KATAR VE İHANETİN YEDİ ŞEYTANI

Katar küçük bir ülke. Osmanlı İmparatorluğu 1913 yılında bu küçük körfez ülkesini İngilizlere bırakmak zorunda kalmıştı. Resmi adıyla Katar Devleti olan bu ülke Arap Yarımadası doğusundaki bir Basra körfez ülkesidir. Tek kara sınır komşusu Sudi Arabistan olan Katar etrafı denizlerle çevrili küçük ama stratejik önemi büyük olan bir devlettir.

Yaklaşık 2.5 milyon nüfusu olan bu ülke Türkiye'ye yakın duruşu ile biliniyor. Petrol ve doğal gaz zengini bu ülke kişi başına düşen milli hasıla bakımından dünyanın en zengin memleketidir.

Katar, 1971'de Şeyh Hamad darbeyle babasını tahttan indirerek bağımsız bir ülke haline gelmiştir. Başkenti Doha olan bu küçük ülkeden emperyalistler ne istiyor?

Türkiye ile münasebetlerini kesmesini istiyor. Çünkü ekonomik darboğaza düşen Türkiye Katar'dan gelen sıcak para ile gavurun eline düşmeden bir direnç ortaya koyabildi. Türkiye'nin direncini kırmak, ekonomik darboğaza girmesini sağlamaktan geçiyor. O zaman diz çöken bir Türkiye ne Suriye'deki yeni pis projelere dur diyebilir ne de üzerimize saldıkları terör örgütlerine böylesine ağır darbeler indirebilir.

Yani biat eder.

Bugün Türkiye'deki görüşü ne olursa olsun herkes, bu okumayı yapıp bir yumruk haline gelmez ise yarınlarımız çok ama çok karanlık olacaktır.

Şayet Türkiye bütün kirli tezgahlara rağmen birlik bütünlüğünü bozmadan bunların karşısına çıkabilirse bu zor süreçten güçlenerek çıkar.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Katar'a reva görülen yedi Arap ülkesinin tecridini kırmak için onları bilinçlendirmek adına diplomatik atağa kalktı. Bu yedi şeytan büyük şeytanın riyasetiyle hareket ediyor. Şeytanlar ikna ile yola gelir mi bilinmez ama Türkiye öyle basitçe Katarı yedirecek değil. 1913'te terk ettiğimiz topraklarda yeniden zuhur etmemiz birilerine acayip batıyor. Bu bilgiyle hareket edecek bir Türkiye, Rusya, Çin, İran gibi etkili aktörleri devreye sokacaktır. Öyle meydanı basitçe şeytanlara terk edecek gibi görünmüyor.

Biz Arap olsa da Katar'ı Tatar'dan ayrı göremeyiz. Çünkü ecdadımız daha dün oralarda barış ve hoşgörü öznesi olarak bulunuyordu. Kendi hinterlandımızdaki bu küçük, zengin ülkeyi ejderhaların eline bırakacak kadar aciz olamayız.

Mutlaka bizim de şeytanlar kadar uhrevi planlarımız vardır. Unutulmasın ki biz feleğin çemberinden yıllarca başarıyla geçmiş bir büyük milletiz. İnanıyorum ki Allah da bizimle beraberdir.