SENİNLE OLMUYOR HOCA

Bak Hoca,

Trabzonspor’un başında çıktığın on deplasman maçında şimdiye kadar yalnızca üç puan kazanabilmişsin. 29 puan kaybetmişsin. Kazanılan diğer iki deplasman puanı da senden önceki iki hocaya ait. Bunları da biliyorsun, değil mi Hoca?

Tamam, deplasmanlarda hiçbir varlık gösteremiyorsun, maç kazanamıyorsun diyelim ama evinde de 9 puan kaybetmişsin be Hoca. Şu ana kadar toplam 38 puan kaybın var Hocam.

Daha ligin üçte ikisi bile geçmemiş, ligin dibi henüz gelmemiş. Lider Galatasaray, senin kazandığın puan kadar fark atmış. Senin kazandığın puanın iki katı puanı var. Bunu da anlayabiliyor musun Hoca?

Şimdi bu saatten sonra “Futbolcular kötüydü, oyuncular vasattı” diyemezsin Hoca. Bu futbolcularla kimine dört attın, kimine beş attın, kimine de daha fazlasını attın. O başarılı sonuçları sahiplenerek “Böyle oynadık, şöyle yaptık, maçları kazandık” dedin. Peki, başarısız maçlardaki sorumluluğu da kabul ettin mi Hoca? Ligin dibinde, düşme hattının bir tık üzerindeki bu takımın bu durumunun sorumluluğunu aldın mı Hoca?

O zaman sorun nedir diye dönüp baktığında, deplasman maçlarına göre bu takım ligin sondan ikincisi Adana Demirspor ile aynı puanda, sonuncu Hatayspor’dan ise sadece 4 puan önde. Kusura bakma ama Hoca, bu başarısızlık senin değil de kimindir?

Senin takımına 14 puan fark atmış Samsunspor’un iki sezondur transfer tahtası kapalı. İki kere başkanı değişmiş. 40 puandaki Eyüpspor ile 35 puandaki Göztepe henüz lige çıkmış, transferleri senden kötü. Futbolcuları sağdan soldan toplanmış isimler. Neresinden baksan futbolcularının değerleri ve kalitesi, senin takımının kalite değerlerinden katbekat aşağı seviyede. Buna rağmen, senin takımının üstünde yer alıyorlar. Lige bir farkındalık, bir hava, bir farklılık getirmişler.

Bak, ligin dibindekiler toparlandı, sana doğru geliyorlar Hoca. Daha da vahimi, takım üzerinde hiçbir kontrolün kalmadı. Kısaca, seninle olmuyor Hoca. Yol yakınken git Hoca.