SALLANIP DA YIKILMAYAN TEK ŞEY MERHAMETTİR

İzmir depremi…

114 can gitti, 1 035 vatandaşımız yaralandı.

Sen kalkıp, “İzmirliler içki içip, zina yapıyor. Bu onlara müstahaktır” dedin.

*

Minik Elif, AFAD personelinin parmağını sıkı sıkıya tutarken, bize umudun ne denli değerli bir duygu olduğunu öğretti.

Sen kalkıp, “Devlet İzmir’de yetersiz kaldı” dedin.

*

4 gün boyunca soğuk beton duvarların arasında aç ve susuz sabahlayan ve kendisine uzanacak bir yardım elini bekleyen minik Ayda kurtarıldığında, milyonlarca vatandaşımız sevinçten gözyaşı döktü.

Sen kalkıp, “Kızılay’ı deprem bölgesinde göremedik” dedin.

*

AFAD başta olmak üzere, deprem bölgesinde cansiperane çalışan, UMKE, AKUT, itfaiye ve diğer arama-kurtarma ekipleri yorgunluktan bitap düşerken, sen kalkıp, “Böyle yanlış arama kurtarma çalışması olur mu?” dedin.

*

Minik Elif kurtarıldığında, onu kurtaran kahramanlara, “Köfte ve ayran” istiyorum dedi.

Sen ikram stantlarından arakladığın ayranları büfeye satarken enselenince kalkıp, “Satmıyordum, büfede içecektik” dedin.

*

Cennet kadifesi bir çocuğun gülen gözlerini görüp, Kevser ırmağı gibi coşkulu nefes alıp vermelerine şahit olan insanlar, mutluluktan tekbir getirince, konuyu sosyal mecralara taşıdın.

Kalkıp, “Bu tekbir getirme işi de ne oluyor. Kurban mı kesiyoruz?” dedin.

*

Yani demem o ki muhterem,

Ahali gözyaşlarını enkaz yığınlarına akıtırken, sen kendine absürt bir siyasi yol haritası çizdin.

Her adımında göçmüş vicdanını, göçük altlarına hapsettin.

Şimdi oturduğun o kibir takozunda kime maval okursan oku, söylemlerin battal boy bir çöp torbasından öteye geçemeyecektir.

*

Çünkü biliriz ki, tarihimiz vatansever Türk milletine şunu öğretti:

Umut her zaman vardır.

Ve sallanıp da yıkılmayan tek şey merhamettir.

Bu merhametten yoksun olanlar lütfen dağılsın.

Dağılsın ki, şükür seccademizde yer açılsın.

DENETİM MEKANİZMALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ!
Doğal afetler bu ülkenin acı bir gerçeği. Bu gerçeklerden ders almak ve her an tedbirli olmak şarttır. İzmir’de o çürük binaların yapımında kimin katkısı varsa, deprem gerçeklerini kim sümen altı etmişse, Elif’in, Ayda’nın cennetini kim cehenneme çevirmişse, mutlaka cezalandırılmalıdır. Yetkin mühendislik sistemi, denetim mekanizmaları ve imar çalışmaları mutlaka gözden geçirilmeli ve eksiklikler giderilmelidir.

Giderilmelidir ki, bu coğrafyanın kaderi keder olmasın.

LÜTFEN ŞOVA DÖNÜŞMESİN!
Depremin 91. saatinde enkazdan sağ olarak çıkartılan minik Ayda’nın görevlilerden köfte ve ayran istemesinin ardından, köftecilerin telefonları kitlenmiş.

Vatandaşlar, Ayda’ya köfte ve ayran ulaştırmak için sıraya girmiş.

Yanı sıra işletmelerinde Ayda’nın bu isteğine yönelik, hemcinslerine ve yaşdaşlarına yönelik kampanya yapanlar bile var.

*

Bu şüphesiz ki güzel bir duygu. İnsanların tek bir amaç doğrultusunda kenetlenmesi, empati yapmaları ve vicdanlarının sesine kulak vermeleri harika bir şey.

Ancak bu iş şova dönüşmesin.

Hazır vicdanımız bizi bu koridora sokmuşken bence şunu yapalım; Herkes komşusunun yatağa aç girmediğinden emin olsun.Böylelikle taş kalpli ve modifiyeli bir insan olmaktan da kurtulmuş olacağız.

ABD’DE BAŞKANLIK, FİTNE ATEŞİNE YELPAZELİKTİR
ABD'de 59. başkanlık seçimleri yapılıyor.

Trump ve Biden adında iki katil kıyasıya yarışıyor.

Bu yazıyı yazdığım saatlerde Trump önde gözüküyordu. Hatta basının karşısına çıkıp, “Kazandım” açıklaması da yaptı.

Dış politikamız gereği şüphesiz ki ABD seçimleri tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz açısından da önemli.

Ancak kim kazanırsa kazansın, global anlamdaki şu gerçek değişmeyecek.

ABD’de başkanlık, fitne ateşine yelpazeliktir.