TRABZON

Şehitlerimize büyük görev!

Tarihçi Yazar Mustafa Yazıcı Tonya Sivri Tepesi’ndeki şehitlerimize şehitlik anıtının yapılacağının müjdesini verdi.

29 Haziran 2017 Perşembe günü saat 15’te bana Trabzon Yazarlar Derneği Başkanı Mustafa Durmuş beyden  bir telefon geldi. “Hocam, Tonya Sivri Tepesindeki Şehitlerin Şehitliğine bir Şehitler Anıtı yapılacak. Gözümüz aydın olsun. Yarın 30 Haziran Cuma günü Tonya İskenderli’de Merkez Camiinde Cuma Namazını kılacağız. Tonyalı Milletvekilimiz Sn. Salih Cora bey ile Tonya Belediye Başkanı Sayın Osman Beşel bey sizin ve bizim katılmamızı da istediler. Halk da gelecek. 2228 rakımlı Sivri Tepeye çıkılacak. Şehitler ve şehitlik ziyaret edilecek. Tepedeki bayrağın yanında Kur’an-ı Kerîm okunacak. Dualar yapılacak. Sonra size de bir konuşma yaptırılacak, sayın milletvekilimiz ve Tonya Belediye Başkanımız da görüşlerini söyleyecek. Güzel bir törenden sonra dağın eteğine inilip bir ikram da olacak. Şimdiden haberiniz olsun. Çok önemli bir olay. Buna yarın için hazırlanınız” dedi.

ŞİMDİ SIRASI GELDİ…

Şehit işi olunca ben nasıl hayır diyebilirdim? Zaten tâ 2010 yılında Tonyalı “Karadağ Savunması” adlı kitabın yazarı Lokman Yıldız beyle burayı ziyaret edip Trabzon İlkhaber Gazetesi sahibi rahmetli Salih Çamoğlu’nun  gazetesinde üç gün bu araştırmamızı ve ziyaretimizi yayınlamıştık. Fakat Valimiz Sayın Recep Kızılcık  kanser hastalığına yakalandığından uzun süre tedavi gördüğünden Sivri Tepesi Şehitliğine yedi senedir  Rus işgaline karşı yapılan iki senelik amansız  direnişin  tarihî zafer belgesi olarak  halâ  bir Şehitler anıtı veya âbidesi yapılamamıştı. İşte şimdi tam sırası gelmişti. Bu nedenle

bu olaya ve haber çok sevindim.

DAĞA TIRMANDIK…

Cuma günü Sivri tepesine çıkış hazırlığımı tamamladım. Cuma günü saat 10’ da Beşikdüzü’nden yukarı İskenderli’ye milletvekilimiz Salih Cora, Belediye Başkanımız Osman Beşel beyle birlikte Namaz için Camiye çıktık. Hoca Efendide kürsüden çok güzel bir vaaz veriyordu. İslâm şartını, adaleti, vatan müdafasını çok güzel örneklerle anlatıyor, mükemmel insanın ve Müslümanın nasıl olması gerektiğine değiniyordu. Türkiye’de Türk vatandaşlığının ve hatta memurluğun şartları oluyor da Müslümanlığın ve İslâmın şartının olmaması hiç mümkün mü? Vurgulamasına, şehitliğin yüceliğine ilmen dikkat çekiyordu. Nihayet ezan okundu. İskenderli merkez camiinde namazlarımızı kıldık. Acele bir öğle yemeği de yedik. Hep birlikte dağa tırmanmaya başladık.  

MEŞRU MÜDAFAA YAPTILAR

Bu zafer unutulur mu? Benim üçüncü gelişimdi buraya. Şehitlerimiz çimenliklerde biten dağ kekiği ve dev Sivri taşlar arasında ve de geniş bir sahada yatıyorlardı. Ruhları şad olsun. Tansiyon rahatsızlığımıza rağmen herkes gibi ben de Trabzon Yazarlar Derneği’ndeki arkadaşlarımla sarp yokuşa vurduk. Buraya keyfi ziyaret için çıkmak çok zordu. Kaldı ki 1916-1918 yılları arasında askerlerimiz, milis kuvvetlerimiz, Kuvva-i Millîyemiz işgalci Ruslara karşı vatana canlarını verecek kadar çok çetin bir meşru müdafaa yaptılar. Tepenin dört bir yanına mevziler kazarak Batum’dan Harşit’e  kadar olan  Doğu Karadeniz vatan topraklarının  en hakim tepelerinden  biri olan Sivri  tepesini Kop Dağı Tepesi, Sultan Murat Tepesi, Zigana tepesi, Sis Dağı  Tepesi, Alacadağ Tepesi, Karadağ Tepesi  savunmaları misâli tam doksan üç  gün  amansız bir şekilde savundular.

YEDİ YÜZ RUS KAYIBI VAR

Rus bu işgal ve savaş hatıratlarında bir günde en büyük zayiatı buradaki  çarpışmalarda verdiklerini kendileri yazdılar. Fakat Bir gündeki Rus kayıplarını beş yüz, Türk kayıplarını 241 gösterdiler. Halbuki Rus kayıpları bir günde burada yedi yüzdür. Bu bölgedeki gazilerimizin hâtıratlarında Türk kaybı bir günde üç yüz civarındadır. İki sene içindeki Türk kayıplarının tamamı ise iki yüz elli iki bin (252) bin civarındadır. Nerede ise tam Çanakkale kadar. Çanakkale’deki Şehit Sayısı 255 bin civarındadır. Düşmanların kaybı Çanakkale ‘de 250 (iki yüz elli) bin kişidir. Üstelik bu savunma Cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı dönemindedir. Bu savunma ve zafer Osmanlı dönemi savunması ve zaferidir. Çünkü: Atatürk bu 1918 Trabzon zaferinden bir yıl sonra 1919’da Samsuna çıkarak Türkiye’nin topyekûn savunmasının başına geçmiştir. Önderliğini tam devr almıştır. Bunları karıştırmayalım. Bu Rus işgaline karşı direnişin başında  Şark Cephesi Komutanı Mareşal Fevzi Çakmak, Kafkas Cephesi  3. Ordu komutanı Vehip Paşa,47 Alay Komutanı Kurmay Albay Hacı Hamdi Paşa,Milis Kuvvetleri  42 Alay Komutanı Yarbay Topal Osman Ağa,Kuvva-i Milliyeci Eynesil’li Kara  Murteza oğlu Deli Bilâl, Yozgatlı Teğmen Kuvva-i Milliyeci  Ömer Evcioğlu, Binbaşı Kahraman bey, Kahraman beyin askerlerinden Gâzi Arap Ali(Deli Ali), Emanet oğlu Fazlı Efendi, Çakır çavuş, Hıdıroğlu Osman; Topal Osman Ağanın Kuvva-i Milliyeci  Çetesinden Miktat Çoban, Atlı Kurye(Postacı) Osman Yılmaz Karadağ ve  bir diğer kahraman Gazi yüzbaşı Akçaabatlı Hasan Fehmi Bozalioğlu beyler vardı. Sarptan Samsuna kadar bu bölgede vatanı savunan daha çok kahraman var.

KİTAPLARI OKUMAK GEREK

Fakat ayrıntılara girmek bu sayfamızda çok zordur. Bu konuda Trabzon’da çok kitaplar yazıldı onları bulup okumak lazımdır. Bu konuda Trabzon Yazarlar Derneği Japon Pazarının yanında, Alaca Han önünde ve Bakırcılar Çarşısı içinde sizlere hemen yardımcı olur. Zaten buradaki fotoğraflarda gördüğünüz gibi bu belgeselin gündeme gelmesinde Milletvekilimiz ve Belediye Başkanımız yanında benimle birlikte Trabzon Yazarlar Derneği Başkanı Boğoçlu Mustafa Durmuş beyle, Tonyalı Lokman Yıldız beyler vardır.   

MUHACİR SAYISI 1 MİLYON İKİ YÜZ BİN

Trabzon Gaziantep’ten önce gazi, Kahramanmaraş’tan önce kahraman olmasına rağmen halâ Trabzonlulara Gazi ve Kahraman ünvanı Türkiye çapında milli manada verilmemiştir. Çünkü Trabzon 1918’de gazi ve kahraman şehir olmuştur. Antep ve Maraş ise 1921’dedir. Hem bu Karadağ, Sivri Tepesi ve de Harşit savunmaları Türkiye tarihinde tarihçiler tarafından 2. Çanakkale sayılmıştır. Kop Dağı muharebeleri i zaferi ise 2. Plevne Savunması sayılmıştır. Bizim ordularımız 252 bin şehit ve kırk bin esir verirken Rus orduları yüz elli binden fazla ölü ve elli binden fazla esir vermişlerdir. Fakat kendi kayıplarını yüz bin ölü 21 bin esir olarak göstermişlerdir.252 bin şehidin altmış bini hastalıktan(Kolera) ve açlıktan olmuştur. Zira bölgeden Bayburt’tan Rize’den, Artvin’den, Gümüşhane’den Trabzon’dan tâ Harşit’e kadar olan muhacir sayısı tam bir milyon 200 bin kişidir. Yani Ermeni tehcirinden çoktur. Çünkü: Türk Tarih Kurumu tespitlerine göre Ermenilerin tehcir(göç) sayısı altı yüz elli bindir. Muhacirlerden sadece yüz seksen biri geri dönebilmiştir. Diğerleri Samsun, Ordu, Sakarya Kocaeli, Tokat, Bursa gibi şehirlerde kalmışlardır.

NEDEN BELGESEL YAPILMIYOR?

Şimdi böyle bir tarihi olayın nasıl anıtı olmaz. Çanakkale zaferini Trabzon Akyazılı rahmetli aktör Tanju Gürsü film yapmıştır. Fakat Çanakkale kadar önemli olan Batum’dan Kastamonu’ya kadarki eski Trabzon’un bu savunmasının ne filmi ne de belgeseli yapılmamıştır. Fakat yüz kırk civarında belgesel yapan Trabzonlu hemşehrimiz Yönetmen Halil Demirci beye Başbakanlık ve Sinema Genel Müdürlüğünden bir proje ile bu zaferin belgeselini yapma iznini de almıştır. Pek yakında başlayacaktır. Beni de araştırmacı olarak bu belgesele danışman yapmıştır. Kendisini Sivri tepesine Şehitler anıtı dikecek olan Tonya’lı milletvekilimiz Sn. Salih Cora, Tonya Belediye Başkanımız Sn. Osman Beşel beyi tebrik ettiğimiz gibi cân-ü gönülden tebrik ediyoruz. Zira Trabzon’un en büyük davası bu Rus işgalinden kurtuluş belgeselini yapıp yeni nesillere bu vatanın nasıl savunulduğunu ve bu günlere nasıl geldiğimizi göstermektir. Ermeniler Fransa’da Paris’te aleyhimize Ermeni Anıtı dikerken bizler boş duramayız. Asıl zafer Anıtı bu bölgeye dikilmelidir. Trabzon’un gazi ve Kahraman unvanları da resmen Cumhurbaşkanlığımızca, Başbakanlığımızca ve T.B.M.M ce Trabzon’a verilmelidir.

RUSLAR 40 BİN EV YAKTI

Trabzon’un 1810 yılında bile bir Sargana Kahramanları zaferi var.Yni Trabzonun 1810 yılında bile kahramanlığı ve gâziliği var. Muhacirlerimiz ve askerlerimiz, Milli kuvvetlerimiz bu bölgede vatanı savunurken açlıktan Fındık kabuğunu öğüterek ekmek yapıp yemişler, domuz lahanasının yakıcı yumrularını yemişler, Kurbağalı çorbalarla çorba yapıp içmişlerdir. Denizden muhacir çıkanlar bir kayıkta 35 kişi Hamsi kasası gibi istiflenmişti. Muhacirlikten dönüşte bir motorda tam 6o kişi vardı. Rus tankları ve Rus Süngüsü önünde yükleri, kap kacağı arkasına bağlı, hayvanlara yüklü çoluk çocuk perişan oldular. Hem de kış günü. Hem de işgalde Raman ayı iki defa geldi. Oruç bile tutup dini bayram da yaptılar. İşgalde bile dini görevlerini ihmal etmediler. Ne zulümler çektiler. Rusların gemileri uçakları bölgede tam kırk bin ev yıktılar. Muhacirler Akçakale burnunu dönünce Trabzon Burnunu görünce “Trabzon Sen Bizim Vatan Kâbe’mizsin” diyerek secdeye varıp toprağı öptüler.

YENİ NESİLLERE ÖĞRETMELİYİZ

Ellerini üst üste koyarak Akçaakale’de “Trabzon seni sanayi ile kurtaracağız. Bizimde sanayimiz olsa asla düşman vatanımızı işgal edip bizi muhacir çıkartamazdı dediler. Fakat ömürleri vefa etmedi. Şimdi bizler bunları yapmalıyız. Bizi aşanları ise yaptırmalıyız. Bunları yeni nesillere öğretmeliyiz. Harşit Savunması 2.Çanakkale Savunmasıdır. Ruslar asla Harşit’i geçemediler. Zaten iki senede sahillleri almalarına rağmen dağları aşamadıkları için Erzincan Antlaşmasını yaptılar. Zaten çekileceklerdi. Lenin İhtilâli olunca Rusya savaşa devamı göze alamadılar. Çekilip gittiler. Bu direnişi basite alanlar bu zaferin belgelerini ya hiç okumadılar yada farkında olarak veya olmayarak düşmanlara puan veren  uydu pontusçular vardır.

Düşmanların(Ermeni, Rum ve Rusların, İngiliz, Amerikalı ve Fransızların) yaptıkları katliamları unuttular. Fakat Rusların karargâh yerleri, uçaklarını kondurup kaldırdığı yerler, bölgedeki diğer şehitlikler, kazılan mevziler, Türklerin onları Harşit’ten karşıya germedikleri batı yakası karargâhları, karargâha ve âhıra çevirdikleri camiler halâ yerinde durarak düşmanlara bedduasını yapmaya devam etmektedir.

İşgalin başında Rus 5. Kolordu Komutanı Viladimir Liyakof vardı. Sonra bu görevi Alman asıllı Rus Generali Svorta’ya verdi. Bunların Başında da Rus Başkomutanı General Karahan vardı. Liyakof, General olarak Trabzon Valisi oldu. Yanında daha kıdemli Şıvarts vardı. Fakat o bütün şehir Belediye işlerini kontrol ediyordu. Metropolit Hrisantosu da yönetiyordu. Bir de raporları tutan General Dr. Yakov Kefeli vardı. Trabzon Akçaabat ve Maçka Cevizlik kaleleri buna bağlı idi. Bir de pek bunlarla anlaşamayan bir Rus işgal komutanı vardı ki O S.P. Mintslov  idi. O da günlük tutmuştur. Bombardıman yapan Rus gemisinin adı Maria idi. Böyle 23 tane var idi. Kafkasyadan bu tara Rus ordusu yedi yüz bin kişi idi. Malzeme gemisinin adı Novoreski idi. Bunlar Rus kayıtlarında mvcuttur. Tercüme olmuşlardır. Rus askerleri Saltat denirdi. Rum Metropolidi iki sene Trabzon Belediyesine başkanlık etti. Rus Arkeolog Uspenski de Trabzon’a İl Kültür ve Turizm müdürü yapılarak Trabzon’daki tarihi eserler Rusyaya kaçırtıldı.

BATI’YA KAÇTILAR

Şimdi bunun envanteri yayınlandı. Öyle ki Trabzon Ata Park’ta Gülbahar Hatun Mahallesindeki Yavuz’un anası Ayşe Gülbahar Hatunun türbesindeki Sandukanın yeşil Örtüsü bile bugün Rusya’da. Hepsi geri istendi amma verilmiyor ki. Parayla bile. Şimdi tarihe sahip çıkmanın ne derce önemli olduğunu buradan herkes anlamalıdır. İşgal zamanındaki muhacir çıkan Trabzon Valisinin adı Cemal Azmi bey idi. Rusya elçimizin adı Kamil Efendi idi. Esirlerimiz Rusya’nın Başuhan şehrine ve Azerbaycan’ın Narin adasına sürülmüştü. Fakat işe bakın ki kurtulanlar Trabzon’un kurtuluşundan sonra hep batıya kaçıp oradan İstanbul’a ve Ankara’ya gelip Atatürk’ün emrinde kurtuluş savaşına katıldılar.

TARİH TEKERRÜR ETMESİN

Maraşal Kâzım Karabekir paşanın hatıratında yazdığına göre bu bölgedeki  yenilgilerimizin asıl sebebi Enver Paşanın  Karsı alan Ruslara karşı yeterli kuvvet yığmadan hemen saldırıya geçmesi, işin başına tecrübesiz komutanlar getirmesi, o kış şartlarında Rus orduları karşısında savaşanların adedini  azaltmasıdır. Bu durumlardan herkes ders almalıdır ki bir daha tarih tekerrür etmesin ve de vatanın değeri ve önemi bilinsin. Gereği hazır ve nazır yapılsın. Hem de resmen ve hem de gönüllü olarak. Bu 30 Haziran Sivri Tepesi töreninde beş İmam ve Hafız Kur’an-ı Kerîm okudu. Dua yaptılar.  Konuşmacılar çok önemli tarihi bilgiler verdiler. Milletvekilimiz Cora, Tonya Belediye Başkanımız Beşel beyler burada bu kahramanlarımızın bu Şehitler Anıtını çoktan hak ettiklerini, Onlarla iftihar ettiğimizi, Tonyalıların asla pes etmediklerini, şehit olarak en büyük rütbeyi aldıklarını, onların asla unutulmayacağını hayranlıkla haykırdılar. Törenden sonra Dağın eteğinde şehitleri ziyaret edenlere etli pilâv ve ayran ikramı da yaptılar. Halk çok büyük mutluluk yaşadı.

EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR                       

Bu teşebbüs için Vekilimizi ve başkanımızı tebrik ettiler. Ben de bu şehitlere sahip çıkmanın Trabzon tarihinin en büyük olayı olduğunu bu başarılınca şehitlerin de kendilerini destekleyeceğini ,daha büyük başarılara ulaşacaklarını tarh ve kültür araştırmacısı olarak hatırlattım. Birçok kimse de gözyaşlarını tutamadı. Çünkü: Vaktiyle bu şehitlere yıllarca Haçkalı Hoca Efendinin Tonyalı ve Maçkalı müridlerinden iki ayrı Mevlût Hoca Efendi sahip çıkmıştır. Şimdi bu hizmet ve sahip çıkma görevini Vekilimiz ve Belediye başkanımız halkımız devir almıştı. Bu nedenle bugün de Trabzon tarihindeki yerini şimdiden almıştır. Emeği geçen, katılan ve katkısı olan herkesi şehitlerimz adına ve anısına kutluyoruz. Şehitlerimizin ruhları şâd olsun. Ruhlarına binlerce Fâtihalar olsun. Bu zafer ve bu Anıt şimdiden herkese hayırlı olsun. Hizmete açılınca da orada ayn şekilde toplanacağız ve de her sene Geleneksel olarak burada dalgalanan Ay-Yıldızl bayrağımızın altında onları  anacağız..Bizlere bu hizmet şerefine kavuşturduğu için Yüce Allaha nihayetsiz hamd-ü senâlar ;kâinat Peygamberi Muhammed Mustafa Efendimize de nihayetsiz Salât-ü Selâmlar olsun.(Âmin!)

Karadenizde sonnokta / Musfata YAZICI