SONRADAN YAN ÇİZMEK YOK!

Şu olacak, bu olacak, o olmalı, bu olmamalı” derken sonunda Trabzonspor’un yeni teknik direktörü Bordo-Mavililerin eski yıldız oyuncularından Ünal Karaman oldu.

Bence çok da iyi oldu.

İskender Günen gibi Trabzonlu olmadığı halde, en az hepimiz kadar Trabzonsporludur Ünal Karaman..

Ve hatta sıranın kendisine gelmesinde geç bile kalınmıştır.

Futbolculuğunda göğsümüzü kabartan başarılara attığı imzalar dışında, dik duran, bildiği doğrulardan hiç bir şartta ödün vermeyen, bir yerlere gelmek için yalakalık, yandaşlık, candaşlık yapmayan, günümüzde zor bulunan bir karakterdir Ünal Kaptan..

Kendisine ve 4 kişilik mütevazı yardımcı ekibine başarılar diliyorum. (Çalımbay’ın yardımcıları 12 kişiydi)

Ki onların başarısı bizlerin de mutluluğu olacaktır.

***

Ancak, Trabzonspor bugün öyle bir durumdadır ki, saha sonuçları ikinci plandadır.

Çünkü ekonomik anlamda zor kelimesini çok aşan, bitkisel hayatı geride bırakan, aslında ölmüş ama gömülmemiştir.

Şimdi yetkililer suni teneffüsle ölüyü canlandırmaya çalışmaktadır.

***

Tabi ki, bu demek değildir ki, Trabzonspor sahada havlu atmıştır.

Bordo-Mavi formayı kime giydirirsen giydir, eğer o takımın ismi Trabzonspor’sa çıtayı bir seviyenin altına asla düşürmez..

Çünkü bu şehrin futbol geçmişi o formayı giyenlerin hücrelerine yüz yılı aşkın birikimin oluşturduğu hırs, azim, yenilgiyi kabul etmez mücadele ve başarı gibi kendisine has futbol kodlarını anında şırınga eder.

***

Lakin taraftar da yeni bir yapılanma başladığını unutmayacak, yarın yan çizmeyecek!.

Öyle iki kötü sonuçtan sonra değişik icraatlara! girmeyecek.

Makul ve mantıklı bir süre beklemesini bilecek.

Akşam halvete girip, sabah çocuk sahibi olmak gibi bir hayale kapılmayacak!..

***

Trabzon’la kıyas kabul etmez ekonomik imkanları olan, Sakarya, Kocaeli, Gaziantep hatta Eskişehir gibi illerin takımları, senin onda birin kadar bile olmayan borçlarıyla neredeyse kepenk indirmişken, bu kadar bataktaki bir Trabzonspor hala kapısına kilit vurmamışsa, bu da taraftarının o inanılmaz sahiplenme duygusunun eseridir.

Ki Trabzonspor’un en büyük gücü de buradan gelmektedir..

Bu yüzden işler ters gittiğinde de bu duygumuzu köreltmeyeceğiz.

Elbette kızacağız, bağıracağız, eleştireceğiz ancak, işin peşini hiç bırakmayacağız..

Kaldı ki, olmakla olmamak arasında bir yol ayırımında bulunan Trabzonsporumuz bunu bizden beklemektedir.

Ve de bizim Trabzonsporluluğumuzu yöneticilerin, teknik kadronun, sahadaki futbolcuların kim olup olmadıkları ve de aldıkları sonuçlar belirlemez..

Çünkü biz, herkesi yendiği için değil, herkese herif gibi kafa tuttuğu, sonuç ne olursa olsun, yürekli ve namuslu mücadelesi için Trabzonsporluluyuz.

Kaldı ki; Söz konusu Trabzonspor’sa gerisi teferruattır..

***

Başkan doğru söylemiş!!
Bu arada Ankara'da düzenlenen Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, ”Futbol ailesinde güven sorunu var” demiş..

Başkan kırk yılda bir laf etmiş.

Doğrudur..

En başta da size ve ekibinize güvenmiyor kimse!