Sağlık ve turizm konusunda dobra açıklamalarda bulunan Doğu Karadeniz Sağlık Turizmi Derneği Mustafa Yılmaz, Trabzon’un sıkıntılarına parmak bastı. Gazetemize konuşan Yılmaz, Sümela’dan Ayasofya’ya, turizmden sağlığa kadar bir çok konuda dert yandı. İşte Yılmaz’ın taşı gediğine oturtan o açıklamaları… UZUNGÖL İÇİN DUYARSIZLIK! “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın özellikle Rize Ayder’deki çarpık yapılaşma ile ilgili verdiği talimat dikkat çekmişti. Talimatla buranın derhal kentsel dönüşüme alınması gerektiğini belirtti ve Rize siyaseti topa girerek Ayder’in derhal kentsel dönüşüme alınması için gereğini yaptı. Tamam da Cumhurbaşkanımız Erdoğan Uzungöl için de aynı talimatı verdi. Yıllardır maalesef Trabzon’da ki siyasetçiler Uzungöl’ün geleceği ile ilgili herhangi bir proje otaya koymadı. Uzungöl’e yapılan duyarsızlık Sera Gölü için de geçerlidir. Turizm alanlarımız bu vurdumduymazlık yüzünden gelişmiyor. Turizm konusunda ne yazık ki bölgemizde vizyon projeler hayata geçmiyor. Trabzon’da hem siyasiler hem de bürokratlar turizm konusunda sınıfta kalmıştır. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ilk milletvekili olduğum dönem bizlerle turizm toplantıları yapmıştı. Bunlar eksiklerimizi görüp artıya geçmesini sağlayacak güzel adımlardı.” BETONİK PARK “Şehirlerde yapılan parklar çok önemlidir. Son olarak da Botanik Park hizmete girdi. Buraya ben betonik park diyorum. Açılışa çağrılmamış olmamama rağmen gidip orayı incelediğimde alanın betona teslim edilmiş olduğunu gördüm. Bir Batım örneğindeki Botanik Park’la ilgisi olmadığını gözlemledim. Tabi ki şehir merkezileri bu parklarla sınırlı kalmamalı. Özelikle engellilerin ve yaşlıların hizmet alacağı, yürüyüş ve bisiklet yolarının fazlalaşacağı alanalar şehre kazandırılmalıdır. Ayrıca Disneyland ve lunapark tarzı eğlence merkezleri de hayata geçirilmelidir.” TURİZME KATKI SIFIR “Trabzon’da turizme katkı sunmak adına ivedilikle Amerikalıların Boztepe’ye yapmış oldukları yolun genişletilmesini istiyoruz. Maalesef bu hayata geçmiyor. Kızlar Manastırı için trilyonlarca masraf edildi. Oranın açılışının yapılamasının sebebi işte bu yolun yetersizliğidir. ‘Teleferik yapılsın bu şehre’ dedik. Kimse dikkate almadı. Daha turizm nasıl kalkınacak? Bu şehre turist nasıl gelecek? Böyle bir turizm anlayışı ile başarılı olma şansımız yok. Şehrin merkezinde yer alan müzelerin önlerinde turistleri taşıyan otobüslerin park yapacağı bir alan dahi yok. Her taraf otopark oldu ama turizme katkı sıfır.” GELECEK KARANLIK “Sahillerde özellikle denize girilecek yerler yapılsın istedi, kimseye dinletemedik. Altyapısı olmayan bir şehirde turizmden söz etmek imkansızdır. Maalesef gördüğümüz o ki Trabzon’da değişen hiçbir şey yok. Eskiden ülkeler yarışıyordu şimdi ise illerin yarışı var. Ama bakıldığında Trabzon’un bu yarışta başarılı olma şansı yok. İşte bu örnekleri çoğaltınca Trabzon’un turizm geleceğine aydınlık bakamıyoruz.” CEPHANELİK’İ HİÇ ETTİLER! “Tarihi Cephanelik binasının yanında yapılan yapıyı her yere şikayet ettik, ‘olmaz’ dedik ama anlatamadık. Bizim amacımız oranın işletme sahibi ile değil. Bizim amacımız Trabzon’un turizm şehri unvanına katkı sunmak. Ama bu anlayışla bunlar imkansız. İşte Cephanelik’in yanında yapılan yapı ortada. Orayı da hiç ettiler. Turizm alanlarının böyle talan edilmesi çarpık yapılaşmalarla bizi derinden yaralıyor fakat bizler ses çıkarttığımızda yatırımcı engelleniyor gibi düşünülüyor. Neden şehirdeki bürokrasi, STK’lar ve milletvekillerimiz bu gibi bacasız sanayi olan turizm alanlarına hassas davranıp sahip çıkmıyorlar.” KOLTUĞU TERK EDİN “Sümela Manastırı’nın kapalı kalmasını defalarca gündeme getirdik ama üç beş tane kaya parçasını yıllarca temizleyemediler. Cumhurbaşkanımız Etrdopğan’ın bir talimatı ile boğaz köprüsünü altından yol geçiyor ama yıllardır bir Sümela açılamıyor. Sümela manastırı konusunda çok geç kalınan tadilat turizm geliri açısından bizlere çok zarar verdi. Artık teknolojiye ve çağa ayak uyduramayan her kim olursa olsun Trabzon’un önünü kesmemeli ve oturdukları koltuklarını terk etmelidir.” BATILI TURİST KAZANILABİLİR “Ayasofya müzesi konusunda neden kimse tek yürek olup cami ya da kilise olayında anlaşamıyor, bilmiyorum. Kilise kalması halinde özellikle batılı turistlerle tekrar Trabzon bir araya gelebilir. Özellikle konaklama açısında turizm belgeli otellerin olmasının yanında belgesiz oteller, aparatlar ve evler de bulunmakta. Bunlarla ilgili Valilik bünyesinde denetim elemanlarının olmayışı da manidar.” ŞEHRE OLUMSUZ GÖZLE BAKILIYOR “Sağlıktaki haberleri görünce insanın canı sıkılıyor. Sekreter doktorla tartışıyor, beyaz kod veriyor, polis geliyor, falan, filan. Bunlar hoş şeyler değil. Bu haberleri yurt içi veya yurt dışından okuyanlar Trabzon’a olumsuz gözle bakıyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Bir diğer konu Trabzon’da tam altı Sağlık İl Müdürü yok. Bu Trabzon’un eksikliğidir. Milletvekillerimizin icraat gerçekleştirememesinin ürünüdür bu. Kentte, Şehir Hastanesi olması gerektiğini yıllarca savunduk. Bugüne kadar bu hastane Trabzon’a kazandırılamadı. Bu konuda da başarısız kaldık. Bu hastaneyi Trabzon’a kazandıran herkese teşekkür ediyorum. Büyük bir ihtiyaçtı ve hayata geçiriliyor.” ANLAM VERMEK İMKANSIZ “Numune Hastanesi’nde psikiyatri hastaları için poliklinikler yapılmış. Aynı hastanenin bahçesinde de bu hastaların vakit geçirmeleri için alanlar ayrılmış. Bu hastaları doğa ile iç içe bir hastane yapılsa daha iyi sağlık hizmeti verilemez mi? Bu kadar iş bilmezlik olur mu Allah aşkına. Psikiyatri hastalarının tedavi gördüğü aynı hastanede kadın-doğum hastaları da tedavi görüyor. Nasıl olacak bu iş? Anlam vermek imkansız.” TIP FAKÜLTESİ KAN KAYBEDİYOR “KTÜ Tıp Fakültesi’nde de sıkıntılı bir durum hakim. Trabzon’da KTÜ yıllardır kan kaybediyor. Bu başarısızlık yönetim koltuklarında oturan insanların vizyonu ile alakalı. Profesyonel olarak düşünülmediğinden Trabzon bu sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. Tıp Fakültesi sıkıntıların göbeğinde yer alan bir hastane. Düşünebiliyor musunuz poliklinik ve hasta odaları yapılmıyor ama başhakemlik yenileniyor. Tahlil sonuçları dahi diğer hastanelerle örtüşmüyor. Tıp Fakültesi’nin yönetimini şapkasını önüne koyup bunlarla yüzleşmelidir.” Selahattin Özcan