HİPERTANSİYON KABUSUNUZ OLMASIN

Reçete’nin bu haftaki konuğu Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Hüseyin Bektaş:

Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Hüseyin Bektaş, “Hipertansiyon Nedir? Risk Faktörleri Nelerdir? Anjiyo Nedir? Balon ve Stant Nedir?” sorularını sizler için cevapladı.

HİPERTANSİYON(YÜKSEK TANSİYON) NEDİR?
Tansiyon, kanın damarlar içindeki sahip olduğu basınçtır. Bu basıncın bir üst sınırı (büyük veya sistolik tansiyon), bir de alt sınırı (küçük veya diyastolik tansiyon) vardır.

Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Yüksek tansiyon hastalığının belirtileri, sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi; tansiyon yüksek, hatta çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiç bir şikayet olmayabilir.

Yüksek tansiyonun oluşmasındaki Risk faktörleri nelerdir?
Değiştirilemez Faktörler

Kalıtım: Ailesinde yüksek tansiyon hastası bulunan kimselerde hipertansiyon gelişme riski yüksektir. Ancak bu, yüksek tansiyonluların yakınlarında da mutlaka yüksek tansiyon gelişeceği anlamına gelmez. Ancak bu kişiler daha dikkatli olmalıdır.

Yaş: Yüksek tansiyon genellikle 35 ile 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak bu hastalık daha genç yaşlarda da gelişebilir.

Cinsiyet: Yüksek tansiyon 50 yaşından küçük erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülür. 50 yaş üstünde ise kadınlarda erkeklere göre sıklığı artar.

Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyonun ortaya çıkma riski, şeker hastası olmayanlara göre daha fazladır. Şeker hastalarında hipertansiyonun kontrolü çok daha önemlidir: şeker hastalarında tansiyonun normal kabul edilen sınırları 130/80 mmHg'dır.

Değiştirilebilir Faktörler Nelerdir?
Şişmanlık: Fazla kilolar, kan basıncı üzerinde olumsuz rol oynayarak yüksek tansiyona zemin hazırlar. Bu yüzden fazla kiloların verilmesi, kan basıncının normal düzeye indirilmesine büyük ölçüde yardımcı olur.

Sigara: Sigara, yüksek tansiyonun damarlar üzerindeki zararlı etkilerini hızlandırır.

Tuz: Yüksek kan basıncı, tuzlu yiyeceklerle daha da yükselir.

Stres: Aşırı sıkıntılı bir yaşam biçimi, yüksek tansiyonun ortaya çıkması için zemin hazırlar.

Hareketsizlik: Düzenli yapılan egzersiz ve spor, yüksek tansiyonun kontrol altına alınmasını kolaylaştırır.

Tansiyonun nedenin araştırılması ve hayat tarzı değişiklikleri nelerdir?
lStresten uzak durulması veya mümkün olduğu kadar azaltılması. İdeal vücut kilosuna ulaşılması. Tuz kısıtlanması. Ekmekteki tuzun günlük ihtiyacımızı karşılamaya yettiğinin unutulmaması.

İlaç tedavisi Nasıl Yapılır?
Tansiyon için allta yatan bir neden varsa öncelikle o tedavi edilir. Bir neden yoksa ve yukarıdaki önerilere uyulduğu halde tansiyon yüksekliği devam ediyorsa ve ya önerilere uyamayacak hastalara ilaç tedavisi başlanır. İlaç tedavisi mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır.

KORONER ARTER HASTALIĞI NEDİR?
Halk arasında damar darlığı olarak bilininen, kalbi besleyen damarların(koroner) daralması veya tıkanmasıdır(ateroskleroz).

Yenidoğan döneminde damar içinde yağlı çizgilenme şeklinde başlayan hastalık yaş ilerledikçe damar cidarından damar içine büyüyerek damar darlığına ve ya tıkanıklığına sebep olur.

Bu süreç yıllar içinde geliçen bir süreçtir. Bu sürecin bazı insanlarda hızlı bazı insanlarda daha yavaş ilerler.

Hastalığın hızlı ilerlemesini sağlayan başlıca faktörler Nelerdir?

* sigara, * şeker hastalığı * tansiyon * fazla kilo(obezite),* kolesterol yüksekliği. * ailesel(genetik faktörler)

KORONER ARTER HASTALIĞININ TANISI NASIL KONUR?
Göğüs ağrısı, yanması, sıkışması ve ya eforla olan erken yorulma, nefes darlığı şikayeti ile başvuran hastalar çeşitli testlere tabi tutulur. Bunlar elektrokardiyografi(kalp şeridi), ekokardiyografi(kalp ultrasonu), efor testi ve sintigrafi gibi tetkiklerdir. Bu testler sonucunda damar darlığı şüphesi olan hastalarda kesin tanı ve tedavi için koroner anjiyografi yöntemine geçilir.

Kalp krizi hastalarında ise damar tıkanıklığı kesin olduğu için direk koroner anjiyografi ile tedavi aşamasına geçilir.

Koroner Anjiyografi Nedir?
Koroner anjiyografi bir tanı yöntemidir.

Koroner anjiyografi, kalp damarları (koroner arter) içine özel bir ilaç verip röntgen ışınları kullanılarak görüntülerinin alınması işlemidir.

Koroner anjiyografi, anjiyografi cihazının ve eğitimli ve deneyimli doktor ile sağlık personelinin bulunduğu laboratuarlarda yapılır.

Koroner anjiyografi kesinlikle bir ameliyat değildir.

İşlem için hastanın uyutulmasına gerek yoktur, işlem süresince hasta uyanıktır ve konuşabilir.

Stentler Nedir?
Balon ile darlık açılmasından sonra aynı yerde ani tıkanıklık veya zaman içinde tekrar darlık gelişebilmektedir. Bunun üstesinden gelmek için darlık bölgesinde mekanik destek sağlayıp ani tıkanmayı engelleyen, çoğunlukla paslanmaz çelikten yapılan stentler (kafes) geliştirilmiştir. Gerekli durumlarda balona ek olarak o bölgeye, yine balon yardımıyla stent konur.

İlaçlı stentler hangi durumlarda gereklidir?
Balon veya stent sonrası hastalarda karşılaşılabilecek en büyük sıkıntı stent / balon bölgesinde yeniden daralma olayıdır. Bu durumu engellemek ve de tedavi etmek amacıyla ilaçlı stentler (ilaç kaplı) geliştirilmiştir. İlaçlı stentlerin normal stentlerden en önemli farklılığı yeniden damarda daralma ihtimalinin daha az olmasıdır.Bu durumda, ilaçlı stentler özellikle stentlerin tekrar daralma riskinin yüksek olduğu hastalarda tercih edilir. Tekrar daralma riskinin yüksek olduğu durumlar; şeker hastalığı varlığı, ince damarlar, tıkalı damarın açılması, uzun stent gereksinimi, komplike işlem yapılması vs... Bu durumların dışındaki sorunlarda, özellikle hasta tercihi göz önüne alınarak rutin olarak ilaçlı stent kullanılabilmektedir.

Ani Damar tıkanması Nedir?
İşlem sonrasında damarın, pıhtı veya plağın bir parçası ile tıkanması sonucu oluşur. Acil olarak tekrar balon veya stent yapılma veya bypass cerrahisi gerektiren ani tıkanma oranı %2 civarındadır. Ani tıkanma gelişen hastaların %3-4'ünde akut miyokard infarktüsü (kalp krizi) gelişir.

Tekrar daralma (restenoz) Nedir?
Tekrar daralma, balon anjiyoplasti ve stent işlemlerinden sonra karşımıza çıkan en önemli problemlerden bir tanesidir.

Tekrar daralma bazı durumlarda çok yüksek sıklıkta oluyor.

Nedir bu durumlar?
Diabetes mellitus (şeker hastalığı): şeker hastalarında balon ve stent işlemlerinden sonra aynı bölgede tekrar daralma oldukça sık görülüyor.

Daha önceden yine stent içinde daralma olması: yani stent içinde bir kere daralma olmuşsa, biz darlığı tekrar balon ve stent ile açsak bile tekrar daralma oranı daha yüksek oluyor.

Damardaki darlık çapının 3 mm altında ve uzunluğunun 20 mm'den fazla olması.

Darlığın çatallanma bölgeleri ve başlangıç kısmında olması.

Tekrar daralma ilk 3-6 ay arasında en sık olarak görülür. 6 ay geçtikten sonra aynı bölgede tekrar daralma olması nadirdir.

Tedavisi Nasıl Yapılır?
Hastalık tanısı konulduktan sonra eğer darlık ciddi ise stentleme ve bypass ameliyatı, eğer ciddi değilse ilaç tedavisi başlanır. Tansiyon tedavisinde de anlatıldığı gibi bu hastalarda yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi çok çok önemlidir.

Kalıcı kalp piline neden gereksinim duyulur?
Uyarı merkezinin (sinus düğümü) yeterli hızda uyarı oluşturamaması veya iletim yolları üzerinde herhangi bir kesinti olması nedeniyle kalp atışlarının aşırı yavaşlaması halinde hastanın normal yaşamını sürdürebilmesi için gerekli kalp atış hızını sağlamak üzere vücuda yerleştirilen kalp pillerine ihtiyaç duyulur.

Kalıcı kalp pili takılması işlemi nasıl yapılır?
İşlem genelde lokal anestezi ile, göğüste kalbe giden büyük toplar damarların içinden elektrod denilen ince tellerin kalbin kulakçık ya da karıncıklarından birine veya her ikisine yerleştirilmesi ve bunların göğüs cildi altına yerleştirilen bir jeneratöre bağlanması şeklinde yapılır. Bu, genelde 30-60 dakika süren bir işlemdir.