Yıkımların halk ile devleti karşı karşıya getirdiğini belirten İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Azmi Kuvvetli, yıkımlar konusundaki düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Gözde turizm merkezimiz Uzungöl’de İmar Barışı düzenlemesine uygun olmadıkları savunulan 112 kaçak yapının 95’i için yıkım geriye kalanı için ise tıraşlama kararı verildi. ‘İmar Barışı düzenlemesine uygun olmayan’ nitelendirmesine dikkat çekmek istiyorum; bizler çevre duyarlılığına sahip olan bireyler olarak bu ifade yerine şu ifadenin belirleme ölçütü olmasını isterdik; ‘Uzungöl’ün siluetine zarar veren binalar.’ Evet amacının Uzungöl’ün doğasını korumak olduğu öne sürülen bu yıkımlar konusunda nedense ölçüt çevre duyarlılığı değil; siyasi rant amacı güden imar barışı uygulaması olmuştur. Bu durum ise başta, devlet gücünün oradan ekmek yiyen vatandaşları ezmesine ardından ise çevre halkı arasında anlaşmazlıkların çıkmasına neden olmuştur. Burada bir iddia da şudur ki yapısı hakkında mahkemesi henüz sonuçlanmayan esnaflar da yıkımla karşı karşıya kalmıştır. Hukuku da yok sayan bu anlayış tekrar vatandaşın karşısına yıkımla gelmiştir. Bölgedeki esnaf korkunç bir kayıpla karşı karşıya kalmış; gariban esnaf devlete olan inancını kaybetmiştir. İşletme sahipleri işletmesindeki malzemeleri adeta yangından mal kaçırırcasına yok pahasına satmak zorunda kalmıştır. Kaderine terk edilen bu insanlar günlerdir yaşadıklarına rağmen seslerini hiç kimseye duyuramamıştır. Günlerdir mağdur edilen bu kitle için yetkililerin artık harekete geçmesi elzemdir. Göz göre göre ekonomik ve psikolojik olarak yıkıma sürüklenen bu insanların hakkı bu kararı alanların üzerindedir. Bizler onlar adına bu hakkı taşıyanlara sormak istiyoruz: bu insanlar bu yapıları inşa ederken neredeydiniz. Oy oranınızda düşüş olmasın diye seçimden önce sesinizi çıkarmadığınız bu insanların karşısına neden seçim geçince TOMA’larla çıkıyorsunuz? Vatandaşın uğradığı zararı kim karşılayacak. Milletin verdiği gücü tekrar millete karşı kullanma cüretini nasıl sergiliyorsunuz? Evet, bu sorularımıza cevap bekliyoruz ve çevre duyarlılığı kılıfında insanların mağduriyeti ile sonuçlanan bu sürecin zararlarının giderilmesini talep ediyoruz.”