RİZE-ARTVİN HAVALİMANI KİME VE NEYE YARAR?

Geçen hafta benim için yoğun bir trafikle geçti. İzmir’de yapılan Küresel Isınma Kurultayı’ndan döndükten hemen sonra 14 Mayıs cumartesi günü, yapımı tam 5 yılda tamamlanan Rize-Artvin Havalimanı’nın açılış törenine katılmak için Rize’ye gidip aynı gece geri döndüm.

En son 2018 yılında milat olan İstanbul Havalimanı’nın açılışına katılmıştım. Daha önce 2015’te Giresun-Ordu Havalimanı açılmış, bu yıl da Tokat Havalimanı ve diğer bazı havalimanlarının yenileme, büyütme gibi açılışları da gerçekleşmişti.
Özel sektörün yaptığı Çukurova Bölgesel Havalimanı devam ederken sıraya yeni havalimanlarını koyan DHMİ sloganı olan ‘DHMİ çalışıyor, Türkiye büyüyor’ sözünü hayata geçiriyordu. Rize-Artvin meydanı bu çalışmaların en özel örneği oldu.
Tabi, bu yapım işlerini gerçekleştiren kardeş kuruluş Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün gayretleri de unutulmaz.
Havalimanını her ikisi de Rizeli olan Mehmet Cengiz’in Cengiz İnşaat ve eski AK Parti Milletvekili Abdulkadir Kart’ın ALS İnşaat adlı şirketleri birlikte yaptı.
Bu iki genel müdürlüğün bağlı olduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın daveti ile İstanbul Havalimanı VIP Terminali’ne vardığımda THY’nin TC-LSA tescilli Rize adlı A321 NEO uçağı bizleri bekliyordu. Güzel bir yolculuktan sonra Giresun-Ordu’dan sonra Türkiye’nin deniz üstüne yapılan ikinci, dünyanın ise beşinci (Diğerleri, en eskisi Hong Kong’taki Çek Lap Kok, Güney Kore’deki İncehon ve Japonya Osaka’daki Kobe Havalimanı) havalimanına alkışlarla ilk inen davetli yolcular biz olduk.
Bizi getiren uçaktan sonra Ankara’dan TC-JOJ Rize-Artvin uçağı da davetlileri getirdi. Ardından THY’nin TC-JHV tescilli Keban adlı uçağı alana indi. Bu uçakların biri geri dönerken misafirleri getiren THY, VIP uçaklar ve iş jetleri de Trabzon Havalimanı’na gönderildi.
İkramı TAV-BTA’nin verdiği havalimanı yer hizmetlerini yapan Çelebi Hava Servisi Cumhurbaşkanı’nı getiren TC-TUR adlı A330- 200’ü ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’i taşıyan Azerbaycan Havayolları’na ait uçaktan sonra, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi getiren TC-IST adlı A319 tipi uçağı karşıladı. Meydanda sadece iki cumhurbaşkanına ait uçaklar bırakıldı.
Karaya bitişik olan deniz dolgu alanında ilk dikkat çeken çay bardağı şeklindeki kule ve yerel mimariden ilham alınarak yapılan, Beştepe’ye benzeyen terminal binalarıydı. Binaya dev Atatürk, Aliyev ve Erdoğan’ın fotoğraflarının yanı sıra iki ülkenin bayrakları da asılmıştı.


Resul Dindar ve Grup Koliva’dan sonra izleyiciler, Dombra müziği eşliğindeki tezahüratlarını aralıksız sürdürdü.
Ayaküstü sohbetimizde Türkiye’nin yüzölçümünü 3 milyon metrekare arttırdık, her biri 30-35 ton ağırlığında 20 bin aşkın beton blok ve 100 milyon ton taşla denizi 27 metre derinliğe kadar doldurduk ve bu iş için 4,2 milyar TL harcadık diyen Bakan Karaismailoğlu, bir kısmı komşu illerden gelen ve ellerinde Türk Bayrağı ve AK Parti flamaları olan seyircilerin tezahüratıyla kürsüye geldi.
Bakan, “Bu havalimanı ülkemiz ve Karadeniz için bir başlangıç olacak. 30 milyondan 210 milyon yolcuya ulaştık” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bu havalimanı bölge ve ülke ekonomisine, turizme de katkı sağlayacak. Barış ve dostluk köprüleri kuracak.”
Uzun yıllar Ulaştırma Bakanı olarak görev yapan Binalı Yıldırım söz alarak, Erdoğan’ın kendisine havayolunu ‘halkın yolu yap’ diye talimat verdiğini ve bunu gerçekleştirdiklerini belirtti.
Daha sonra “Kafkasların Yıldızı” diye tanıtılan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kürsüye geldi. Erdoğan’dan “Gardaşım” diyerek söz edem Aliyev, Türkiye’nin verdiği desteği dile getirip Erdoğan’a teşekkür etti. Son olarak söz alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu havalimanının yapılmasına nasıl karar verdiğini anlattı ve bu havalimanının iftihar edilecek eserler arasında yer alacağını söyledi. Havalimanı sayısının 57’ye( Aslında 58) çıktığını belirten Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “3 bin metrelik pisti olan ve 3 milyon yolcu kapasiteli bu havalimanı 4,4 milyar TL’ye mal oldu.”
Kendisini dinleyenlere, “Uçakları doldurmuyorsunuz” diye sitem eden Erdoğan’ın neden böyle söylediği soru işareti olarak herkesin kafasına takıldı.
THY, haftanın yedi günü İstanbul Havalimanı ile Rize-Artvin Havalimanı arasında karşılıklı sefer yapmaya başladı. AnadoluJet de İstanbul Sabiha Gökçen ve Ankara Esenboğa Havalimanları’ndan Rize-Artvin Havalimanı'na haftanın 7 günü sefer düzenliyor. Belki duruma göre Pegasus da ileride buraya seferler başlatabilir.
Erdoğan, yapılan rezervasyonlara bakıp çok satış olmadığını gördüğü için mi bu sözleri sarf etti. İşte önemli olan budur.
Yolcu sayısının ne kadar olacağı yakında belli olur. Şimdiden karamsar olmamalı.


Trabzon Havalimanı’nın yolcu sayısında elbette Rize ve Artvin’in önemli katkısı olduğu bir gerçek. Fakat bu sayı her gün bir uçağı doldurabilecek mi? Diğer bir faktör de uçak bilet fiyatlarının artışıdır.
Rize ve Artvin halkı başka bir kente inip karayoluyla memleketlerine gitmemin psikolojik eksikliğini de hissetmeyecek. Zamandan tasarruf edip, daha fazla para ödemeyecek, indi bindi zahmetine katlanmayacaklar. Bu durum daha önce Ordu ve Giresun’da yaşadı. Gümüşhane ve Bayburt halkı da kendi kentlerinin adını taşıyacak havalimanına inmenin keyfini bir kaç yıl içinde yaşayacak.
Elbette, birileri bu kadar masrafa değer miydi diye bu havalimanının yapımına karşı çıkmaya devam edebilirler. Burada Rize halkının rahat ettiğini, 75 kilometre uzaktaki Artvinlilerin yine zahmet çekeceğini söyleyebilirler.
Şurası bir gerçek ki, turizm potansiyeli olan Artvin’e coğrafi açıdan böyle bir havalimanı yapılması zor diyenlere, denizi doldurmaktan zor olmasa gerek dediğinizi duyar gibiyim. Küçük uçakları ağırlayabilecek küçük havaalanı acaba çözüm olabilir mi? Bunu konuşmalıyız. Bu arada, her ne kadar Trabzon Havalimanı bu kentlerdeki yolculardan mahrum kalsa da yeni misafirler kazanacak olmalı ki, yeni bir pist için kollar şimdiden sıvanmış.
Son olarak bu havalimanına gerek var mıydı diyenlere cevap olarak çok önemli bir konuyu da bilgilerine sunmak isterim.
Rize-Artvin Havalimanı’nda sivil uçaklar için yapılan apronun yanı sıra Türk Hava Kuvvetleri ile Sahil Güvenlik Komutanlığı için de iki ayrı apron inşa edildiğini ve bu meydanın askeri amaçlara da hizmet edeceğini hatırlatırım. Vatan savunması yabana atılacak bir konu olmasa gerek.
Mutlu yarınlar Türkiye’m.