KIŞ YAKLAŞTI, KÜRESEL ISINMA BİTTİ!

Özellikle yaz aylarının sonuna doğru, yağışlar başlamadan hemen önce yaşanan sıcaklıklar, belki de ülkedeki gündem eksikliğinden kaynaklı olarak akla küresel ısınmayı getirdi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda gündem olması ve akabinde TBMM’de Paris İklim Anlaşması kanun teklifi kabul edilince kısa bir gündem oluştu. Tabi zaman geçtikçe mevsim geçişi olması nedeniyle havalar soğumaya başladı. Türkiye’nin diğer ilgi çekici gündemleri de devreye girince, küresel ısınma ve Paris İklim Anlaşması gibi konular sanırım yaza kadar tekrar gündem olmaz.


Peki, sonbahar ve kış aylarında havalar soğuyunca küresel ısınma bitiyor mu?
Küresel ısınmadan bahseden uzmanlar ve ilgili yazıları takip edenlerin bildiği üzere, küresel ısınma mevsimsel bir olay değildir. Küresel ısınmanın varlığı belirli bir referansa göre hesaplanmaktadır. NASA Earth Observatory verilerine göre sciencedaily.com tarafından 1951 ve 1980 yılları referans alınarak hazırlanan sıcaklık anomalileri grafiğine göre dünya ortalama sıcaklıkları 2021 itibariyle 1,02°C artmıştır.

Sıradaki resimde ise ülkemizin 2000, 2010 ve 2020 yılları eylül aylarındaki sıcaklıkların 1951 ve 1980 yılları arasındaki ortalama sıcaklığa göre farklılıkları gösterilmiştir. Diğer deyişle Eylül aylarındaki sıcaklıklar yaz aylarına göre düşük olsa bile geçmiş yıllardaki sıcaklıklara göre artış göstermiş. Dolayısı ile sonbahar veya kış mevsimi gelmesiyle birlikte küresel ölçekteki sıcaklık artışı ortadan kalkmış değildir. Yani küresel ısınma kış gelince bitmemiştir.

Ne yapmak gerek?
Tabii ki ülkenin tek gündemi küresel ısınma değildir. Ancak, günü gelmişken farkındaymış gibi yapıp, gün geçince gerekli konuları unutmamak gerek. Sorun küresel ise çözüm de küresel olmalıdır kesinlikle. Ama önce herkes kendi kapısının önünü temizlemeli. Ve bunu yaparken diğerleri yapmadığı için doğruyu yapmaktan vazgeçmemelidir. Günümüzde tüm Dünya pandemi nedeniyle her anlamda zor zamanlar yaşamaktadır. Ekonomik problemlerle tehlikeyi göz ardı etmek ve geçici tedbirler, kanser hastasının ağrılarını ağrı kesicilerle dindirmeye benzer. Hastanın ağrısı kısa süreliğine geçebilir ancak kanser yayılmaya devam ettikçe ağrılar daha fazla olarak geri gelecektir.
Bu konuda birçok uzman sürekli olarak uyarıyor. Öncelikle bireysel olarak farkında olmalı, sonrasında ulusal ölçekte devamında global ölçekte çözümler aranmalıdır. Belki ülkemiz, küresel ısınmadan bazı ülkelere göre daha az etkilenecektir, ancak etkilenecektir.
Unutulmamalıdır ki, “Başka dünyamız yok.”