SON KARARIM!

Sezon boyunca yaşadığımız dalgalanmaların üzerine sünger çekip "ölü sezonu" kupa ile hatta iki kupa ile kapatma şansını yakalayabileceğimiz maçtan maalesef farklı mağlubiyet ile ayrıldık.
Her iki takımın oyuncu kalitelerine, oyun güçlerine baktığımızda, kazanmaya daha yakın olanın kupayı kaldırdığı bir müsabaka oldu. Trabzonspor kazanabilir miydi? Zor da olsa evet. Kupanın kaldırılması şampiyonluk kadar önemli olsa da, sonuçta tribündeki 15.000, ekran başındaki milyonların kahrolduğu, skorun hezimet sayılabileceği maç sonunda, sezon her anlamı ile fiyasko ile sonuçlandı.

Trabzonspor'un zor da olsa kazanması için yapılması gerekenler belliydi aslında;
Savunmada dikkatli ve yüksek konsantrasyon, orta alanda temaslı oyun, rakipten daha fazla koşmak, ön hatta ise Zubkov, Nwakaeme, Banza üçlüsünün üretken olması şarttı. İlk 15 dakikalık süre dışında, savunmada yüksek konsantrasyonlu oyun ve Batagov'un "tepe performansı" dışında diğer bileşenlerden olumlu herhangi bir aksiyon olmayınca, skorda geri düşen Trabzonspor'un oyuna ortak olamayacağı da net olarak göründü.
Maçın hakeminin özellikle 2.goldeki faulü es geçmesi oyunun kopmasında etkili olsa da, her şartta gol bulabilecek potansiyeli olan rakibin maçı alacağı düşüncesi, her dakika daha belirgin ortaya çıktı.

Trabzonspor maç kaybedebilir, kupayı kaldıramaması da iki seçenekten kuvvetli olandır, buraya kadar problem yok. Saha içiyle alakalı ana problem takım halinde sahaya karakter koymayan, skora reaksiyon gösteremeyen, isyan etmeyen, teslimiyetçi oyuncu grubunun olmasıdır.

Saha içinin kısa özetinde, Batagov ve mücadeleleriyle bir nebze performans veren Mustafa ve Pedro dışında performans veren oyuncu yoktu. Takım savunmasından aciz bir orta alan, hücum hattında ele avuca gelecek herhangi bir şey yapmayan başta Banza olmak üzere, Zubkov-Nwakaeme ikilisi, topu öne taşıyamayan Ozan, etliye sütlüye karışmayan, oyunun savunma kısmında nerede duracağını dahi bilmeyen 30 milyon euroluk Mendy izledik 90 dakika.
Fatih hoca hakkında iki laf edecek olursak;
Ön alan baskısını 5-6 adamla çok doğru yapan Galatasaray'a karşı, ısrarla arkadan oyun kurmaya çalışmak doğru bir plan değildi Fatih hocam. Mendy ile orta sahayı tutamayacağını haftalardır gözlemlediğini ve orta alanı güçlü rakibe karşı, Mendy tercihini de doğru bulmadığımı söylemek isterim.
Skor olarak geriye düştükten sonra Sikan alternatifini devreye sokmaman da kafamda soru işareti oluşturmuştur.
Özetle, kalite olarak daha aşağıda olan takımı oyuna ortak edecek hamlelerinde ve tercihlerinde başarı sağlayamadığının farkında olduğunu düşünüyorum.

Saha içinden Trabzonspor'un "büyük sorunlarına" dönecek olursak;
Maça atanan, formasını çantasında taşıyan "yönetene" maçın öncesinde müdahale edemeyen, hakemle alakalı görüşme talebine red cevabı alıp kamuoyunda yangın yapamayan,
Kulüp olarak sezon boyunca yaşadığın haksızlıklara "tweet" dışında tepki koyamayan,
Maçın hakemine tepkisini kupa törenine çıkmayarak çocukça tavır sergileyen sayın başkan!
Yarın yada yakın zamanda, camianın gazını almak için "gelir sağlayacak" yeni projelerle kamuoyunun önüne çıkmayı planlıyorsanız, yolun sonuna geldiğinizi bilmenizi isterim.
Camia olarak büyük hayallerimiz yarıda kalmış olsa da,
Ne mutlu banaki TRABZONSPORLUYUM!!
Kalın sağlıcakla...