HAZMEDEMİYORUM
Dün Ahmet Suat Özyazıcı Sahası’nda Düzyurtspor ile Erzurum BB’nin maçı vardı.
Bir tarafta köy takımı..
Diğer tarafta şehir takımı..
Hangisinin başarısı dünyada duyulur. Hangisi desteklenmeyi çok daha ister ya da hak eder..
Dün maçı izlemek için sahaya girdiğimde tezahürat sesleri duyuyordum. İçimden “Helal olsun Düzyurt’a doldurdular tribünleri” dedim.
İçeri girdim muazzam bir görüntü ama deplasman tribününde..
280 küsür Erzurumlu seyirci, 100 küsür Düzyurtlu seyirci..
Kendi evinde sağanak altında resmen deplasmanda oynar gibi oynadı Turuncu-Yeşilliler..
Veya oynayamadı..
Ne kanat organizasyonu, ne defansif oyun, ne kontra, ne de ofansif oyun..
Alınan topu Gökhan ile buluşturalım gerisini o halleder düşüncesi hakimdi herhalde..
Buna rakip Erzurum’un ligdeki konumu, sert oyunu ve geri çekilmeyen bir oyun anlayışı bir de 27. dakikada Serdar’ın kırmızı kartı da eklenince skor Düzyurt adına kaçınılmaz oldu.
Benim aklım taraftarda kaldı.
BB Erzurumspor’un taraftarını takdir etmekten kendimi alamıyorum. Tek olumsuz tezahürat yok, bir tek aykırı ses yok, herkes tek yürek, herkes ve herkes birlik içinde..
Bu tutum tabii ki başarı endekslidir. Ancak taraftar olarak evimizdeki maça yabancı kalırsak bazı şeyleri kulübe fatura etmek biz Trabzonlulara yakışmaz..