O GÜZEL GÜNLERE SELAM OLSUN...

Fenerbahçe ile oynadıkları maçta çıkan olaylar ile ilk kez Yeni Malatyaspor karşılaşma sonrasında kameraların karşısına çıktı Şenol Hocam. Hem içini döktü hem de Türkiye'de futbolun nerelerden nerelere geldiğini çok açık dille anlatmaya çalıştı. Anlattıkları en az 50 senenin birikimlerinden günümüze kadar uzun yılların bir muhasebesiydi. “50 senenin birikimi var.50 yıldan beri ben bu ülkede bir emek vererek bir yerlere gelmeye çalışıyorum. Bu zamana gelinceye kadar fakir bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm” dedi. Benim de çocukluğum Sotka’da geçti. Şenol deniz tarafında ben de yolun diğer tarafında Kulakyiyen sokakta yıllarca oturduk. Çok güzel bir mahallemiz vardı. İdmangücü ve İdmanocağı takımlarının ezeli rekabet yıllarında tuttuğumuz takım mahallemizin takımı İdmangücüydü. Evet ezeli bir rekabet vardı. İdmanocağı zengin ve okuyan kesimin yani Meydanın takımı, İdmangücü ise genellikle memurların gariplerin takımıydı.

Şenol Hoca ile birlikteliğimiz Trabzon Lisesinde daha da yakınlaştı. Aynı kuşak olarak Turgay Semercioğlu, Necati Özcağlayan hem futbol oynuyor hem de Trabzon Lisesi basketbol takımında da oynuyorduk. O yıllarda sınıflar arası Basketbol maçlarında okul birincisi olmuştuk. O şampiyon olduğumuz dönemde Şenol Hoca bana takımı Erdoğduspor da basketbol lisansı çıkardı. Daha sonrasında Erdoğduspor'da futbol da oynadım. Ben Beden Eğitimi Bölümü için İstanbul'a gelince futbolu bıraktım. Ama yıllar sonra Hocamla İstanbul'da yollarımız yine kesişti.

***

Hocam anlatmaya devam ediyor. ''Bir sürü yer dolaşarak buralara geldim. Ben Trabzonspor'lu, Beşiktaş'lı değilim. Ben TÜRK FUTBOL ADAMIYIM. Bana yapılan saygısızlık ve hakareti aynen geri iade ediyorum. Olaylı Kupa maçı sonrasında Çumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Bakanlar, Galatasaray'lı, Fenerbahçe'li ve Trabzonspor'lu herkes beni aradı. Kimsenin canı yansın istemiyorum. Benim için aile, ülke daha önemlidir. Susuyorsam bundandır. Ama bunu yaparken ben de hakkımı biraz savunayım. Sanki ben kendime cisim attım. Yasa çıksa ne olur, ahlak sıfıra inmiş... Ben maça çıktığım zaman ne olacağını biliyor muyum? Şimdi adam elini kaldırıyor, ben korkuyorum. Bu kafa çok darbe yedi ama o zaman gençtim. 50 yıl önce futbolculuk serseri işi diyorlardı. Serseri işi olmadığını gördüm. Ama serserilerin ahlaksızların bu işin içine girdiğini de görüyorum.”

***

50 yıl kolay değil. 50 yılda yaşamın içine çok güzellikler sığdırmış hocam. Kolay değil Dünya 3.sü olmak. Kore'de hocalık yapmak. Ve de Beşiktaş gibi büyük bir camiada çalışmak ve şampiyonluklar kazanmak. Elbisesinde saçına,ayakkabısından kravatına hepsini açımasızca eleştirdiler. Erman Toroğlu, Şenol Hoca'nın basın toplantısı sonrasında, hocamın anlattıklarının %98’i doğru dedi. O doğrular 50 yılın ürünü. O lise yıllarında arkadaşlıkların, tatlı rekabetlerin, karşılıklı hoşgörülerin tadını hala arıyoruz..

O güzel günlere selam olsun..