SANTA'DA ÇAY İÇMEK MÜMKÜN MÜ?

Her turizm mevsiminde gelir sorulur, bu Santa hangi ile bağlıdır diye? Yine yolları neden bitirilemez bir türlü diye yapılıp yıkılan yollar için de sorumlu merci aranır. Santa tarihi bir eski yerleşim merkezi. Osmanlı döneminde Ortodoks Hıristiyan vatandaşların yaşadığı, daha sonra mübadele ile yerlerinden ayrılanların oluşturduğu bir madenci kasabası. Yeni ismi Dumanlı. Bölge Gümüşhane sınırları içinde. Ama sakinleri Trabzonlu. Çok sert geçen kış şartları sonrasında yaz mevsiminde az da olsa şenlenen bir yayla. Coğrafi yapısı, suları, dereleri, ulu ağaçları ve tarihi kalıntıları ile tam gezilip görülmesi gereken gizemli bir yer. Ama ortada bir sorun var. Yolu bir türlü istenilen düzeye getirilemez. Gezmeye gitseniz Santa'da bir çay içecek yer, ihtiyacınızı giderecek bir tuvalet bulamazsınız. Tarihi yerleşimin tam ortasında yaz kış akan suyuyla tarihe tanıklık eden çeşme maalesef her türlü kirliliğe maruz kalmakta.

Özen gösterilmeyen tabelalar, tarihi çeşmenin etrafının kirliliği ve dokuya uygun olmayan müdahaleler bu doğa ve tarih zenginliğine zarar vermekte. Bazen insanımız hayırsever kimlikleri ile yol boyunca çeşmeler yaptırırlar. Yararlı bir hizmet, ama bir yetkili de çıkıp demez mi ki “Allah razı olsun, hayrın mübarek olsun ama bu çeşmeyi derme çatma dolma taşlarla değil de kesme taşlardan yöreye uygun yapsan.” Böyle bir uyarı ve yönlendirme insanımız tarafından mutlaka kabul görür. Santa hangi ilin sorumluluğunda sorusunun cevabı belli: Gümüşhane'nin. Ama hassasiyet herkesin olmalı. Bakımsız bir tarihi alan Gümüşhane'nin olsa ne olur, Trabzon'un olsa ne olur.

Santa'da bir çay içecek ortam oluşturmak, yoldan gelen ziyaretçi için WC yapmak o kadar mı zor?

***

TRABZON'UN UNUTULAN RENGİ: ERGUVAN 

‘Erguvana şiir söyleme, anlatamazsın. Kendisi şiir. Gör ve duy, kâfi.’ (Süheyl Ünver)

Erguvan ağacı için çok şiirler yazılmış yine de... Tarih içinde imparatorlukların da simgesi olmuş, güç ile zarafeti birlikte hatırlatan Erguvan ağacı, tam da bu mevsimlerde esrarengiz güzelliği ile boy göstermeye başlar. Trabzon, Akdeniz’de yetişen her türlü bitki ve ağaç anlamında zengin  coğrafyaya sahip bir şehir. Görsel olarak  şehirlerin süsü görevini görmekte olan ağaçların içinde çiçeklerinin rengiyle de ön plana çıkan Erguvan, tarih boyunca imparatorlukların rengi olarak da bilinir. Dünyanın iki önemli imparatorluğu olan Roma  ve Osmanlı’da “erguvani renkler” hem asaletin hem de ihtişamın göstergesi olarak kullanılırdı. Trabzon, mor salkımlı sokaklarında Erguvan Ağacının asil renkleri ile bilinirdi bir zamanlar. Şimdi ne mor salkımlı sokaklar kaldı ne de Erguvan Ağaçlarının süslediği bahçeler. Oysa şairler ne şiirler yazmış Erguvanlar için.  Sakın, “Erguvana şiir söyleme anlatamazsın” diyen Süheyl Ünver'e inat… Nerde boş bir alan, yamaç varsa o güzelliği görme ve yaşama adına geçmişte olduğu gibi Trabzon'a Erguvan Ağacı dikmek ve yeniden bu şehri süslemek gerekiyor.

Ziya Osman Saba bakın ne güzel anlatmış, yaşamanın güzelliğini “Erguvanlı bir bahçeye” rastlamakla...

“Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde

Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar.

Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu,

Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.”

Attila İlhan da çocuklar gibi mesut olmak için, dünya bahçesinde  “göklerin de erguvanlar gibi çiçeklendiğini” anlatırken çocuklar gibi sevindiğini söylemekte.

“Büyük bir rüzgâr dinledik dünya bahçesinde

Erguvanî çiçekler açmıştı erguvanlar

Tebessümler vardı toprağın yeşermesinde.

Ve gökler de çiçeklenmişti erguvanlar gibi

Biz insan selamları duyduk havada kanat kanat

Yola çıkmış yedi iklim dört bucaktan turnalar gibi.

Toprak nefes nefese ve yıldızlar çırılçıplak

Serviler üşüyüp ürperdiler bu akşam

Mesut olmak dedik çocuklar gibi mesut olmak.”

Şairlere ilham kaynağı olmuş ve tarihin en eski şehrinin bahçelerini yüzyıllardır süslemiş Erguvan ağaçları ile Trabzon'u donatmak için daha ne kadar bekleyeceğiz. Japonya'da “sakura/kiraz ağacı çiçekleri zamanı” adı altında bir turizm çeşidi bile oluşturulmuş. Turistler kiraz ağacı çiçeklerinin o muhteşem görüntüleri ile kendilerini ayrı bir dünyanın içinde bulmak üzere ülkelerinden kalkıp “kiraz çiçeği zamanı”nda Japonya'yı ziyaret etmekte. Trabzon erguvani renklerle bezeli caddelerinde birer tablo gibi kendini gösteren Erguvan Ağaçlarının gizem dolu alımlı duruşlarını tarih boyunca yaşamış zaten. Yeniden ihya etmek gerek, kadim medeniyetin günümüze yansıyan bu güzelliğini. Mesela yeniden düzenlenen Ganita’da, surların dibine tünelin yamaçlarına yakışmaz mı olanca asaletiyle Erguvan Ağaçları. Mavinin yanına bordo yaraşır. Trabzonspor'un şampiyonluk anısına dikilemez mi bordo renkli çiçekleri ile bezenmiş Erguvan ağaçları, kentin her yerine?

++++

HAFTALIK

Köy okulları yıllardır yıkılmak üzere kaderine terkedilmiş bir vaziyette durmakta. Çoğu yıkılmış. Kapı pencere hak getire. Zamanında tüm köye eğitim hizmeti veren okulların bu hali, eğitimciler için hep hüzünle anılır. Oysa köyün ortak malı olarak o binalarda neler yaşanmadı ki. Taşımalı eğitimle hem köyü yalnızlaştırdık, hem de okulun çevreye yaydığı eğitim ışığını söndürdük. Okulun müdürü, öğretmenleri, çalışanları ve öğrencileri ile eğitim veren kurum olarak köylere bir sosyal ortam kazandırıyordu. Okul binasının önündeki direğinde bayrağımız her dalgalanışında bu ülkenin evlâtları, köyünden kopmadan ilköğretimlerini aldıkları sınıflarında mutlu idiler. Şimdi oralar virane. Çocukların sesi çıkmıyor. Karatahta üzerindeki tebeşir izleri çoktan silinmiş. Paslı bir direk yerinde hâlâ, ama al bayrak dalgalanmıyor çocukların seslerine eşlik ederek. Şimdi yeni bir karar alınmış. Yıllar sonra yanlıştan dönülüyor. Eski köy okul binaları yeniden faaliyete geçecekmiş. Okullar öğrencilerine kavuşacak. Uygun yerlerde de yaygın eğitim merkezleri olarak hizmet verecekmişler. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Okulsuz köy kalmasın. Hem atanamayan öğretmenler sorunu çözülmüş olur hem de köyler “şenlenir.”

***

Hizmete girmek üzere olan Rize /Artvin Havaalanı’nda incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı, bu havaalanının yılda üç milyon kişiye hizmet verebileceğini söyledi. Öncelikle bölgemize bir havaalanının kazandırılmasında emeği geçen herkesi kutlarız. Fakat bu üç milyon yolcu için çok sayıda turistin gelmesi gerektiğini bölge nüfusu bize anlatmakta.

345.662 Rize'nin, 170.208 Artvin'in olmak üzere toplamda havaalanının hitap edeceği nüfus sayısı 515.108'dir.Turistleri de hesaba katarsak en iyi rakamla bu sayı bir milyona çıkar. Tek başına 816.684 nüfusa sahip ve aynı zamanda geniş bir hinterlanda hizmet veren Trabzon havaalanın gelen giden yolcu sayısı zaman  zaman 3 milyonu geçmişse de geçen yıl 2 milyon 614.385 kişinin uçak yolculuğunu  buradan yaptığı resmi istatistiklerde yer almaktadır. Kaldı ki, bu yolcuların bir kısmı da Rize /Artvin bölgesine geçmekte. İstenir ki hani, bölge turistle dolup taşsa, yaz kış demeden misafir ağırlasa da üç değil beş milyon yolcuya hizmet verse yeni havaalanı. Yarın öbür gün Trabzon Havaalanı yeniden yapılmaya başlanır ve uçuşlara kapatılırsa o zaman Rize Artvin Havaalanı’nın yolcu sayısı üç milyonu geçer mi? Bir ihtimal. Ama olmaz demeyin.

****

Trabzon’da siyaset hareketlendi. Bayram boyunca hem Trabzonspor'un şampiyonluğu hem bakanların Trabzon ziyareti, peşten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Trabzon odaklı bölge “bayramlaşma gezisi” siyasetin nabzını yükseltti. Ramazan, bayram, şampiyonluk filan derken siyasi figürlerin sahaya çıkması, önümüzdeki seçimlerin çok çekişmeli geçeceğinin işareti olarak değerlendirildi. Belediye Başkanı olarak bölgeyi ziyaret eden İmamoğlu'nun bu gezisinin ülke genelinde gündem olmasından halkta karşılığı olduğu bir kez daha görüldü. Trabzon ülke siyasetinin merkezinde yer alan bir şehir. Yerel siyaset de genel siyasetin ekseninde şekillenmekte. Yerel dinamikler de tepedeki gelişmelere göre hareket ederken, siyasette bir yerlere gelmek isteyenlerin şimdiden kulis faaliyetlerine baş