Trabzon'un manevi mimarlarından “Haçkalı Hoca” 68 yıl önce bugün aramızdan ayrılmıştı.
Haçkalı Hoca (Mustafa Tarhan), yörenin sevilen, sayılan velilerinden biridir. Künyesi, Kutbuzaman Mollahasanoğullarından İbrahim oğlu Mustafa'dır. Dedesi Mekke-i Mükerreme'den İslamiyeti yaymak amacıyla Trabzon yöresine gelmiş bir islam öncüsü olarak bilinir
"Haçkalı Hoca", halk içinde Hakk'la birlikte olmuş, yaşadığı dönemde efsaneleşmiş, Trabzonlu Veli olarak hala saygın bir kimlik olarak biliniyor, seviliyor, sayılıyor.
Nüfus Dairesinde kayıtlı adı Mustafa Tarhan olan; halk arasında "Haçkalı Hoca", "Beyaz Hoca", "Hoca Baba", "Kuş Mustafa" adlarıyla tanınan/çağrılan ve 19. Asrın ikinci yarısı ile 20. Asrın birinci yarasına sığdırdığı anlamlı yaşamında hep Hakk rızasını, Peygamberimizin (s.av.) hoşnutluğunu gözetmiş bir Hakk dostu olarak bilinir.
Haçkalı Hoca; çoğunlukla yaşamını geçirdiği Trabzon-Akçaabat-Vakfıkebir üçkeninde yolunu şaşırmışlarsa rehberlik etmeyi, daralan Gönüller'e su serpmeyi, karanlıkta kalanları aydınlığa çıkarmayı görev bilmişti kendine.
O'nun yolu Peygamberimizin yolu oldu hep...
O, bu yoldaki gıdasını bizzat Velayet-i Ahmediye (a.s.m.)'nin nurundan alıyordu.
Hoca'nın doğum tarihi çeşitli kaynaklarda 1864 yılı olarak gösteriliyorsa da; yakınları O'nun 94 yaşında Hakk'ın Rahmetine kavuştuğunu ifade ediyorlar. O'nun, "80 oldum SERSEM oldum//Doksan oldum NOKSAN oldum//Bari 95 olsam, 95 olsam..." şeklindeki dizelerinden hareketle doğum tarihini saptamak olasıdır. Hoca Efendi, 1949 yılı 1 Temmuz günü Hakk'ın Rahmetine kavuştuğuna ve çok yakınları O'nun 94 yaşında terk-i dünya ettiğine bildirdiğine göre 1949'dan 94 rakamını çıkardığımızda 1855 yılının doğum tarihi olarak kabul etmemiz gerekir.
Merhume Gazeteci/yazar Nezihe Araz, 1950'li yıllarda Yeni Sabah gazetesindeki "Anadolu Evliyaları" adlı dizi yazısında Haçkalı Hoca için şöyle diyor;
"Trabzon'un Of ilçesinde doğmuş olan Haçkalı Hoca, o havalinin en sevilen, en sayılan velilerinden biridir. Yazları Haçka yaylasına çıkar, kışları şehirde oturur. Yeşil sarığı ve açık renk cübbesiyle nerede görülse, Trabzonlular oraya nur yağdırdığına inanırlardı.
Gerçekten de öyleydi. Haçkalı Hoca, gittiği yere ışıklı bir dünya götürürdü. Bütün müşkülleri bu yumuşak yumuşacık mizaç potasında eritir, hallediverirdi. Günün hangi saatinde, nerede olabileceğini kimse kestiremez, kimse O'nun hayat temposuna ayak uyduramazdı. (....)
Hiç kimse O'nun leziz yemeklere el uzattığını görmemişti. O nefsini ikramlamayı bilmeyen birçok Veli gibi, şade suya ekmek batırır yer, sonra da Rabb'ine can-u gönülden şükürler ederdi.
Genç, güzel bir kızı vardı. Kızına hep "Has kızım" hitap eder, sonra "Has olduğu için değil, has kızım diye diye belki has edebilirim zannıyla böyle diyorum" derdi.
Haçkalı Hoca'nın torunlarından değerli arkadaşım Yılmaz Kazancı 1995 yılında hazırlayıp basımını bekleyen "Haçkalı Hoca" kitabım için özetle şu bilgileriyle çalışmama destek vermişti:
"Sevgili dedemin 1 Temmuz 1949 tarihinde ve yıl ki, Ramazan Bayramının üçüncü günü sonsuzluğa olan yolculuğu başladığı zaman henüz on beş yaşındaydım.
Dedem ölümünden üç gün sonra defnedilmiştir. Bu üç gün içinde memleketin her yerinden bütün imkânsızlıklara rağmen insanlar ünsüzün yollar yürüyerek bölük bölük gelip ziyaret ederek son görevlerini yapmışlardı. Dağ- taş inşalarla doluydu.
Cenaze günü, ortalık tam bir mahşer günü gibiydi.
Dedem tam bir Hakk ve halk insanı idi. Bu nedenle de evinden daha çok halk arasında bulunuyor, tavsiye ve telkinleriyle onların dertlerin şifa, yüreklerine huzur vermeyi kendine görev biliyordu. Trabzon ve cıvarında evine misafir olmadığı aile yok gibidir.
Her girdiği eve ve dükkana bereket bereket getirdiği kabul edilen, her hasta için dua etmesi istenilen, elini yakalayıp öpmenin onur ve hayır getirdiğine inanılan, karşısındaki insanın ne halde olduğunu, ne düşündüğünü bilebilecek bir sezin gücüne sahip, aynı anda birkaç yerde görülmesiyle mekan üstü bir varlığı olan, çok az yemek yiyip çayına şeker yerine biber atan, içki ve sigaranın bir numaralı düşmanı Allah’ın bu sevgili velisini anlayabilene ne mutlu..."
Altmış sekiz yıl önce bugün aramızdan ayrılan Hakk dostu Haçkalı Hocamızı sevgi ve Rahmet duygularımla anıyorum.