HATIRLAMAYACAĞIZ!

                        2022 yılının olumsuz bazı yaşanmışlıklarını hatırlamak istemeyiz. Toplumsal gerilimlerin, sosyal kargaşaların çokça yaşandığı bir yıldı. Her gün birbirine karşı kışkırtılan milyonların sabrının sınandığı bir yılı geride bıraktık. 2023 yılı; yeni umutların, beklentilerin ve heyecanların zirve yapacağı bir yıl olacak gibi görülüyor. Seçimlerin bu yıl içerisinde yapılacak olması her kesimin beklentileri için bir umut ışığı oluşturmaktadır. Atanamayan yüzbinlerce öğretmenin, seçin vaadi olarak atanabilme ümitleri çok canlı. Sadece öğretmenler değil, işsiz bütün üniversite mezunları kendileri için aynı heyecanları yaşıyorlar. Keşke seçimden seçime değil de, hakları olduğu için bu gençlerimizi zamanında istedikleri alanlarda istihdam edebilseydik. Emekli memurların ise maaş artışlarını dört gözle bekledikleri herkeslerin malumudur.

            2022 yılında siyasilerin bir kısmının konuşma üsluplarından dolayı sınıfta kaldıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendi konumuna bakmadan, ağzına gelen lafları hiç elemeye tabi tutmadan söyleyen insanların toplumumuzun duygusal disiplinlerini bozduğu ortadadır. Siyasiler birbirlerini eleştirirlerken, karşılarında sanki düşman varmış gibi konuşuyorlar. Bu kontrolsüz tavır toplumu kutuplaştırıyor ve birbirine tahammülsüz bir hale getiriyor. Sonunda bir dava uğruna bir ömür harcayan insanlar bile birbirini otomatik silahlarla başkentin orta yerinde katledebiliyor. Bu vahim olayın arkasından bile; Konuşması gerekenler susuyor, susması gerekenler konuşuyor!

            Günü kurtarmak için yalan söylemeyi marifet sayan insanlarla bir arada yaşamak çok zor. Daha da tehlikelisi, taraf ve karşı tarafların her birisinin kendi siyasi figürlerinin yalanlarını kutsaması oluyor. Bu toplumun bu kadar ayrışması, televizyon programları ile siyasi ezberlerle donatılması yarınlarımız için çok tehlikeli bir durumdur. Toplum, akşam televizyonlardaki kadrolu yorumcuların okumalarını ezberleyip, ertesi günü onu ilk gördüğüne pazarlamak isteyen insanların tavırlarından rahatsız. Bu mankutrlaşma sosyal barışımızı da tehdit ediyor. Tarihte, cehaletin bu kadar pirim yaptığı bir döneme

rastlanılmamıştır.

            Bizleri temsilen seçip gönderdiklerimizin TBMM çatısı altında neler yapabildiklerini üzüntü ve biraz da şaşkınlıkla seyrediyoruz. Ortada bir güç zehirlenmesi var gibi görülüyor. Birbirine ölümüne saldıranlardan, buna rağmen mağdura yapılan saldırıyı, büyük bir pişkinlikle normal karşılayıp “olur böyle şeyler” diyerek dalga geçenlere kadar insanların yaptıklarına bakıp ta üzülmemek elde değil!

            İçimize salınan 10 milyon, ne idüğü belirsiz; “kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela” diye tanımlanabilecek insanların yarınlarımız için ne büyük tehlike olduğunu bilmeyen yok. Birde bu insanlar ellerine tutuşturulmuş kimlik kartları ile yarın yapılacak seçimlerde bu ülkenin kaderini belirleyecek tercihlerde de bulunacaklar! Hangi mensubiyet şuuru, hangi tarihi birikim ve hangi meşru gerekçe ile böyle bir yetki kullanacakları konusunda toplum fevkalade tedirgin durumda. Bundan daha büyük bir facia düşünülebilir mi acaba! Bu gün kimlik kartları ile tercihte bulunabilecek olanlar, yarın silahları ile pekâlâ tehditte de bulunabilirler! Bu kalabalıkların tarihi hiç mi okunmaz acaba! Hiç mi düşünülmez bu tehlikeli durumlar!

            Dedik ya; 2022 yılını bu olumsuz yönleri ile hatırlamak istemeyiz. Her şeye rağmen, toplumsal baskı ve muhalefet ile değişik kesimleri ilgilendiren bazı kazanımların da elde edildiğini elbette ki biliyoruz. 3600 ek göstergenin çıkması, Öğrencilerin KYK borçlarının faizlerinin silinmesi, eksiklerine rağmen; “Öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması” ve en son olarak toplumsal kangren haline getirilen EYT konusundaki olumlu sonuçlar; ekonomik zorluklar altında yaşamak mücadelesi veren toplumumuzu bir nebze olsun memnun etmiştir.

Yarınlarımızın güzelliklerle dolu olması temennisi ile bütün okurlarımıza, 2023 yılında, sağlık sıhhat ve afiyetler diliyoruz.