KAZANIRKEN KAYBETMEK!

Ligin ikinci yarısı Trabzonspor için her anlamda kabus gibi başlamıştı. Başakşehir ve Sivasspor maçlarında yaşanan hakem facialarının sonucunda kaybedilen 5 puanın yanı sıra birde Bordo-Mavililer Pereira’yı, Sosa ve Onazi gibi sakatlığa kurban verdi. Buda yetmezmiş gibi TFF’nin 27 bin Bordo-Mavili yüreğe stada giriş yasağı koymasının isyanıyla sokağa indi Trabzonspor’a gönül verenler. İsyanlarını dile getirdiler. Hak arama uğruna seslerini kırıp dökmeden kendilerine yakışır bir şekilde duyurmaya çalıştılar.

Ne kadar acı değil mi ülke futbolunun düştüğü bu garip durum. Şimdi sözüm ona TFF seyircisiz oynama cezasını kaldırıp Başakşehir maçındaki taraftarlara stat kapıların kapatarak kendince racon kesiyor. Bu neyin raconu arkadaş. 2010-2011 sezonunda yaşanan şike sürecinin ardından taraftarlar küsüp stadı terk etmedi mi? Bu işin sahada değil de masa başında bittiği gerçeğiyle futboldan soğumadı mı? O gün bugündür dolu tribünlere hasret ülke futbolu. Bir tane de olsa taraftarları o tribüne çekeceksiniz. Ama nerede kendi bildiğinizi okuyup futbolu körelteceksiniz.

İşte bu kadar üzeri üzerine gelinen, her taraftan düşmanları tarafından kuşatılan Trabzonspor dün Ankaragücü’nü evinde konuk etti.

İlk dakikalardan itibaren baskısını rakip kalede hissettiren Trabzonspor hemen oyunun başında Abdülkadir Ömür’ün güzel ikramını Rodallega şık golle tamamlayarak öne geçmeyi başardı. Trabzonspor’da golden sonraki hastalık yine baş gösterdi ve kendi kabuğuna çekildi. Bu hamleyle rakibi cesaretlendiren Bordo-Mavililer’de bir de orta alandaki savurgan bir kimlikle mücadele edilmesi konuk ekibin ekmeğine yağ sürdü. Orta alanda Ankaragücülü futbolcular istediği gibi cirit atarken Abdülkadir Parmak ve Yusuf Yazıcı ne yazık ki ortalıkta görünmedi ve zaman zaman rakip takım tehlikeli geldi. İkinci yarının hemen başlarında Ekuban ve Rodallega ile yakalanan fırsatlar golle sonuçlansa Trabzonspor için maç sıkıntılı bir hal almazdı. Neyse ki korkulan olmadı ve Trabzonspor 3 puana uzanarak kötü süreci geride bıraktı. 3 puan kazanılırken Novak ve Uğurcan’ın sakatlıkları ise hepimizin canını sıktı. Kazanırken kaybetmenin arasındaki duygu yükü ile buruk bir sevinç yaşıyoruz. Her iki oyuncuya geçmiş olsun diliyoruz. En kısa zamanda yeniden onları aramızda görmeyi arzu ediyoruz.