KAMUDA EK ZAM

Türk Lirasının dalgalanmalar halinde çok büyük oranda değer kaybetmesiyle ülkede görülen ekonomik daralmalar krizleri doğurur. Enflasyonun artması ile sabit ve düşük gelirli insanların hayat standartlarının düşmesine neden olur.

Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makroekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. Ülkemizin yaşadığı 1929, 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleri genelde Dünya Ekonomik bunalımı sonrasında ortaya çıkmıştır. Krizler sonrası ekonomide dolar kurunun ve enflasyonun artmasıyla sonuçlanmaktadır.

Devleti yönetenler, düşük ve sabit gelirlilerin yaşamlarında yaşanan zorluklarla mücadele etmek için çeşitli desteklemeler ve ücretlerde artışlar sağlamaktadır. Her ne kadar ücretlerde artış olsa da Türk Lirasının değer kaybetmesiyle oluşan zamlar altında insanlarımız sıkıntılar yaşamaktadır. Günümüze geldiğimizde en düşük emekli maaşı 5.500 TL’den 7.500 TL’ye yükseltilmiştir. Benzeri bir tedbirin, kamu çalışanlarının ücretleriyle ilgili de hayata geçirilmesi elzemdir.

Türk Lirası sadece 2022 yılında yüzde 45 değer kaybetmiş, hızlı bir şekilde yoksullaşma artmıştır. Oluşan yüksek enflasyon maaşlara ve ücretlere gelen artışları anlamsız hale getirmiştir. Ülke ekonomisinin dışa bağımlı olduğunu kabul edersek dolar 2018 yılında 3,79 TL iken şimdilerde 19,03 TL’ye kadar yükselmiştir.

Kamuda en düşük memur maaşı 9.453 TL, ortalama memur maaşı 12.572 TL olduğu bir ortamda yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı her kesimi olduğu gibi kamu çalışanlarını da içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Öğretmenlerimizin ise en düşük maaşı 12.400 TL, ortalama maaşı 15.965 TL olduğunu görmekteyiz.

Devletin yıllardır uyguladığı yazılı olmayan düzende iki asgari ücret ortalama devlet memuru maaşı iken üç asgari ücret ortalama öğretmen maaşıydı. Asgari ücretin 8.500 TL olduğu bu günümüzde ortalama devlet memurunun maaşı 17.000 TL, ortalama öğretmen maaşının 24.500 TL olması gerekmektedir. Ancak özellikle son on bir yıldır uygulanan maaş artışlarıyla bu oran bozulmuştur. Farklı kalemlerle farklı ücretler ödenmesinin ortalama maaşlara etkisi çok azdır.

Sosyal yaşantımız içinde devletimiz yılda iki kez dini bayramlarımızda işçi, işçi ve memur emeklisine bayram ikramiyesi ödemektedir. Kamuda bu haktan mahrum kalan ise yalnızca görevi başındaki memurlarımızdır. Bu ayrımcılığın düzeltilmesi için tüm kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi ödenmelidir.

Ülkemizde orta sınıfın içinde bulunan kamu çalışanları ekonomik krizleri en fazla hisseden ve yaşayan gruptur. Yapılacak düzenlemelerde veya ücret artışlarında öncelik tanınmalıdır. Çünkü kamu çalışanları devlet adına hizmet üretmektedir. Devletin sağlıklı yürüyebilmesi için tüm yönleriyle ciddi destek görmelidir.

Alım gücünün her geçen gün azaldığı bir ortamda bütünsel bir ekonomik iyileşmeye ihtiyaç vardır. Hiç şüphe yoktur ki, ülkemizin ekonomisi her türlü ekonomik sıkıntıyı aşacak güce sahiptir.