SÖĞÜTLÜ KAVŞAĞI İÇİN KİM KONUŞACAK!

Trabzon'da sıkışan trafiğin akışkanlık kazanması için birçok kavşak yapılacak. Yapılacak yapılmasına da önü alınamayan dedikodularıyla birlikte bu süreç gerçekleşecek gibi.

İnsanlar konuşuyor, benim apartmanım istimlak kapsamıda mı diye...

Karayolları ise susuyor. İnsanlar burnundan solurken Karayollarının gıkının çıkmaması insanın hayretini tetikliyor.

Söğütlü Fatih Eğitim Fakültesi ve Haçkalıbaba kavşağının projesi yapılmış, işe başlanacak deniyor. Fatih Eğitim'in önünden sağlı sollu istimlaklar olacağı şaibesi yöre sakinlerini kasıp kavuruyor. Bütün bunlar yaşanırken Karayolları 'ey insanlar' diye başlayacak bir açıklama bir izahat yapmaktan aciz; dut yemiş bülbül gibi suskunları oynuyor.

Yolları genişletmek, rahatlatmak son derece haklı bir proje ama yöre sakinlerinden kimler ne oranda etkilenecek bunu beyan etmek de o kadar haklı bir istek.

Söğütlü kavşağı dal-çık metoduyla yapılacakmış. Dal-çıkın yan yolları için bir sürü bina istimlak edilecekmiş. Miş miş de fiş fiş...

Bu söylentilerle insanların dedikodu kazanını kaynatmaması için kavşağın maketini hemen bölgeye asmak, herkesin işini bilmesi açısından elzem değil mi?

"Trabzon Büyükşehir Belediyeyesine soruyorsunuz "biz kabaca bir bilgiye sahibiz" diyorlar.   Yani "sizin gibi biz de naçarız, bunun için sorulardan kaçarız" demek istiyorlar.

Karayolları ise "ben bilmem şirket bilir" diyor.

Allah aşkına bir iş projelendirilmişse bunun ötesi berisi açıklanmaz mı? Bu ketumluk, bu sağırlık niye? Halkı anlamayan, idrak yolları kapanmış gibi durmak çözüm mü Allah aşkına!

Evet hem Söğütlü kavşağının hem de Haçkalıbaba kavşağının bütün müçtemilatıyla akıbetleri nedir diye bu insanların öğrenmeye hakkı var. Zira, bilgi edinme hakkı kutsal bir hakktır.

Kısaca her iki kavşak için de aynı ihtiyaç fazlasıyla hissediliyor. Karayollarının koltuklarını işgal eden büyük küçük ne kadar zevat varsa koltuklarından bir soluk kalkıp kavşakların yapılacağı mahellelere uğrayıp "Projenin aslı bu, şu şu binalar yıkılacak, şunlara dokunulmayacak ve kimse asla mağdur edilmeyecek" dese fena mı olur.

Devletin başı partisine rücu eden Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında koltuk erbaplarına "halkın yanında olun, ayağına gidin" diyor. Bizimkiler halkın ayağına gitmek şöyle dursun adam gibi bilgilendirme görevlerini bile yapmıyorlar.

Anlayacağınız, şehri dedikodunun yıkıcı depremine terk ediyorlar.

Maksat bir ama rivayetler muhtelif...

Projeyi bir özel şirket almışmış, bir ay sonra ne olacağı belli olacakmışmış. Bir cümlede '-mış ' çoksa anlayın ki Anderson'dan masallar anlatılıyor.  Yetkililer halkın beklentilerini dikkate almadan hatta halkı kaale almadan "ne gerek var bilgiye, biz taktir ettik oldu" diyorsa ona da bir şey diyemem.

Ama Reis'in BİMER'ine "biz bilgilendirilmiyoruz" diye vatandaş yazmaya başlarsa o koltuk sahipleri için BİMER, biber olur gibime geliyor.