MONTRÖ

Gündem dediğimiz olayın iktidarın yahut muhalefetin çıkarlarına değil, milletin faydalarına hizmet etmesi gerekmektedir. Maalesef ülkemizde oluşturulan gündemler, konuşulan cümleler kümesi milletten, gündeminden uzak ve manasız.

Seçilenlerin millet çıkarlarına yönelik çalışmalar içinde olması elbette kaçınılmazdır. Seçilmişler Montrö’yü konuşuyorsa; uluslararası çıkarlar gözetilip, milli mutabakatla bu meseleyi çözer. Yok, çözemezse yine millete gidip fikir sorar. Hal böyleyken Hasan Rıza Soyak’ın bir anısıyla iktidar ve muhalefete mukabele etmek isterim.

1935’te, CHP Genel Sekreteri Recep Peker, Almanya ve İtalya’yı kapsayan, uzun bir inceleme gezisi yapar. Döndüğünde, CHP kurultayına sunulmak üzere yeni bir nizamnâme ile ayrıntılı bir program hazırlar. Metinler, İnönü tarafından da imza edilerek, Atatürk’e takdim edilmek üzere Özel Kalem’i Hasan Rıza Soyak’a teslim edilir. 

Atatürk ve Hasan Rıza arasındaki diyalog ise şöyle devam eder: 

“-Bu zorbalar kimlerdir? Onları kimler seçecektir? 

-Hangi zorbalar Paşam? 

-Efendim; sen dün akşam bana getirdiğin kâğıtları okumadın mı? 

-Biraz okumuştum Paşam. 

-Ha; işte orada bahsedilen, bütün kuvvetleri nefsinde toplayıp tek partiyi, tabiî dolayısıyla, devleti ve memleketi kendi başlarına idare edecek olan yüksek meclisin azasını… diyorum; onları kim seçecek; bu zorbalar heyeti, kuvvet ve salahiyetlerini kimden ve nasıl alacak? 

...Bu ne sakat düşüncedir, bu nasıl zihniyettir?  Görülüyor ki varmak istediğimiz hedef, henüz, en yakın arkadaşlar tarafından bile, zerre kadar anlaşılmış değildir. ‘Çocuk; biz öyle bir idare, öyle bir rejim istiyoruz ki; bu memlekette bir gün -eğer dünyada hükümdarlık aleyhine gittikçe artan kuvvetli cereyanlar muvacehesinde kalanlar varsa- Padişahlığa taraftar olanlar dahi bir fırka kurabilsinler…

İSTİFA
Güzel bir davranış şeklidir. Yapılan, yapılmayan, düşünülen veya düşünülmeyen fiil-fiiller neticesinde yazılı veya sözlü olarak yapılan eylem biçimidir. Ülkemizde uzun yıllardır bu eylem biçimini unutmuşken sosyal medya imdadımıza yetişti ve “istifa” sözcüğünü duyar olduk. Artık “istifa” sosyal medya üzerinden veriliyor ve karşılık buluyor. Yerelde bunun bir örneğini de Trabzon İYİ Partili Davut Çakıroğlu’nda gördük. Sosyal medya hesabından; Trabzon’da İYİ Parti’yi seçilmiş olarak temsil eden kişinin kendisi olduğu, toplumda karşılığı bulunduğu, parti içinde yükselmesinin engellendiği, meyve veren ağacın taşlandığı gibi çeşitli konulara vurgu yaparak partisinden istifa etti. Parti içi çekişmeler beni çok ilgilendirmiyor ancak istifa metnindeki satırlar, Trabzon siyasetçisinin “bencil” tutumunu öne çıkarıyor. Bu tutum Trabzon ve Trabzonluya fayda vermedi, vermiyor. Bunu yaklaşık 12 yıldır görüyor ve deneyimliyoruz. Bir değil tüm partilerde görüyoruz. Hak etmiyoruz!

BAKAMAYANLIK!
Bakanlık e-devlete fahiş fiyat şikâyetleri için bir bölüm açmış. Bölüme giriyorum fahiş fiyat var diyorum, “inceliyoruz” diyorlar. Markete gidiyorum kimsenin incelemediğini görüyorum.

Hayallerimle oynuyorsunuz! Ucuz market lazım, ucuz elektrik lazım, ucuz doğalgaz lazım, ucuz su lazım. Madem yapmıyorsunuz neden benim şikâyetimi alıyorsunuz!

DİZİLERİMİZ
Sabah Müge ile cinayet çözüp, öğle arası Seda ile kaynanalarla oturuyoruz. Akşamüzeri Didem ile takılıp; Esra ile yufkacı Muammeri tanıyor, DNA testleri ile çocukların babasını buluyoruz. Ferahlamadan kırmızı odada mafya babasının aslında ne kadar iyi kalpli insan olduğunu öğreniyor, başka bir mafyayla fidanlıkta Amerika ile savaşıyoruz. Tarihsiz tarih dizileri ile kederlenip ağlıyoruz. Akıncısı, Maraşlısı, Arızası, Ramosu, Teşkilatı gece yarısına kadar hop oturup hop kalkıyoruz. RTÜK bey aksiyondan yorulduk, bunaldık, yıldık. Bir şey demiyor musun bunlara? Protesto ediyoruz ve artık ailecek “dizimizi” seyrediyoruz.

Dip Not: Bu bölümdeki “dizimiz” esprisini Uzunsokak berber esnaflarımız Alilerden küçük Ali’nin yakaladığını umut ediyor, sevgilerimi sunuyorum.