KEMAL'İN TESPİTLERİ VE IŞİD
Öztürk'e katılmamak elde mi?
Ayrıca Öztürk’ün, Suudiler'in ortak takvime uymayıp İstanbulda alınan kararları hiçe sayarak ayrı günde bayram yapmasının bir saygısızlık olduğuna vurgu yapması gerçekten yazıldığı gazeteye rağmen olduğu için önemli bir tespit.
Öztürk, “Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'le konuşuyorum telefonda. Ağlamamak için zor tutuyor kendini” diye yazarak sevinçle ilan edilen “Bundan böyle İran hariç İslam aleminin kalbi bir atacak” söyleminin ezikliğine işaret buyuruyor.
Öztürk'ün sarsıntı yaratan tespitlerine cemaatler, tarikatler bilimum merdiven altı din tezviratçıları kızıp onu ‘mürted’ ilan etmeleri an meselesi.
Çünkü Öztürk “IŞİD'in zihinsel alt yapısı, akait anlayışı, fikirleri yabancı ülkelerde değil, İslam düşünce tarihi içinde aranmalı. O zihnin beslendiği kaynakların tamamı Londra ya da Tel Aviv'de değil, Selefi, Vahhabi, Harici kaynaklarının olduğu kütüphanelerde aranmalı. Pakistan, Afganistan, Suudi Arabistan, Ürdün, Yemen medreselerindeki hocalarda, eğitim sistemlerinde aranmalı bu sorunun kaynağı" tespitiyle rabia işaretleri, parmakla yapılan diğer şekillerin aslında bilmeden bir canavara azık olduğuna parmak basıyor.
Öztürk meseleyi havale ederek çözmek imkansız diyerek “Bu argümanı dillendiren seküler çevrelerin, batılı aydınların tezlerine karşı, IŞİD'i Batılı ülkeler kurdu ve büyüttü antitezini öne sürenler var. Haklılık payı olsa da asıl sorun bu değil. Bu zihin yapısını, öce Taliban, El Kaide'de, sonra El Şebap, Boko Haram ve şimdi de IŞİD içinde besleyen şey, problemli fıkıh ve akaid kitaplarıdır” diyerek meselenin bam teline ilk kez İslami duyarlılığı olan bir çevreden farklı ama hakiki bir ses geldi.
IŞİD'e karşı mücadele yöntemlerinin tamamı askeri ya da siyasi alanda yapıldı diyen Öztürk “Bu da sorunun ana kaynağı ile değil, sonuçlarıyla mücadele anlamına geliyor. Oysa ki IŞİD zihniyetini üreten, besleyen, yaygınlaştıran sebepler daha içsel ve derinlerde bulunuyor” izahıyla mücadelenin sadece teröristle değil onun mümbit alanlarıyla da sürmesi gerektiğine işaret buyurmuş.
İster solcu, ister muhafazakar, ister milliyetçi isterse de ulusalcı, neci olursa olsun bu tespitlere imzasını koymayacak bir kişi var mı!
Siyasetten uzak, meseleyi çözme arzusundaki gerçek müminin aklı ve kalbi böyle çalışması gerekir.
Öztürk’ün adı Kemal, yetmezmiş gibi soyadında da Türk var. Birileri onu içimize sinmiş yapıların adamı diye tariflendirirse üzülmesin. Biz insanın hasının yanındayız.