Adaletsizliklerin bir boy olduğu ortamda müdahil olmak istesen de bir yaptırımın yok. Oradaki herkes dolgu malzemesi.. Ancak o 3 kişinin dışındaki herkes!.. Ben de gereğini yaptım TEHDİT UNSURU TFF Yönetim Kurul Üyesi Yaşar Aşçıoğlu TFF bünyesindeki bütün görevlerinden istifa etmesinin yankıları devam ediyor. Sonnokta gazetesine ayrıntılı açıklamalarda bulunan Aşçıoğlu, “TFF kurumsal bir kimliktir. Ama kalkar keyfi olarak kendi yandaşlarınıza maaş yerine dönüştürürseniz, adaletli futbolu yönetmek isteyenlerin istifasını cebine almak suretiyle bunu tehdit unsuru olarak kullandığın zaman adalet olmayan bir yerde huzurun hizmetin olması mümkün değildir” ifadelerini kullandı. İşte Yaşar Aşçıoğlu’nun açıklamaları.. ÖZERKTİ ÖZEL OLDU Sayın Aşçıoğlu, gerekçelerinizden anladığımız kadarıyla, özerk olması gereken TFF, çoktan özel olmuş. Neler söylemek istersiniz? Tam bir Karadeniz aklından çıkan soru olmuş. Sorunun içerirsinde cevap da saklı.. İstifa nedenlerimden bir tanesi de budur.. BU SİSTEM İFLAS EDECEKTİR Bu özel federasyon kimlere özel hizmet sunuyor? Önemli olan Türk futboluna hizmet etmektir. TFF, Türk futbolunun gelişmesini, gençliğin sosyalleşmesini, Türk sporunu bir yerlere taşıyarak marka olmayı amaç edinmiş bir sivil toplum örgütüdür. Kurumsal bir kimliktir. Ama kalkar bu kurumu keyfi olarak kendi yandaşlarınıza maaş yerine dönüştürürseniz, adaletli futbolu yönetmek isteyenlerin istifasını cebine almak suretiyle tehdit unsuru olarak kullanırsanız böyle bir yerde huzurun, hizmetin olması mümkün değildir. Devamlığı da mümkün olmayacaktır.. Bunu herkes görecektir. Çünkü bu sistem çok yakın bir zamanda bu iflas edecektir. Etmelidir.. GİZLİ ELLER Başkan 3 kişiyle birlikte yönetiyor’ gibi bir ifadeniz oldu. Bunlardan birisi olduğunu düşündüğümüz Fatih Terim uygulamadaki yeri nedir, Demirören'e akıl hocalığı mı? TFF’yi yöneten Hüsnü Güreli Servet Yardımcı ve Cengiz Zülfikaroğlu’dur. Yıldırım yönetmiyor.. Yıldırım Demirören’in öyle bir vasfı yok. Vasfı olsaydı bizim federasyon çok daha düzgün bir halde olurdu. MİSYONA SAHİP DEĞİL Açıklamanızda tesisleşmeden yakındınız. Yoksa o da mı tekelde.. Ben tesislerden sorumlu yönetim kurul üyesiydim. Aynı zamanda Türkiye’de hatrı sayılır bir inşaat markasının da sahibiyim. Dünyaya marka ihraç eden ilk inşaat firmasının sahibiyim. Dolaysıyla ben bu tesisler noktasında çığır açabileceğimizi ifade etmiştim. Ancak gel gelelim bu konuda herhangi bir adım atma imkanım olmadı. Tüm Türkiye’yi futbol sahalarıyla donatmak gibi projelerim de vardı.. Hiçbir şekilde kale alınmadı. Çünkü Türk Futbolunu, bu şekilde bir yarar sağlayabilecek projelere sahip çıkacak bir misyonu olmayan bir başkan yönetiyor.. Hiçbir şey yapmazsan hata yapmazsın gibi düşünen, kendi ekibine, yandaşlarına araba tahsis eden, maaş tahsis eden, onları daha iyi gezdirmek isteyen bir arkadaşımızdır. İLK KAVGAM TRABZONSPOR’DU Türk futbolu sizce adaletli mi yönetiyor. Geçen sene Trabzonspor’a kumpas kurulmadı mı? Zaten benim bu federasyonla ilk karşı karşıya gelme nedenim Trabzonspor’a yapılan bir haksızlığı dile getirmemdi. Geçtiğimiz sezon Cüneyt Çakır ismi üzerinden Trabzonspor’a kumpas kurulduğunu söyledim ve ondan sonra da problemler başladı. Geçen sene bu isim ve bu ismin etkilendiği hakem gruplarıyla Trabzon üzerinden manipülasyon yapılmadı mı? Bunu dile getirdik diye kötü olduk. MARKAYI BATIRDILAR Başkan sürekli marka değerinden bahsediyor.. Sizce Türk futbolu için bir marka değerinden bahsetmek mümkün müdür? Türk futbolunu batırmaktan başka bir şey yaptığı yok. Artık insanlarımız Türk Milli takım yenildiğinde üzülmemeye hatta sevinme noktasına geliyor. Bu Türk Milli takımına karşı yapılan bir şey değildir. Bu tamamıyla futbolu yönetmeyi beceremeyenler yüzünden oluşan tepkinin yansımasıdır. Türk futbolu düzgün adil adaletli hakkaniyetli yönetilmiyor. Haksızlık ve adaletsizlik yapılıyor ve yapılmaya da devam ediyor. SAĞLIKLI ORTAM SAĞLANAMAZ Kendi adamlarını yerleştirdiği hukuk kurulları, kararlarını hukuka uygun mu, yoksa kulüplere ve kişiye göre mi alıyor? Bir zamanlar Hüseyin Karaahmetoğlu istifa etti diye bir haberler yapıldı. Doğru değildi. Yıldırım Demirören istifasını aldı ama işleme koymadı, cebindeydi.. Bir karar alınmazsa istifayı devreye koyuyor. Şuanda da halen daha bu şekilde tutum sergileniyor. Bu dediğim onay Tahkim’de de geçerli PFDK’da da.. Mantık “şu kararı alacaksın, almazsan istifanı devreye sokmuş sayıyorum” bu şekilde işliyor. Adaletsiz hakkaniyetsiz bir ortamda sağlıklı futbol çıkması mümkün değildir. Burada ciddi adaletsizlikler oluyor. Böyle bir ortamda da benim de durmam doğru değil. SPOR BAKANINA ÇAĞRI Futbolumuzun geleceğini nasıl yorumluyorsunuz? Yaşamımın hiç bir noktasında karamsar olmadım. Çünkü güzel günler yakındadır. Yıldırım Demirören çok uzun süre daha o koltukta oturmayacaktır. Gerçekten bu işi sadakatle seven, hukuku üstün gören, tesisleşmeyi arttıran bir yönetim anlayışı gelecektir. Gelmelidir.. Bu konuda da Spor Bakanını göreve davet ediyorum. Hedef olacak olmasına rağmen, isterse TFF Başkanını istifaya davet edebilir. Buna da TFF başkanı uymak zorundadır. DOĞRU OLAN YERDE DURURUM Biz doğru olan yerde oluruz. Doğrunun dürüstün adaletin hakkaniyetin yanında oluruz. Bu hak kime aitse sadece Trabzonspor’a da değil tüm takımlar için aynı oranda cereyan eder. Beni oraya Trabzonspor kendi hakları için göndermedi. Ancak sükut-ü hayale uğradım. Adaletsizliklerin bir boy olduğu ortamda hiçbir şekilde müdahil olamamak benim yapıma ters bir anlayıştı. Çünkü müdahil olsan da bir yaptırımın yok. Oradaki herkes dolgu malzemesi.. Ancak o 3 kişinin dışındaki herkes!.. Ben de gereğini yaptım... Karadenizde sonnokta özel haber / Ali Osman YÜRÜK