakıyorsa; BU takımın hocası ya yok ya da Tudor kovulmak için her şeyi yapıyor demektir. Ben böyle anlıyorum. Tek forvet Gomis nasıl çıkar aklım almıyor. İLK 8 haftada G.Saray'ı övgü alırken rakiplerin durumunu hemen herkes görmezden geldi. Kayseri'yi, Osmanlı'yı, Kasımpaşa'yı, Karabük'ü yenebilirsin ama biraz kapanan ve hücuma hızlı çıkan F.Bahçe'yi, Akhisar'ı, Başakşehir'i, Beşiktaş'ı yenemezsin. Üstelik bu haftalarda Kayseri veya Bursa ile oynasalar onları da yenemez. G.Saray haftaya seyirci baskısıyla Gençler'i yener yenmesine ama 2 hafta sonra Başakşehir'e farklı kaybeder. Neden mi? Sebebi basit; kulübede Tudor gibi bir zavallı bir hoca var ve bu Tudor G.Saray'ı yanlış oynatmak (belki de tazminatını almak için kasıtlı yapıyordur) için her şeyi yapıyor. Kimse de çıkıp Serdar, Rodrigues 8 haftada harika işler yaparken ne oldu da bu iki adamı kesiyorsun demiyor, diyemiyor... FEGHOULI ATILMAMALIYDI G.SARAY 2009-10'da ilk 8 haftada 7 galibiyet, 1 beraberlik almış ve o sezon Rijkaard yönetiminde zar zor 3. olmuştu. Tudor kalırsa hemen hemen aynı senaryo bu sezon da yaşanacak, çok eminim. Üstelik G.Saray'da defolar çok hızlı ortaya çıkmaya başladı. Duran top zafiyeti, adam paylaşmadaki hatalar, çok oyuncuyla hücum edememek başlıcaları. Trabzon, G.Saray'ın adından korkmasa maç 4, 5 olurdu. Rıza hocayı kutluyor ve çok seviyorum. Rakibi müthiş analiz etmiş ve ağır hasta Trabzon'u anında ayağa kaldırdı. HALİS Özkahya, önce faul yapan, sonra yerde yatan Ndiaye'yi hırpalayan Olcay'ı oyundan atmakta ne kadar haklıysa, Feghouli'yi atarak da büyük hata yaptı. Trabzonspor'un ilk golünden önce de Maicon faul yapmadı ve Halis hoca yine uyduruk bir faul çaldı.

Tudor'a yazar | Mehmet Ayan - Vatan BURSASPOR'A karşı oynadığı kumar tuttuğu için, G.Saray kamuoyu tarafından ‘güven telkin olunan' teknik direktör Igor Tudor'un sıkı rakiplerle oynadığı zaman hocalık nosyonu sorgulanacaktır. Gomis yerine Eren'i almak, emekli memurların evde kendilerine iş icat etmelerinden başka bir şey değil örneğin. Sanki ilk yarı Eren'den daha hareketli Gomis'e top getirebildin de merkez santrfor Eren'e top indirecektin! Yapamadın. GOMIS'IN arkasında biri hareketli 5 merkez oyuncu ile kanada inemeyen bir anlayışla başladın oyuna. Yusuf önderliğinde, şartları gereği oynamaya ve kazanmaya ihtiyacı olan Trabzonspor'un önünde prese kurban oldun. Çıkamadın! Ne kanada ne 3.bölgeye top taşıyabildin! MAÇIN YILDIZI YUSUF OLCAY suikastine rağmen 2. yarıda da anlayışını sürdüren Trabzon, rakibinin zaafı olan kenar toplarını da iyi çözmüş! Rıza hoca, G.Saray'ı nasıl durduracağını iyi bilen bir teknik adam. 10 haftada 7 puan kaybeden liderin 5'ini aynı hocaya kaybı tesadüf değil. Abdülkadir ile birlikte 27 milyon Euro teklif masada bulunan Yusuf, maçın yıldızıydı. Oynadı, oynattı; keyif kattı! MAÇ Tudor'a yazar! Göreve geldiğinden beri Medipol Başakşehir ve 3 ezeli rakibine sadece 1 gol atabilen Tudor'a... Maç ayrıca ‘fikstür avantajı yok' diyenlere de yanıttır. Bal gibi de vardır!

Çalımbay'ın takımları teslim olmaz! | Rıdvan Dilmen - Sabah Diyelim ki Süper Lig'i hiç bilmeyen bir Çinli, dünkü maçı izlesin... Kimin 23 puanda kimin 9 puanda olduğunu bilmesin. Maçı izlerken bir yandan anlatın kimin kim olduğunu. İnanmaz... Nasıl bu takım bu kadar fark yedi diye düşünür. Hiç birimiz göremedik ama Aykut Kocaman, "Sert maçlar geliyor ve düşüşleri başlayacak" diyerek bir öngörüde bulundu. Galatasaray, 9 hafta kredisini çok iyi kullandı. Ama şunu söyleyelim: Tudor büyük maçlarda sınavı geçemedi. Geçen sezonu da katarsak, Beşiktaş'ı yenemedi, iki kez Fenerbahçe'yi yenemedi. Başakşehir'i geçemedi. Yani ilk 4'teki takımlara kazanamadı. Kadro açıklandığında Trabzonsporlular, Sosa'nın oynamamasından rahatsızdı. Rıza Çalımbay'ın bu kararı büyük bir cesarettir. Kaybetselerdi yerle bir ederlerdi. Milan'dan gelen oyuncu yerine Yusuf'u tercih ediyorsun. Trabzon maç boyunca pozisyon vermedi. İyi oynamaya çalışan, iyi kontratak yapan, altyap-ı dan yetiştirdiği oyuncuların da performans gösterdiği bir Trabzonspor izledik. Galatasaray'a gelince; geçen hafta 3 sistem değiştiren bir teknik direktör vardı. Tudor'a eksi yazabiliriz. Gomis bana ne zaman sorulsa hep büyük oyuncu olmadığını ancak golleriyle konuşulacağını söylüyorum. Gomis'i oyunuyla değerlendirirsen oynatmazsın ama 1-0 gerideyken özel bir problemi yoksa (hastalık, sakatlık, kendi isteği gibi) oyundan çıkmaz. Kaleye gidemiyorsun ki gitmek zorundasın belli o dakikalar gelmiş. Gomis çıkmaz. Eren'i oyuna sokma demiyorum, sok ama ikinci forvet olsun. Linnes sahada yok. Denayer çok hata yapıyor. Maicon açıklar verdi. Selçuk kötü. Ndiaye'yi bir tek kartlarda gördüm. Feghouli de etkili değildi. Galatasaray'ın 11'ini koyunca sprint olarak savunmanın önünde oynayan oyunculara bakacak olursak Fernando çabuk bir oyuncu değil. Hız problemin var. Bunu da hızlılarla çözersin; Yasin, Rodrigues bunlar kenarda. Sahadaki Gomis'i de çıkarıyorsun. Galatasaray'ın kalecisi Muslera'nın yan topları zayıf. Takım olarak bunu da biliyorsak Maicon niye arkası dönük oyuncuya gidip sert faul yapar. Yan toplar rakipler için zaten penatı gibi. Durup dururken yüzünü döndürüyorsun. Trabzon başka bir kültür... Bunu dün yansıttılar. Pereira, Trabzonlu olmuş artık. Sosa reaksiyon göstermiyor. Trabzon'un reaksiyon gösteren oyunculara ihtiyacı var. Rıza Çalımbay'ın takımlarına hiçbir zaman favori olamazsın. Çalımbay'ın takımları teslim olmaz. Sivaslı bizim Rıza, Trabzon'un yapısına uydu... BANA GÖRE KARTLAR: Karşılaşmada çıkan kırmızı kartlar doğru... Olcay Şahan, sarı kart görecekken ilerletti. Feghouli itmeyle bırakmadı. Gereksiz hareketlerdi. Bero'nun Fernando'ya yaptığı faul en az sarı kart olmalıydı. Gelişi bile sarı kart. Galatasaraylı Denayer'in eline çarpan pozisyon ise penaltı değil. Diğer eline çarpsa penaltı olurdu.

Çalımbay faktörü | Ömer Üründül - Sabah Rıza Çalımbay, sezon başı Antalya'da görevdeyken Galatasaray'a karşı uygulattığı taktik planın aynısını dün gece Trabzonspor'a uygulattı. Ana hedef önde etkili baskı ile Galatasaray'ın kurgusunu bozmaktı. Bu düşüncenin yanı sıra bir de çok coşkulu bir futbolcular grubu gündeme gelince 90 dakika ev sahibi lehine beklenmeyen bir saha içi üstünlüğü gündeme geldi. Galatasaray, ilk yarıda etkili pres karşısında ancak oyunu tutmaya çalıştı. Bu arada bilhassa yüksek toplarda ciddi kale önü tehlikeleri yaşadı. Bunlardan iki tanesi çok netti. Galatasaray, ofansif açıdan bir varlık gösteremiyordu. Mariano, Olcay tarafından kilitlenince de alışılmış, etkili sağ kanat bindirmeleri en aza indi. Sol kulvarda Linnes ve Tolga ikilisiyle zaten bu kanadı işler hale getirmek mümkün değildi. Biraz bir şeyler yapması mümkün olan Feghouli de profesyonelliği yakışmayacak bir şekilde sinirlerine hakim olamayınca devre sonunda kırmızı kart gördü. Eğer o hareketi yapmasa sadece Olcay kırmızı kart görecekti. S.O.S veren duran toplar ikinci yarı başında golle sonuçlanınca Galatasaray'ın işi iyice zorlaştı. Baskı kuramadıkları gibi yine oyunu istediği gibi oynayan Trabzonspor'du. İkinci golle birlikte ümitler iyice azıldı. Sonuçta Galatasaray takım halinde çok kötü oynadığı bir maçta hem kontrolü eline hiç alamadı hem kale önü tehlikeleri yaşadı hem iki gol yedi hem de pozisyon bulamadı. Galatasaray adına tek akılda kalan olumlu görüntü Rodrigues'in kişisel çabasıyla attığı goldü. Bir parantez de Gomis'e açmak istiyorum: Herkese göre değil ama bana göre son haftalarda fiziki bir düşüş içine girdi. Dün sadece hayalet gibiydi. Takımı rahatlatacak hiçbir varyasyon yapamadı. Duran toplarda kalesine yardıma geldi. Ama hep Trabzonsporlular kafayı vurdu. Ne kadar kötü oynadığı şöyle belli ki; takım yenik durumdayken, Tudor en önemli golcüsünü oyundan aldı. Dünkü Trabzonspor'un büyük başarısının bir numaralı mimarı Rıza Çalımbay'dır. Üst düzey motivasyon, mükemmel taktik plan, doğru bir takım tertibi ve oyun içindeki doğru müdahaleler... Futbolcular kapasitelerinin üzerine çıktılar, sahanın yıldızı Yusuf Yazıcı'ydı.

Büyük Hoca İgor Tudor | Levent Tüzemen - Sabah Bükemediğin bileği öpeceksin. Evinde Akhisar'dan 6'ı, Alanya'dan 4, toplamda 10 gol yiyen Trabzonspor, onca eksik yıldızlarına rağmen Galatasaray'a ilk yenilgisini tattırırken, alkışlanacak bir mücadele ortaya koydu. Bu maç, iki teknik adam arasındaki farkı gösteriyor. Tudor, Rıza Çalımbay'la girdiği iki düelloda da tuş oldu. Galatasaray taraftarları, bu Tudor'u geçen seneden beri eleştirdiğim için tepki gösteriyorlardı. Ben daha da büyük söylüyorum; Tudor'un teknik direktörlüğünde Galatasaray asla şampiyon olamaz. Çünkü Hırvat hocanın bilgi-becerisi bir maça farklılığını koyabilecek kalite ve kapasitede değil. Tudor'dan, sadece iyi bir kondisyoner olur. Bu gidişle Tudor da Beşiktaş'ı çalıştıran vatandaşı Bilic gibi derbi kazanamadan Türkiye'den ayrılır. Galatasaray'ın Trabzon kalesinde iz bırakacak bir pozisyonu yoktu. İlk yarıda eğer Mustafa Akbaş ve Okay isabetli vuruşları yapsaydı, Galatasaray erken havlu atacaktı. Şimdi Tudor'a soruyorum; Galatasaray pozisyon üretemiyor, bir şeyler yapmaya çalışan Feghouli oyundan aptalca atılıyor... İkinci yarıya başlarken, bir hamle yapılmaz mı? Galatasaray hücuma çıkamıyorsa, çıkar oyundan Selçuk'u koy Rodrigues'i. Ama Bursa'da bir sihirbazlık yaptı ya... Galatasaray golü yedikten sonra Tudor efendi, Gomis-Selçuk ikilisini çıkarıp, Eren-Rodrigues ikilisini aldı. Bu takımın sezon başından ber i gol yükünü Gomis çekti. Fransız yıldız, maçın başından itibaren markaj altında oynadı, bir kez olsun gol yapabileceği pozisyon bulamadı. O zaman Eren girekcekse Gomis de oynayacak. Sana gol lazım Gomis mi çıkar? Çünkü çift forvet anlayışında Gomis, gol pozisyonları kesin bulurdu. Malasef bu Tudor'da yıldız oyunculara karşı bir takıntı var. Geçen sezon Bruma- Sneijder'e takmıştı kafayı, şimdi Gomis'e taktı galiba. Tunus, Fas, Cezayir'den oyuncu alırken, sözleşmeye ağır şartlar koyacaksın. Çünkü bu ülkelerin futbolcuları çok disiplinsiz oluyor. Feghouli de Belhanda gibi gereksiz yere oyundan atıldı ve Galatasaray'a zarar verdi.

Igor Tudor'a ders | Engin Verel - Star Ev sahibi Trabzon'da maçtan bir gün önce yapılan olağan divan kurulunda Divan Başkanı Ali Sürmen'in, maçın skoru ne olursa olsun yönetimin seçimli kongreye gitmesini istemişti. Sadece camiada değil, futbol takımındaki teknik heyet ve futbolcular da bu toplantıdan etkilenmiştir diye düşünmüştük. Hatta son iki maçında kendi sahasında 10 gol yiyen ve hocasını gönderen Bordo-Mavililer için bu maçın çok zor geçeceğini düşünmüştüm. Ama gelin görün ki Galatasaray'ın hocası Tudor'a bir şey hatırlatmak gerektiğine inanıyorum. Güzel kardeşim, sen ilk 8 maçta tek puan kaybettiğin takım Antalyaspor'du (1-1). ‘O günkü rakip takımın hocası kimdi?' diye sorsam bilmem hatırlar mısın? Ben söyleyeyim dün akşam çiçeği burnunda ve sana futbol oynatmayan Trabzonspor'un hocası Rıza Çalımbay'dı. Merak ediyorum, Antalyaspor maçında sana karşı oynattığı taktiği maç öncesi izledin mi? Bence izlemedin. Eğer izlemiş olsaydın. Orta sahada Feghouli'nin yanında Selçuk'u ilk 11'de oynatmazdın. Ve Selçuk yerine Rodrigues'i kanatta oynatıp, Gomis-Eren değişikliğini yapmazdın. Daha oyunun başında rakibin karambolden gol kaçırdığını, bunun yanı sıra Okay ve Mustafa ile de kaçırmış oldukları yüzde yüz gollerin, bu futbolcuların kalite eksikliğinden olduğunu düşünürsek, ilk yarıyı belki de en az rakip 2-0 önde kapatırdı. Peki sen bu futbol anlayışı içinde, iki kanatta hiçbir adam olmamasına karşın Gomis'i topla buluşturmayan orta alanın yaratamadığından dolayı ilk yarı boyunca bırakın gol pozisyonunu bir tek doğru dürüst şutun olmadığını göremedin mi? Açıkça söyleyeyim, rakibini bir film gibi seyreden bu orta sahayla sen geçen hafta nasıl Fenerbahçe'yi yenemediysen dün akşam da yeni teknik direktörüyle her konuda revize edilmiş, bu futbolcu topluluğuna sahip Trabzonspor'u yenemezdin. Sakın ola ki hakemlere ya da başka konulara bahane bularak kendini savunma. Hani bizim çocukluğumuzda mahallede bir laf vardır; bazı takımlar için ‘Yenemeyeni döverler' diye. Belki de sen maçtan önce kendi sahasında inanılmaz gollerle mağlup olan Trabzonspor'u bu düşünce olgusuyla yenerim diye maça rahat çıktın ama bir tek unuttuğun şey vardı. Trabzon'un seyircisinin, idarecisinin, hatta futbolcusunun ne yapacağı belli olmaz. Sana dün akşam bu konuda çok güzel bir ders verdiklerini sanıyorum.