Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Mutlu, bir an önce balıkçılık ile ilgili kanunlar çıkması gerektiğine vurgu yaptı. Ahmet Mutlu, balıkçılıktan sorumlu bir bakanlığının olmasını istediklerini vurgulayarak, “Ne olursa olsun bilinçli avlanmamız lazım. 15 Nisan’dan 1 Eylül’e kadar yasak var. 1 Eylül’ün içerisinde kalkan, barbun, istavrit, palamut var. Biz denetim yapamıyoruz diye tümünü yasaklamamıza gerek yok. Balık ne zaman havyara giriyorsa bu tarihler arasında tezgahta, denizde, havada, karada, poşette gördüğüm şeyin cezasını keserim diyeceksin. Yasağı zamanında koymak zorundasın. 7 ay yasak dünyanın hiçbir yerinde var mı? 7 ay yasak koyarsan insanlar zaman içerisinde bazı suiistimaller yapar. Bir an önce kanunlar çıkması lazım. Balıkçılıktan sorumlu bir bakanlığımız yok. 2-3 yıldır bir arpa boyu yol gidemedik. Japon ve Norveç’li kendi denizindeki balığını belki de mikroplu olduğu için tutamıyor bizim nadide olan balığımıza talebi var. Fakat maalesef biz kendi balığımızı, denizimizi koruyamıyoruz” dedi. Yunus balığı tehdidine de vurgu yapan Mutlu, “Eğer yunus balığı stoka zarar veriyorsa stoktan bunun bir miktarını çekelim. Miktarın belirlenmesi lazım. Nasıl bağ, bahçeye sülün, ceylan, karaca bıraktıysalar denizde de yunusa ihtiyaç varsa yunus bırakalım. Eğer bize zarar veriyorsa bunu da çekmek zorundayız. Yunus balığı açıktan kıyaya getirir ama bizim yunuslar işi o kadar ilerlettiler ki limanın içindeki balığı yemeye çalışıyorlar. Bize göre stokta biraz fazla. Ama bunun tabi ki araştırması yapılmalı” ifadelerini kullandı.