Küfürbaz Kültür Müdürü

Bu memlekette en tehlikeli yozlaşma, cehaletin değil; liyakatsizliğin normalleşmesidir. Uzun zamandır makamlar artık bilgiye, birikime, görgüye, vizyona, öngörüye göre değil; yakınlığa, torpile ve kurnazlığa göre dağıtılıyor. Diplomaya bakılmıyor. Donanıma, kültürel derinliğe, temsil kabiliyetine hiç değinilmiyor. Biraz çevresi olan, birkaç “özel yeteneği” bulunan(!) her kimse, anında makam sahibi oluyor. Hatta hoooooop, Kültür Müdürü oluveriyor!

Ortahisar’da her şeyin değiştiğini söylense de aslında değişmeyen tek şey var: makamlara yıllardır çöreklenmiş liyakatsiz isimler. Mesela kültür müdürü.

Bu şehrin kültürüne yön veren, sanatına zemin hazırlayan bir kurumun başında olması gereken kişi donanımlı bir akademisyen mi, diye sorsanız...
Ya da sanatın içinden gelen bir kültür insanı mı?
Veyahut toplumu temsil edebilecek kadar seviyeli, saygın biri mi?
Hayır!

Ortahisar Belediyesi kültür müdürü koltuğu, Sadettin Önsel gibi küfürbazlıktan sabıkalı(!), görgüsüzlük timsali ve başarısızlığı belgelerle sabit bir şahsın işgalinde.

Ortahisar Belediyesi, AK Parti yönetimindeyken Sadettin Önsel isimli şahıs Kültür Müdürü görevini yürütüyordu. Ne tesadüftür ki, 31 Mart sonrası belediye CHP’ye geçmiş olsa da bu müdür değişmedi. Her konuda kendisiyle taban tabana zıt bir siyasi anlayışa sahip yeni yönetim, nedense bu şahsı görevde tutmakta sakınca görmedi. Hiçbir sorgulama yapılmadan, geçmişi, icraatları, tavırları değerlendirilmeden, Önsel ile “devam” denildi.

Peki kimdir bu Sadettin Önsel?

Kendisi yıllarca Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’ni adalet ilkesinden uzak bir şekilde yöneten, tiyatrolar arasında açıkça ayrımcılık yapan, hak edene değil, kendine yakın olana Hüseyin Kazaz'ı veren, eşit ve adil paylaşımdan uzak hareket eden, makamına gelenleri kovabilen, küfürü ağzından düşürmeyen, kültür-sanat alanını; keyfiyet, tarafgirlik ve kibirle yöneten bir zat. Hatta bazı dönemlerde, CHP'yi ve ona yakın kültür insanlarını bilinçli şekilde dışlayan uygulamalara bile imza atan, kültürün kamusal niteliğini baltalayan bir şahıs.

Üstelik Sadettin Önsel, birkaç ay önce, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün defalarca yaptığı resmi uyarılara rağmen, Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’nin devrini önleyecek yazışmaları zamanında yapmayarak, bu önemli kültür alanının belediye bünyesinden çıkmasına bizzat sebep oldu ve Valilik Hüseyin Kazaz'ı almak zorunda kaldı. Vali Bey'in tiyatrolar mağdur olmasın, dönem sonuna kadar Hüseyin Kazaz tiyatrolar tarafından adil şekilde kullanılsın, talimatının ertesi günü apar topar ajitasyon yaparcasına Hüseyin Kazaz'daki elemanını geri çeken, elektrik ve doğalgazını kestiren ve kapısına kilit vurduran, kültüre ve sanata düşman Önsel, beceriksizliğini ifşa edercesine, ne dedi biliyor musunuz?

“İyi ki kurtulduk oradan, biz Hüseyin Kazaz ile baş edemezdik.”

Yani Önsel bu sözleriyle aslında, görevini layıkıyla yapamadığını, bu sorumluluğun da altından kalkamadığını kendi ağzıyla itiraf etti. Ama ne hikmetse, bu başarısızlığının ödülü yine koltuğunu ısıtmak, görevde kalmak oldu!

Sadettin Önsel, göreve geldiğinden beri şehirde “kültürel devrim” yapıyormuş gibi lanse ediliyor. Sözüm ona etkinlikler, sözüm ona sanat faaliyetleri düzenleniyor... Şehirdeki gerçek sanatçılar, üreticiler, kültür emekçileri ise ya yok sayılıyor ya da kenara itiliyor. Göstermelik törenlerle, basit programlarla kültür maskesi takılıyor, fakat içleri bomboş.

Ve işin en utanç verici kısmı:
Sadettin Önsel isimli kültürsüz kültür müdürü, bir WhatsApp grubunda, bu şehrin kültürüne yıllarını vermiş, alın teri dökmüş, sanatın yükünü taşımış, üreten, düşünen, soran, yapıcı eleştiriler getiren insanlara karşı ağza alınmayacak küfürler, sinkaflı ifadeler ve seviyesiz, kabadayıvari bir üslupla hakaret edebiliyor.

Evet kültür müdürü, telefon ekranından klavye delikanlılığı (!) yapmakta bir behis görmüyor.
İnsanların arkasından sallıyor, ağza alınmayacak kelimelerle onlara saygısızlık ediyor.
Üstelik bunu kamusal bir görevdeyken yapabiliyor.
Kültürün başında olan biri, adeta kültürsüzlüğün kitabını yazıyor!

Bu nasıl bir kültürdür?
Bu nasıl bir kültür müdürüdür?
Bu nasıl bir temsil makamıdır?
Kültür müdürlüğü; sövgüyle, küfürle, kabadayılıkla, adam sendecilikle yürütülebilecek bir görev midir?
Bu kişi o koltukta bir gün daha kalırsa, bu yalnızca Sadettin Önsel’in değil:
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın,
CHP Ortahisar İlçe Teşkilatı’nın,
Trabzon İl Başkanlığı’nın,
ve bizzat CHP Genel Merkezi’nin de açık ve büyük ayıbıdır.

Çünkü bu şahsı hala görevde tutmak demek;
Kültüre hakareti meşrulaştırmak demektir.
Sanatçıya küfrü ödüllendirmek demektir.
Liyakatsizliği korumak, yozlaşmayı sürdürmek demektir.
CHP'nin değişim, adalet ve halkçı belediyecilik iddiasına da doğrudan gölge düşürmek demektir.

CHP, gerçekten değişim iddiasındaysa önce bu gibi dejenere olmuş, makamına ve CHP'ye zarar veren isimlerle yüzleşmelidir.
Aksi takdirde CHP, liyakatsizliği koruyan bir yapı olarak sorgulanacaktır.

Bugün Sadettin Önsel'in hala o görevde olması, Ortahisar Belediyesi için utanç vesikasıdır.

Bu kültürsüz Kültür Müdürü derhal görevden alınmalıdır!
Ortahisar, bu ayıbı sırtında taşımamalıdır, taşıyamaz!
CHP bu yanlışta ısrar etmemelidir!

Bir memlekette liyakat olmazsa, kültür de olmaz.
Bir makam sahibinde saygı olmazsa, o makamın saygınlığı kalmaz.
Bir yöneticide ahlak yoksa, o kurumu temsil edemez.
Ve bu tür yakışıksız tavırlar ve söylemler karşısında susmak, bu çürümenin ortağı olmaktır!
Önsel görevinden alınana kadar biz susmayacağız!
Çünkü sanat susmaz.
Çünkü kültür diz çökmez.
Çünkü halk, küfürle yönetilmeyi hak etmez.